Türkiye’de seçmenin çoğunluğu “Ne yaparsan yap arkandayım,” dedi ve Erdoğan’ı beş yıllık yeni bir yolculuğa uğurladı.
Ne yazık ki Erdoğan bu yolculuğa çıkarken Türkiye’yi de yanına alacak.
Geriye doğru bir yolculuk olacak bu ve hep bildiğimiz limanlara uğranacak:
FETÖ limanı, hapisleri muhaliflerle dolduralım limanı, eşi dostu zengin edelim limanı, Suriye ve Irak’ta savaş limanı, Rusya ile flört, Batı ile kavga limanı, inşaata hız ver limanı, paranoya limanı, yalan ve çalım limanı ile limanların en büyüğü, rüşvet ve yolsuzluk limanı.
Yeni bir liman yok.
Seçim ve başkanlık sistemine geçiş hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Aynı keyfî, müsrif ve akılsız yönetim sürecek.
Aynı dairelerde aynı bürokratlar çalışmaya devam edecek, aynı malum kişiler bakanlık ve danışman kadrolarını dolduracak, aynı düzeysiz medya her şeyi aynı hürmet ve baş eğmeyle alkışlayacak.
Ne yazık ki Erdoğan yolculuğa çıkarken Türkiye’yi de yanına alacak
Yönetime, Türkiye’nin başına bin bir dert açmış olan aynı akıl ve felsefe hâkim olmaya devam edecek.
Türkiye’nin sorunu yönetimin tipi değil, kalitesiydi.
Rejim değişikliği ve seçim bu kaliteyi iyileştirmeyecek, kibir ve ekâbirliklerine tavan yaptırarak Erdoğan ve Erdoğancıları daha da bozacak.
Türkiye’nin sorunu; Erdoğan’ın kişiliğinin defolu, yeteneğinin kısıtlı, ahlâkının mükemmellikten uzak, bilgisinin sığ, ufkunun dar olması ve Türk halkının yarısından fazlasının, böyle bir kişi tarafından yönetilmeyi şiddetle ve inatla arzulamasıdır.
Erdoğan barış yerine savaşı seçti, kurulması on yıllar süren dostlukları bozdu, iyi giden ekonomiyi mega bir krizin eşiğine getirdi. Kör topal yürüyen demokrasiyi rafa kaldırdı. Para harcayıp hesap vermemeyi kural, kabalığı ve sertliği stil haline getirdi. Ülkeyi düşman kamplara böldü.
Ama bir şeyde çok başarılı oldu: Yetmiş yıldır hor görülen, geri bırakılmış Siyah Türklerin kalbini kazanmakta.
Siyah Türkler ve kendi geçmişi de hor görülmelerle dolu Erdoğan, mükemmel bir uyum kurdular.
Erdoğan onları adam yerine koydu, ellerine para verdi, kilerlerini doldurdu, bedava sağlık ve eğitim hizmetine kavuşturdu. Onlar da oylarını hayat boyu ona taahhüt ettiler.
Bu oylar; güç ellerinde iken kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen, bencil ve duyarsız Beyaz Türklerin Erdoğan’a armağanıdır.
Bu oyların sahipleri çevrelerine baktıklarında Erdoğan’dan iyisini göremiyorlar ve korkarım hiçbir zaman göremeyecekler.
Siyah Türkler CHP’yi hiçbir zaman affetmeyecek. HDP’yi asla kendilerinden saymayacak.
Türkiye’nin büyük şanssızlığıdır bu: Siyah Türklerin uzun süren Beyaz Türk hâkimiyetinden sonra Erdoğan gibi birisinin eline düşmüş olması.
Erdoğan canının çektiği kadar iktidarda kalacak ve giderken yerini seçtiği birisine bırakacak
Keşke daha eleştirel, daha az kör olsalar, kırıntılara kanaat getirmeseler, daha yüksek standartlar talep edebilselerdi.
Ama bu imkânsızı istemektir.
Gelecekle ilgili bütün siyasi ve ekonomik tahminler yanlıştır derler, ama ben gene de çok önce yapmış olduğum bir öngörüyü tekrarlayayım:
Erdoğan canının çektiği kadar iktidarda kalacak ve giderken yerini seçtiği birisine bırakacak.
Aynen Malezya’yı 22 yıl idare ettikten sonra (1981-2003) yerini, adamına bırakan ve birkaç ay önce sıkılıp 93 yaşında başbakanlığa dönen Mahathir bin Muhammed gibi...