25 Nisan 2020

Dayanışmanın lezzeti

Butik ve yöresel üreticilerin güçlerini birleştirmeleri, pazarlama grupları kurarak tanıtımlarını birlikte yapmaları, gastronomi dünyasının yeni akımı. Böyle gruplar nihayet ülkemizde de kuruluyor…

Termometrelerin 45 dereceyi gösterdiği cehennemî bir haziran günüydü. Dünyanın en büyük şarap buluşması olan Bordo’daki Vinexpo’daydım. Fuarın tam ortasındaki basın odasına giren tanıdık bir Portekizli şarap üreticisi, elime bir davetiye tutuşturdu. "Fuar kapanışında klimalı minibüsümüz hazır olacak. Dileyenlerle yakındaki havuzlu bir villaya gideceğiz. Keyifli bir parti olacak" dedi. Ve gülümseyerek ekledi, "Serinlemek isteyenlere mayo da vereceğiz…"

Birkaç saat sonra villanın havuzbaşında beyaz Porto şarabı ve tonikle yapılan Portonik’imi yudumluyor ve havuza atlayan meslektaşlarımın birbirlerine su sıçratmalarını seyrediyordum. Bir TV ekibi ev sahiplerinden biriyle havuza girmişti, mayolu şarap üreticisiyle röportaj yapıyordu. Az sonra İspanyolların nefis Serrano jambonları geldi, omzu sırmalı apoletlerle süslü kesim ustası arz-ı endam etti, bu dünyanın en lezzetli şarküterisini jilet inceliğinde keserek ikram etmeye başladı. Masalara geçilip çevrilen kuzular eşliğinde Portekiz ve İspanya’nın en güzel kırmızıları yudumlanırken, tüm konukların yüzleri gülüyordu…

İspanya’nın kuzeyinden Duero adıyla başlayan ve Portekiz’i Douro ismiyle katederek okyanusa akan ırmağın iki yakasındaki en iyi şarap üreticileri bir tanıtım grubu kurmuşlar, fuar alanında binlerce Avro harcayıp sıkıcı bir stand düzenlemektense fuar sonrasını hedefleyerek bir villa kiralamışlardı. Ve havuzbaşı davetleri fuarda yapılacak pek çok aktiviteden daha etkili olmuştu.

O akşam şarap ve yemeği biraz fazla kaçırdığımdan "Bordeaux Oxygen-BO2" grubunun ertesi günkü Gironde nehri tekne gezisine ise katılamadım. Ama gidenlerden yaşı 30’lardaki Bordo’nun en genç üreticilerin şaraplarının da, konukseverliklerinin de çok iyi olduğunu duydum.

Bu sahneleri, dünyanın dört yanında sayıları giderek artan bu pazarlama grupları Türkiye’de de görülmeye başladığı için hatırladım. Nihayet bizde de küçük üreticilerin güçlerini birleştirip birlikte hareket etmelerinin, ortak pazarlama yapmalarının önemi fark edilmeye başlandı.

İlk adım şarap üreticilerinden gelmişti

Yeme-içme dünyamızda üreticilerin özel tanıtım birlikleri kurmalarına ilk kez şarap alanında rastlandı. Devletin yurtdışı tanıtımlara maddi destek vermeye başlamasıyla birkaç yıl önce "Wines of Turkey" grubu kurulmuş, yurtdışı şarap fuarlarında, uluslararası şarap medyasında ve özellikle Londra piyasasında Türk şaraplarının görünürlüğü artmıştı. Zamanla üreticiler arası anlaşmazlıklar bu grubu zayıflattı ve etkinliği azaldı. Wines of Turkey platformundan tatmin olmayan bazı butik üreticilerin "Young Turks" adı altında toplanıp pazarlama ataklarına girişmeleri de kısa ömürlü oldu, burada da "Ciddi bütçeler harcıyoruz ama bunlar satışlara yansımıyor" diye özetlenebilecek bir dar görüşlülük rol oynadı. Yine önemli devlet desteği alarak başlanan "Trakya Bağ Rotası" projesi de, Trakya bölgesindeki bir düzineyi aşkın şarap üreticisinin görüş farklılıkları ve ego savaşlarıyla tıkandı. İzmir’in Urla ilçesindeki daha az sayıda üreticinin kurduğu “Urla Bağ Yolu” birliği ise iç piyasaya sesleniyor, bölgeye gelen şarapseverlere yön gösteriyor, iddiasız ilerliyor.

Şarap üreticilerinin yeterince hakkını veremediği birlikte pazarlama yönünde umut veren yeni bir adım ise, butik zeytinyağı üreticilerinden geldi. Ayvalık, Seferihisar, Soma, Bayındır ve Altınözü’nden beş üreticinin, Elea Antiochea, Gıda ormanı, Orfion, Tarhala ve Tayga’nın oluşturduğu "Anatolian EVOO (Extra Virgin Olive Oil) Selection", benzer felsefedeki üreticileri bir platformda topladı. Edremit, Erkence, Memecik, Halhalı, Saurani, Karamani ve Haşebi zeytinlerini sıkıp yağa dönüştüren Evoo’cular, "Günümüzde meyvenin aromasını ve besin değerlerini koruyarak 'premium' kalitede zeytinyağı elde etmek ancak özenle, bilgiyle, bu işe gönül vermek ve emek harcamakla mümkün. Biz de bu şartları yerine getiren üreticiler olarak bir aradayız" diyorlar.

Anatolian Evoo Selection, beş butik zeytinyağı üreticisi tarafından kurulmuş

"Kentli çiftçileriz biz" diyen Evoo’cuların biri enerji piyasası uzmanı, biri çevirmen, bir diğeri de kimya mühendisi… Grupta kadınlar ağırlıkta, "koçluk"larını da yine bir hanım, sertifikalı tadımcı Birsen Can Pehlivan yapıyor. Pehlivan’la birlikte gıda fuarlarına katılıyor, tadım etkinlikleri düzenliyorlar. "Tümü de soğuk sıkım olan üretimlerimiz firma başına 1 ila 5-6 ton arası. Henüz bir kulüp gibiyiz, kurallar koymak ve bunları protokole bağlamak bundan sonraki adım olacak. Zamanla hepimizin yağlarından ortak bir harman da yapmayı da düşünüyoruz. Aramıza katılmak isteyenlere ise epey seçici yaklaşıyoruz" diyorlar.

Türkiye'deki ilk zeytinyağı tanıtım grubunun kurucuları, kendi deyimleriyle kentli çiftçiler

Anatolian Evoo, Türk zeytinyağı piyasasında hacmi binde biri bile bulmayan küçücük bir kıvılcım… Ama bütün büyük yangınların bir kıvılcımla başladığı düşünüldüğünde, ortak iş yapma kültürünün zayıf olduğu ülkemizdeki sembolik önemini fark etmemek de mümkün değil. Hele Korona salgınının bencillikleri ve egosantrik yaklaşımları anlamsızlaştırdığı, dayanışmanın, ortaklaşmanın ve omuzdaşlığın önemini hissettirdiği şu günlerde, bu tür kıvılcımların artmasına ihtiyaç olduğu da ortada.

Bir gastronomi yazarı olarak bu topluluğun yağlarının tadlarını da es geçecek değilim. Beş üreticinin en seçme partilerinden sekizini tattım. Tümü de taze, aromatik, meyvemsi, "yakarlı" ve kişilikli yağlardı. Eminim uzman zeytinyağcıların bulacağı bazı teknik kusurları da vardı ama ben onları pek fark edemedim. Sanırım üreticilerinin sergilediği dayanışma, yağlara başka bir lezzet de katmıştı…

Butik zeytinyağcılar pahalı fuarlara güçlerini birleştirerek katılıyorlar 

Yazarın Diğer Yazıları

Bekri Çeşnici’yi özleyeceğiz…

Geçen hafta kaybettiğimiz ödünsüz Cumhuriyetçi Ali Sirmen, “Bekri Çeşnici” takma adlı kalemi çok kıvrak bir gastronomi yazarıydı aynı zamanda… 

Türkiye'nin "Çiçek"i soldu

Hafta içinde kaybettiğimiz Arif Keskiner (daha çok bilinen adıyla Çiçek Arif) sanat dünyasının en renkli insanlarındandı…

Gümüş Kule’yi soydular!

Şarap mahzeni mutfağından daha ünlü olan Paris’in en seçkin restoranı Tour d’Argent’ın 300 bin şişelik kavı soyuldu. Kibar hırsızlığın öyküsü…