Farz edin ki 15 Temmuz darbe girişimini gerçekten Fethullahçılar yaptı.
Farz edin ki başarılı oldular.
Ve farz edin ki Fethullah Gülen Türkiye’ye geldi ve Erdoğan’ın yerine geçti.
Ne olacaktı?
Bu sorunun cevabı muamma değildir.
Türkiye komşusu İran’dan beter olacaktı.
İran’da ayaklanan halk Şah'ı devirince 1979'da İran İslam Cumhuriyeti oldu.
Şah taraftarları ve zenginler asıldı, yüz binlerce insan İran’ı terk etti. Ülke, din adamlarının yönetimine geçti. Ülkenin zenginlikleri de.
Şah ve çevresinin serveti, din adamları ile onları destekleyen askeri ve yarı askeri güçlere devredildi. Devlet, yani mollalar, yüzlerce şirketi doğrudan, güvenlik güçlerinin elindekilerini dolaylı olarak kontrol ediyor. Özel sektör silindi.
Özgürlükler rafa kaldırıldı. Kadınlar ikinci sınıflaştırıldı.
İslam Cumhuriyeti kurulduktan bir yıl sonra Mollalar sudan sebeplerle İran’ı Irak ile sekiz yıl süren bir savaşa soktular.
Aralarında çocukların da bulunduğu on binler hayatını kaybetti. Bugün sorsanız İran'da da, Irak’ta da bu savaşın nedenini hatırlayan zor bulunur.
İran o kadar kötü yönetiliyor ki dev petrol ve gaz yataklarına sahip olmasına rağmen halk sefalet içinde.
Kişi başına düşen milli gelir 6,000 dolar civarında.
Rüşvet ve yolsuzlukta Türkiye’den bile ileride olabilirler.
İran’da iktidarda olan İslam değil iki yüzlülüktür.
İran İslam’ı, arkasında büyük bir soygun ve baskının yaşandığı bir kandırmacadır.
Ülke bugün Şah’ın zamanında olduğundan daha geri, daha baskı altında ve daha ümitsizdir.
Darbe başarılı olsaydı Türkiye’de durum daha da kötü olacaktı.
İran’da Şah'ın devrilmesine karşı çıkan olmadı. Türkiye’de öyle olmayacak, asker, karşı koymaları önlemek için kan dökmek zorunda kalacaktı.
İran’da değişik etnik gruplar olmasına rağmen nüfusun neredeyse tamamı Şii’dir.
Türkiye ise homojen olmayan, çok uluslu ve dinli bir ülkedir.
İran bir belayı (Şah) savıp başka bir belayı (Ayetullahlar) başına sardı.
Darbe başarılı olsaydı Türkiye’de de benzer durum olacaktı.
İran’dan ve Türkiye’den çıkan dersler aynıdır:
Politika dine karıştığında da sonuç felakettir, din politikaya karıştığında da.
Ama AKP, İslam dünyasında hiçbir liderin bilmediği bu dersi öğrenmedi ve öğrenmeyecek.
Türkiye’nin yarısı, Erdoğan hangi melodiyi çalarsa ona oynamaya hazır. Bu durumda Erdoğan hiçbir şeyden ders almaz ve kendini her istediğini yapmakta hür addeder.
Bakalım bu dans ne kadar devam edecek.