Öyle bir maç ki, ne teknik analiz yapmak mümkün ne de oyun ve girip çıkanlarla ilgili aklı başında, elle tutulabilecek yorum yapmak. Fenerbahçe taraftarı haftalardır takımının maçlarını korku filmi seyreder gibi seyrediyor. Sarı Lacivertli takım ligdeki son dört galibiyetini de maçlarda geriye düştükten sonra kazandı. Üstelik bir önceki hafta 80’den sonra gol yiyip, kayıp zaman da dahil olmak üzere son on dakikada kazanmıştı. Sarı Lacivertliler her geçen hafta çıtayı yükseltiyor. Başakşehir maçında da son beş dakika içinde bulduğu gollerle şampiyonluk yarışına devam dedi.

Bu sezon Süper Ligde geriye düştüğü maçlarda en fazla puan (23puan) çıkaran takım Fenerbahçe. Yine oyuna sonradan giren futbolcuları en çok gol atan takım da Fenerbahçe. Bu iki veri bize Sarı Lacivertlilerin asla pes etmediğini ve kazanmak için ne gerekiyorsa yaptığını gösterdiği gibi Jorge Jesus’un sezonun başında olduğu gibi, oyuna başlangıç planı ve onbirinin çok da isabetli olmadığını gösteriyor sanırım.

Başakşehir maçına gelirsek, bireysel bir hata sonrası yenilen  golle geriye düşen Fenerbahçe ilk yarı boyunca reaksiyon gösteremedi. İkinci yarıyla birlikte gelen değişiklikler ve özellikle son dakikalardaki kabullenmemeyle birlikte gösterilen reaksiyon maçı çeviren unsur oldu. Karşılaşmanın kırılma anı ise 10 kişi kalmış Başakşehir’in 1-0 öndeyken son on dakika içinde Januzaj’ın direkten dönen vurşuydu bence.

Haftalardır futbolseverlerin golcülüğü konusunda tereddüt yaşadığı J. Pedro’nun beş dakikaya sığdırdığı 2 golle, hayat öpücüğü verdiği Fenerbahçe geride kalan 30 haftanın en kritik galibiyetini almış oldu. Attığı 2 golle maçın adamı olmayı hak eden Pedro ama son iki haftadır sahaya karakter koyarak oynayan İrfan Can’ı da unutmayalım.

Bu saatten sonra üçlü savunmaymış, önde baskıymış bunların hiç bir önemi yok artık. Geride kalan haftalar saha içi ve saha dışı baskı altında yapılanlar belirleyecek şampiyonluk yarışının galibini. Şimdilik avantajlı olan Galatasaray, ama ensesinde asla vaz geçmeyen bir takipçisi var.