Ligin en çok ilgi çeken, sabırsızlıkla beklenen maçlarıdır derbiler. Hele Galatasaray-Fenerbahçe maçları futbol bayramıdır yurdumuzda. Ne tesadüftür ki bu seneki derbi, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Gençliğine armağan ettiği 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı ile aynı güne denk geldi. Ancak hem sezon boyunca yaşananları düşününce hem de derbide olanları görünce, ne sahadaki “Gençlik” Atatürk’ün sevdiği “Gençlik” ne de futbol organizasyonumuz olması gerektiği gibi.

Evet sahada futbol oynamaktan çok kendini atan, rakibi ve tribünü kışkırtmak isteyen futbolcular varken zorluk derecesi yüksek bir derbiyi yönetmek kolay değildir. Ama isimlerden bağımsız, sezon boyunca ve derbideki yönetememe durumu, kararlardaki çifte standart futbola olan ilgiyi her geçen gün azaltıyor. Maalesef taraflı tarafsız hepimizin  fikir birliğinde olduğu zorluk derecesi yüksek böyle bir maçı yönetecek hakem bulamıyoruz. Neyse biz sanki her şey normalmiş ve yolundaymış gibi yapalım ve maçı değerlendirelim.

Kendi sahasında 36 maçtır yenilmeyen, içerde üst üste 19 maçtır kazanan ve toplamda 25 maçtır yenilmeyen, 17’de 17 yapan Galatasaray deplasmanına eksiklerle geldi Fenerbahçe. Sakatlıkları bulunan İrfan Can Kahveci, İsmail, Cengiz, Serdar Aziz ve sarı kart cezası nedeniyle de Becao kadroda yoktu. İsmail Kartal stoper tandeminde Çağlar ve Oosterwolde’yi, ön liberoda Fred’in yanında yine Djiku’yu, sağ kanatta Szymanski’yi, forvet arkasında Mert Hakan’ı ve santraforda da Batshuayi’yi oynatarak başladı derbiye.

Maça iyi başlayan taraf sarı lacivertlilerdi. İlk düdükle birlikte temaslı ve sert bir mücadele başladı. Henüz 13 dakika geride kalmıştı ki 4 sarı kart çıkmıştı. İlk 20 dakika maçın hakimi Fenerbahçe’ydi. 21.dakikada Djiku çift sarıdan kırmızı kartla oyundan atılınca Fenerbahçe 10 kişi kaldı. Kart sonrası oyuna denge geldi. Galatasaray Barış Alper ile Fenerbahçe de Fred ile net pozisyonlar buldu ama iki futbolcu da isabetli vuruş yapamayınca soyunma odasına golsüz eşitlikle girildi. 2. Yarı sanki maç 11’e 11 oynanıyor gibiydi.

Sarı Kırmızılı Takıma şampiyonluk için 1 puan yetiyordu. Oyunda olduğu sürede bütün duran topları kullanan Mert Hakan 65.dakikada yerini King’e bıraktı ve 71.dakikada kazanılan köşe vuruşunu Szymanski ile kullandı sarı lacivertliler. Kale sahası içinde son vuruşu yapan Çağlar Takımını öne geçirdi (0-1). Gol sonrası beklendiği gibi, beraberlik sayısına ihtiyacı olan Galatasaray Fenerbahçe yarı sahasında daha fazla oynamaya ve bu yönde değişiklikler yapmaya başladı. Bir kişi eksik oynayan Fenerbahçe rakibine pozisyon vermeden Galatasaray kalesinde pozisyonlar da buldu, ama iki takımın toplamda 22 şutundan sadece 1’i isabetli olunca karşılaşmayı Sarı Lacivertli Takım 1-0 kazandı ve şampiyonluk son haftaya kaldı. Son hafta ne olur bilinmez ama Galatasaray’a Konya deplasmanında alacağı 1 puan şampiyonluk için yetiyor. Fenerbahçe’ye gelince de rakibini şampiyonluk kutlamaya hazırlandığı bir gecede deplasmanda 10 kişiyle yenerek hem kutlamalara izin vermedi hem de bütün sezonu kurtaracak bir maçı kazandı.

Şimdi acaba Fenerbahçe yönetimi bu maç sonrasında, Süper Kupa Finaline yönelik verdikleri karar için bir pişmanlık duyuyor mudur?