08 Şubat 2020

Badem ağacının acelesi

Pablo Neruda bir şiirini "Sana ilkbaharın kiraz ağaçlarına yaptığını yapmak istiyorum," mısrası ile bitirmişti. Baharın badem ağaçlarına yaptığını sana yapmak istiyorum da diyebilirdi

Ozanköy

Badem ağacının acelesi var.

Bugün Şubat’ın ikisi.

İnsanların hesabına göre, ama ağaçların hesabına göre değil, kış ve kışın badem ağaçlarının yaprak vermemesi lazım. Ama oturduğum yerden dallarda yeşil filizlerin burun verdiğini görüyorum.

Dün Ozanköy’den Girne’ye giderken de çiçekli küçük bir badem görmüştüm.

Ne kadar harika bir şey ağaçların, kaptansız, rotasını şaşırmayan bir kotra gibi olması, yeşil bir denizde mevsimden mevsime yol alması.

Biz değişirken onların aynı kalması...

Doğada kalkınma yoktur, evrim vardır. Kalkınma insan icadıdır. Doğayı paraya çevirme işidir. Bu işin motoru şirkettir. Şirket dünyayı yiyip tüketen, asla doymayan ve durmayan, bir canavardır.

Para bir değer ölçüsü değildir. Değerli şeylere değer vermekten vazgeçmenin ölçüsüdür.

Çok yıllar önce, insanlığın gençliğinde dünya insanın büyük bir gayret göstermeden yaşayabileceği bir yerdi.

Herhangi bir şey yetiştirmesine gerek yoktu. Elini yukarı kaldırınca daldan meyve, aşağı indirince yerden mantar toplayabiliyordu. Okunun ucunda her zaman geyik, oltasında balık vardı.

İnsan bu rahatlığı arkada bıraktı ve içinde tasasız ve mutlu olunması mümkün olmayan bir hayat icat etti. Bedava olan, kendiliğinden yetişen her şeyi artık para ile alması ve para kazanmak için en değerli şeylerini, zamanını ve özgürlüğünü, satması gerek.

Biçilmiş kaftan olan dünya, altına sığınılmaya çalışılan bitli bir yorgandır şimdi.

Bahçemde üç eski badem ağacı var, her biri servi kadar uzun. İlaçsız ve gübresiz, ayaklarında kır çiçekleri, dallarında kuşlar, kendi hâllerindedirler. Her yıl, belki yüz yıldan beri belki daha fazla, aksatmadan badem verirler.

Dünya badem üretiminin yüzde sekseni Kaliforniya’nın verimli Central Valley bölgesindeki mega çiftliklerde yapılır.

Burada bademden başka ağacın bulunmadığı iki milyon dönüm arazide bir milyon ton badem elde edilir.

Kimyasal gübrelerle beslenen, böcek öldürücü ilaçlarla yıkanan bu dev çiftliklerde kır çiçeğine rastlayamazsınız. Ne de bir arı veya kelebeğe... Ama arıların İlkbaharda açan çiçekleri döllemesi gerekir, aksi takdirde ağaç badem vermez.

Bu görev, Amerika’nın diğer bölgelerinden tırlarla sevk edilen arılarına düşer.

Amerikalı arıcıların çoğunluğu, gelirlerinin büyük bölümünü baldan değil bu işten kazanır.

Ama arılar için Kaliforniya bir döllenme değil savaş alanıdır.

Yakın zamanda açıklanan bir araştırmaya göre 2018-2019 yıllarının iki kış ayında badem görevine gönderilen arıların üçte biri, 50 milyar arı, öldü. Bu yok oluşun birkaç nedeni olmakla beraber en büyük etken arılar gelmeden önce badem ağaçlarının böcek zehri ile yıkanmasıdır.

Bu gerçeği artık bilmeyen yok. Ama kâinatta sonsuz olan tek şey sadece insanın aptallığı değil: İnsanın aç gözlülüğü aptallığından da sonsuzdur.

* * *

Bugün dört Şubat. İki gün sonra. Aynı yerden bademin tomurcuklarla dolu olduğunu görüyorum. Bir de çiçek açmış.

Aşkın ünlü ozanı Pablo Neruda (1904-1973) bir şiirini "Sana ilkbaharın kiraz ağaçlarına yaptığını yapmak istiyorum," mısrası ile bitirmişti.

Baharın badem ağaçlarına yaptığını sana yapmak istiyorum da diyebilirdi.

Nasıl yapacaktı acaba?

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor

"
"