Derbilerin favorisi olmaz derler, ama bu derbi öncesinde takımların form durumuna, sakatlarına, kadrolarına ve sahaya çıkabilen futbolcularına bakacak olursak derbide galibiyete daha yakın olan tarafın Fenerbahçe olduğunu düşünenlerin sayısı, aksini düşünenlerden daha fazlaydı.

Sarı Lacivertli takım, en önemli rakibi Galatasaray'ın kazandığı haftada, kazanma zorunluluğunun baskısıyla geldi Dolmabahçe'ye. Djiku'nun haftalar sonra sakatlıktan dönmesiyle ideale yakın bir on birle başladı maça İsmail Kartal.

Kalede Livakovic, sağ bek Osayi-Samuel, sol bek Ferdi, stoperler Djiku ve Samet, onların önünde Fred ve Crespo, sağ önde İrfan Can Kahveci, sol önde Tadic, ortada Szymanski ve en uçta da Dzeko.

Oysa Rıza Çalımbay bu konuda İsmail Hoca kadar şanslı değildi, maç başlayınca gördük ki Beşiktaş topu Fenerbahçe'ye verip rakibini bozmaya çalışmaktan başka bir şey pek yapamıyordu. Zorlu olması beklenen Beşiktaş deplasmanında golü erken buldu sarı lacivertliler.

Tadic'in asistinde Dzeko topu ağlara gönderdiğinde henüz 9 dakika geride kalmıştı. Beşiktaş pozisyona girmeden penaltı kazandı. Crespo ile başlayan hatalar zinciri Djiku ile devam etti ve Samet'in dengesiz müdahalesi ile yaptırdığı penaltıyı Oxlade-Chamberlain gole çevirince skora denge geldi 1-1.

İlk yarının geride kalan dakikalarında İrfan Can Kahveci biraz daha şanslı olsaydı ve pas temposunu biraz daha arttırabilseydi farklı tamamlayacağı devrede soyunma odasına beraberlikle gitti sarı lacivertliler.

İkinci yarıyla birlikte Fenerbahçe sahada hemen her istediğini yapan ve pozisyonlara giren taraftı. 63. dakikada Szymanski'nin Bailly tarafından düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı Tadic gole çevirdi ve takımını 2-1 öne geçirdi. Beşiktaş'ın golden sonra reaksiyon göstereceği düşünülürken pozisyonlara giren takım Fenerbahçe'ydi.

Kazanılan ikinci penaltıyı yine Tadic kullandı. Mert bu kez gole izin vermedi. İlave süre oynanırken Szymanski güzel bir vuruşla maça noktayı koydu. Sarı Lacivertli Takımda bu karşılaşmada herkes üzerine düşeni yaptı ama Ferdi müthiş performansıyla derbinin yıldızı oldu.

Sarı Lacivertli Takım maç boyunca kaleye 9'u isabetli 21 şut attı. Sayısız gollük pozisyonu ve penaltıyı kurtaran Mert olmasaydı şu anda tarihi bir skoru konuşuyor olurduk. Livakovic kariyerinin en rahat maçını oynadı.

Maç boyunca penaltının dışında kalesine isabetli top gelmedi. Hem oyun hem de skor olarak rakibinden çok üstün olan taraf Fenerbahçe'ydi. Karşılaşmanın bütün kritik pozisyonlarında kararlar VAR uyarısı sonrasında geldi.

Maç sanki Riva'daki VAR odasından yönetildi. Böyle olacaksa sahadaki hakeme ne gerek var. Eğer karşılaşmada takımların performansı birbirine daha yakın olsa ve iki takım arasında bu kadar bariz bir fark olmasaydı yine oyundan çok hakem konuşuyor olurduk.

Sonuç olarak Fenerbahçe, tarihi bir farkla kazanabileceği bir maçı 3-1'lik skor ve haklı bir galibiyetle tamamlayarak ligde liderliğini sürdürdü ve Perşembe günkü S. Trnava maçını beklemeye başladı.