17 Mayıs 2016

Bir gazetecinin yapabileceği en büyük hata

Taraf gazetecilik babında affedilmeyecek, hatta tarihe geçecek bir hata yaptı

Bir gazetecinin yapabileceği en büyük hatalardan biri teyit edilmesi mümkün olmayan bilgileri doğru kabul edip haber yapmaktır.

İstihbarat örgütlerinden alınan bilgilerle yapılan haberler bunun klasik örneğidir.

Başka haller de vardır. Bazen birisi size resmi bir evrak fotokopisi getirir. Veya bir şirketten yürüttüğü dosyaları verir.

Bunlara dayanarak haber yapmak çok risklidir çünkü bu tür haberlerin doğru mu yanlış mı olduğunu kontrol etmek, çoğu zaman, imkansızdır.

Doğruluğu teyit edilemeyen haber, haber olsa bile haber değildir.

Yargı yanlışlarıyla dolu Türk yargı tarihine devasa bir yanlış daha eklendi
 

Size bunun bir örneğini vereyim.

Epey yıl önce,  Avrupa’nın en büyük şirketlerinden birinin Türkiye temsilcisi beni ofisine davet etti. Ünlü bir belediye başkanına, büyük bir iş almak için rüşvet verdiklerini anlattı. Kaç para verdiklerini de söyledi. Başkan rüşveti almış ama işi   başka bir şirkete ihale etmişti. Buna rağmen parayı geri vermiyordu.

Bilginin doğru olduğuna emindim. O belediye başkanın adı rüşvetçi olarak çıkmıştı. (Çıkmayan mı var, diyeceksiniz.) Ona rüşvet verdiğini söyleyen başka işadamları da tanımıştım. Ama bu haberlerin hiçbirini kullanmamıştım.

Özel bir haber en az iki ayrı kaynaktan doğrulanmadan yayımlanamaz. Haber çok patlayıcı ise ikiden çok kaynağın teyidini aramak gerekebilir.

Avrupalı iş adamından edindiğim rüşvet haberini ancak adını kullanmama izin vermesi halinde kullanabilirdim. O zaman belediye başkanını arayacaktım. “Falan adam, size, filan proje için şu kadar rüşvet verdiğini söylüyor, ne diyorsunuz?” diye soracaktım.

Haberi hem rüşvet iddiasını, hem belediye başkanının cevabını içerir şekilde yazacaktım. Okuyucu her iki tarafın da sözlerini tartacak, hangisine inanacağına karar verebilecekti.

Tabii ki, iş adamı isminin kullanılmasına izin vermedi. Verirse Türkiye’de bir daha iş yapamayacağını biliyordu. Onun istediği, benim haberi anlattığı gibi ama kaynak göstermeden yazmamdı. Bu şekilde belediye başkanını rezil edip intikam almış olacaktı.

Haberi yazmadım. Öylece kaldı.

Olay, nereden bakarsanız bakın – gazetecilik, yargı, siyaset, din – tarihi bir ilkellik örneği idi

İstihbarat kaynaklarından ve başka gizli kalmak isteyen kaynaklardan elde edilen bilgileri kullanmak için onları kanıtsız kabul etmek, doğruluklarına yüzde yüz güvenmek gerekir.

Bu büyük bir risktir.  Bu tür kaynaklar ancak ve ancak kendi çıkarları söz konusu olduğunda gazeteciye doküman veya haber sızdırırlar.

Taraf gazetesinin Ergenekon/Balyoz/vs. davaları ile ilgili olarak işlediği hata buydu. Birileri onlara bavul dolusu evrak vermişti.  Bunları, doğruluğunu teyit etmeden, hatta itham edilen kişilerin tepkisini almaya bile zahmet etmeden, doğru imiş gibi yayımlamışlardı.

Oysa, haberin doğruluğunu teyit  etmek,  zan altında kalacak kişilerin savunmasını almak gazeteciliğin ABC’sidir.

Taraf bunları yapmadı. Gazetecilik babında affedilmeyecek, hatta tarihe geçecek bir hata yaptı.

Sonuç müthişti: Ordunun prestiji yerle bir oldu, aralarında orgenerallerin de bulunduğu yüzlerce subay, gazeteci boş yere hapis yattı, hayatlar mahvoldu.

Yargı yanlışlarıyla dolu Türk yargı tarihine devasa bir yanlış daha eklendi.

Bu davalarla ilgili yorum yazmadım. Çünkü Taraf’ın yayımladığı belgelerin doğruluğuna hep şüpheyle baktım.

İddianamelerde yazılanlara da inanmadım çünkü içlerinde kanıttan başka her şey vardı.

Ne olduğu açıktı. Gülenciler, Milli Görüşçüler, AKP’liler ve başka nedenlerle askerlerden nefret edenler büyük bir kıyım için kumpas kurmuşlar, Taraf gazetesini ve yargıyı buna alet etmişlerdi.

Olay, nereden bakarsanız bakın – gazetecilik, yargı, siyaset, din – tarihi bir ilkellik örneği idi.

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor

"
"