“Baba bu ne?”
Çocuklar çalışma masamdaki kitaplığın üstündeki mavi Olivetti kutusunu görmüşlerdi.
İndirip açtım. İçinde, yıllarca iki parmakla yazılarımı yazdığım, o zamanlar karımdan yakın olan makineyi gösterdim.
Kısa bir sessizlik oldu.
“Bu ne?”
Selim ile Sara, o yıllarda 6 ve 4 yaşlarında olmalıydılar. Olivetti’m onların alışkın olduğu hiçbir şeye benzemiyordu.
“Daktilo,” dedim.
“Daktilo ne?”
Anlattım.
Türkiye’nin EA devriminde yer alması için önlem alacak mı?
“Niye bilgisayar kullanmadın?”
Onu da anlattım.
Biraz şaşkın ve sessiz yanımdan ayrıldılar. Babaları sandıklarından daha dinozordu.
Elli yıl önce gazeteciliğe başladığım yıllarda gazete çıkarmak için kullanılan her şey – gazeteciler hariç – İstanbul, Fatih’teki Basın Müzesi’nde sergilenmekte. (Gazeteciler de müzelik olabilirdi ama hapishanelik olmaları, onları bu kaderden kurtardı.)
Son günlerde Batı medyasındaki haberleri izledikçe çocuklarımın çocuklarının çocuklarının da bir gün babalarına “Benzin ne?” diye sorabileceklerini düşünür oldum.
Fransa ve İngiltere, geçtiğimiz ay 2040 yılına kadar benzin ve dizel kullanan araçları yasaklayacaklarını ilan ettiler.
Yirmi üç yıl, o kadar da uzun bir zaman değil.
Ama uzmanlar bu tarihten önce bile birçok ülkede piyasada sadece elektrik ile çalışan araçların satılacağını öngörüyor.
Birçok uzmanın inancı, fişe takılı araçların önümüzdeki yıllarda hükümet müdahalesine gerek olmadan piyasaya hâkim olacağı yönünde.
Benzin istasyonları kapanacak, onların yerini sokaklardaki şarj üniteleri alacak.
Otomotiv sektörü, elektrikli araç (EA) üretimine milyarlarca dolar yatırmakta.
Nissan ve BMW gibi araba üreticileri geleceğin EA’larını üretmek için son sürat çalışıyor. Volvo 2019’dan başlayarak bütün araçlarının elektrikli olacağını açıkladı.
Sektörün belki de en ileri şirketi olan Amerikan Tesla, geçen hafta 35,000 dolara satılacak Model 3 sedanın kitle üretimini devreye soktu.
Dünyanın en nüfus yoğun otomotiv pazarlarından olan Çin ve Hindistan, yakın zamanda otomotiv sektör ve satışlarını EA’lara yönlendirmeyi planlıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı 2020’ye kadar yollarda 20 milyon EA olacağını, 2025’te bu sayının 70 milyona ulaşabileceğini düşünüyor.
BP baş ekonomisti Spencer Dale’e göre, iPhone gibi “cool” statüsüne erişirse EA sayısı 2035’e kadar 450 milyona ulaşabilir.
Geçen yıl yollardaki EA sayısı iki milyon kadardı. Toplam araç sayısı 1.2 milyar dolaylarında idi.
Bu gelişmeler, özellikle şehirlerde, hava kirliliği sorunun halline büyük katkıda bulunacak. Petrol üretiminin yüzde 60’ı ulaştırmada kullanılıyor.
Enerjisinin büyük bir bölümünü iç kavgalara ve kârsız dış politika maceralarına harcayan AKP yönetimi, Türkiye’yi bu resmin neresinde görüyor?
Bir KPMG raporuna göre, Türkiye 2015’te Avrupa’nın altıncı, dünyanın on beşinci otomotiv üreticisi idi.
O yıl, on iki şirket, neredeyse bir milyonu ihraç edilen toplam 1,7 milyon araç üretti.
Otomotiv sektörünün yedek parça dahil toplam ihracat geliri yaklaşık 22 milyar dolar oldu.
Hükümet bu sektörü elektrikleştirmek için neler düşünüyor?
Türkiye'nin EA devriminde yer alması için önlem alacak mı?
Yoksa matbaanın icadından beri huy edinilen nal toplama geleneğini devam mı ettirecek?