Toprak tipi ile tarla ve ağaç ürünlerinin tadı ve rayihası arasında, nasıl meydana geldiği bilinmeyen bir ilişki var.
Bunun en belirgin örnekleri çayda görülebilir.
Bilimsel adı Camellia sinensis olan çay, Asya asıllı bir kamelya türüdür.
Yapraklarını dökmez, çalı veya ağaç olabilir.
Ağacı tek tip olmakla beraber, sudan sonra dünyada en çok tüketilen sıvı olan çayın sayısız çeşidi ve kalitesi vardır.
Kilosu birkaç dolar olan çaylar var, binlerce dolar olan çaylar var.
Merkezi Singapur’da bulunan, Londra Harrods’da küçük bir şubesi bulunan TWG, Gold Yin Zhen adlı beyaz çayın 50 gramını 936 dolara satıyor (https://twgtea.com/Products/Gold-Yin-Zhen).
Bazı çaylar, fiyatı konamayacak kadar pahalıdır. Beyaz veya yeşil olan bu çaylar, Çin’de toplanır ve Komünist Parti patronlarının mutfaklarına yollanır. (Türkiye’de benzer bir uygulama; en iyi pastırmaların siyasi kodamanların masalarında bulunmasıdır. Ama kilosu binlerce dolar olan pastırma düşünemiyorum.)
Bazı çaylar, fiyatı konamayacak kadar pahalıdır
Çay çeşitliliğinde, toprağın özellikleri ile birlikte, çay bitkisinin bulunduğu yerdeki rutubet, ışık durumu, yağmur, sıcaklık, yükseklik gibi faktörlerin de etkisi vardır. Çay filizlerini toplamaktaki ustalık, kaliteli ürün almakta çok önemlidir.
Gençliğimden beri iyi çaya meraklıydım. Onlara ulaşmak uzun bir yolculuk sonunda oldu. Önceleri Londra’ya gittiğimde, Fortnum and Mason’dan teneke kutularda değişik çaylar alırdım.
Ama en iyi çaylar tartı ile satılan, “loose leaf” olarak bilinen ve dükkân raflarında geleneksel silindir biçiminde tenekelerde saklanan çaylardır.
Bir süre sonra onlara terfi ettim.
Çay tezgahındaki listeden seçerek ve koklayarak değişik çaylar denedim.
Paris’te çay için uğrak yerim, küçük bir lokanta ve pastanesi de olan Le Marais, 30 rue du Bourg-Tibourg’daki Mariage Frères’dir. (Paris ve dünyanın başka şehirlerindeki diğer dükkânlar bu adreste görülebilir: https://www.mariagefreres.com/FR/adresses.html#marais)
Muhakkak birçok başka şehirde de iyi çaycılar vardır.
Ne yazık ki bunların sayısı azalmakta.
Kalitesiz, ucuz çaylardan yapılan – bazılarının içinde otuzdan fazla değişik çay vardır – ve ağız tadına hakaret olan poşet çayların, çay âlemine hakim olması, çay dükkânlarını süratle ortadan kaldırıyor.
En iyi çaylar Hindistan, Çin ve Tayvan’dan gelir.
Ben, Çin’in siyah çaylarını seviyorum, ki bu da pek çay ustası olmadığım anlamına geliyor, çünkü gerçek konesörler beyaz ve yeşilden başkasına el sürmez.
Doğu’nun kaliteli çayları asla Türk usulü demlenmez
Kimilerinin “Çayların şampanyası” saydığı ve birçok siyah çay erbabının ağzına ondan başka çay koymadığı Hindistan’ın Darjeeing’i, bana hitap etmiyor.
Doğu’nun kaliteli çayları asla Türk usulü demlenmez.
Çin’in geleneksel çay yapma yöntemi çok özenli ve ayrıntılıdır.
Çin dışında yaygın yöntem, çay yapraklarını ısıtılmış toprak veya seramik bir çaydanlıkta 3-5 dakika tuttuktan sonra çıkarıp atmak ve geriye kalan asil sıvıyı içmektir.
Bazı çaylar sadece mevsiminde bulunur.
Fujian eyaletinin en ünlü çaylarından biri olan Golden Monkey (Altın Maymun), bunlardan biridir.
Evimdeki stok tükenince yukarıda bahsettiğim dükkânlardan araştırdım, fakat onlarda da kalmadığını öğrendim.
İnternette yaptığım bir araştırma, büyük bir şans eseri karşıma TeaVivre adlı bir Çin şirketinin web sitesini çıkardı.
Oradan Golden Monkey ve yanında daha önce varlığından haberdar olmadığım yarım düzine harika çay ısmarladım.
TeaVivre’nin, çoğu küçük köylerden veya çiftliklerden temin edilen çaylarının hepsi seçmedir.
Sitede çaylarla ilgili ayrıntılı bilgiler de var.
Kaliteli Çin çayı denemek isteyenlere tavsiye ederim.
https://www.teavivre.com