Amberin Zaman’ı 1980’lerde İstanbul’da Güneş gazetesini Guardian’vari kaliteli bir gazete yapmaya çalışırken tanıdım.
İyi eğitimli, yabancı dil bilen, gazetecilik deneyimi olmayan gençler arıyordum. Amberin Zaman bu tarife tıpatıp uyuyordu.
Beni aradı ve görüşmeye geldi. Konuştuk. Onu diplomasi muhabiri yapmak istedim ama olmadı.
İyi ki.
Kısa zamanda işime son verildi ve işe aldığım neredeyse herkes sokağa atıldı.
O zamanki adı Bab-ı Ali olan medyanın kaliteye tahammülü yoktu.
Amberin Zaman, o dünyanın sevdiği tiplerden değildi. New York’ta doğmuş, İsviçre’de okumuştu. Ortalamanın çok üstünde gelir ve eğitim sahibi idi. Atılanların başında gelecekti.
Onu uzaktan izledim.
Bir zamanlar benim de yaptığım gibi freelance yani serbest gazetecilik yolunu seçti ve dünyanın belki de en etkin haftalık siyasi dergisi olan Economist’in Ankara muhabiri oldu.
Los Angeles Times, Daily Telegraph, Washington Post gibi ağır sıklet yayınlarda yazıları çıktı.
İyi gazeteciler dik kafalıdır. Otoriteye biat etmez. İnatçıdır. Haksızlığa tahammülleri yoktur. Her zaman, güçlüye karşı mazlumun ve ezilmişin yanında durur.
Bu ve bunlara benzer özellikleri dolayısıyla her zaman devletle ve kurulu düzenle araları açıktır.
Özellikle Türkiye gibi ülkelerde.
Türkiye’de gazetecilerin hükümetlerin mikrofonu olması beklenir.
Amberin Zaman’ın basın kartını iptal etmek onun gazeteciliğini iptal etmez
Hükümet politikasına ters yazanlar, düşman, vatan haini damgası ile damgalanırlar, başlarına feci şeyler gelir.
Amberin Zaman meslek hayatı boyunca bu damga ile yaşadı.
Dün de basın kartı, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından iptal edildi.
Müdürlük yaptığı açıklamada “Türkiye aleyhtarı propaganda yaptığı, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara sempatisi ve desteğinin tespit edilmesi nedeniyle milli güvenlik politikası gereği basın kartı iptal edilmiştir" dedi.
Dış basını yakından izlediğim için çok iyi biliyorum. Batı gazetecileri arasında Amberin Zaman’ın yazdığı gibi yazıları yazmayan yoktur.
*
Birkaç ay sonra gazetecilikte ellinci yılımı dolduracağım. Bu yarım yüzyılda Türkiye’de birçok şey değişti, birçok şey de değişmedi.
Değişmeyen şeylerden biri Ankara’nın kendini ayağından vurmaktaki maharetidir.
Amberin Zaman’ın basın kartını iptal etmek onun gazeteciliğini iptal etmez.
Bu, Bob Dylan’ın şarkıcılığını veya Alfred Brendel’in piyanistliğini iptal etmek gibi abes bir şeydir.
Tek sonucu Batı basınında Erdoğan hükümetine karşı gittikçe artan sevgisizliği ve saygısızlığı artırmak olacaktır.
Bunu sağlamak herhalde “milli güvenlik politikası gereği” olamaz.
Ama oldu.