24 Mayıs 2015

Siyasi partiler dondurma olsaydı...

Altın işlemeli, zenginliğini çağrıştıran, 'saltanat, saray, Osmanlı' çeşitleriyle iştah açan dondurmayı mı seçerdim?

Yazla beraber karpuz denize, dondurmalar mideye inmeye başladı. Bu arada sıcak havaların yanında sıcak siyasi gündem de ortalığı yakıyor, hepimizde hararet yaratıyor. Dondurma firmalarından biri seçim havasından etkilenerek geçmişte piyasaya sürdüğü ancak artık üretilmeyen dondurma çeşitleri arasından tüketicilerin seçimlerini yapmalarını isteyen bir reklam filmi döndürüyor ekranlarda. Sıcak havalar, sıcak siyasi gündem, partiler, dondurmalar derken tabii zihinler de biraz karışıyor.

“Peki siyasi partiler dondurma olsaydı?” diye düşünmeye başlıyor insan. Ve hemen siyasi partiler pardon dondurmalar zihinde dönmeye başlıyor. Hangisini seçerdim?

Altın işlemeli, zenginliğini çağrıştıran, “saltanat”, “saray”, “Osmanlı”, “şerbet” çeşitleriyle iştah açan dondurmayı mı seçerdim? Normal dondurma kalıbının haricinde Osmanlı tuğrası, saltanat kayığı şeklinde dondurmalar… Kiminin üzerinde fındıklar, fıstıklar, kiminin üzerinde yeşil bademlerle, “en az üç” sloganıyla satılan dondurmalar…. Biraz pahalı. Kimi zaman bedava dağıtılıyor fakir mahallelerde. Diğer markalar markanın rekabet ortamını bozmasından rahatsız oluyor. Markanın kaliteli olduklarını söyleyen reklamlarıyla özgüveni pek yüksek. “Şüphesiz en iyisini biz biliriz” markanın reklamlarının değişmez dış sesi. “Onlar konuşur biz yaparız” markanın sloganı. Reklamlar her fırsatta medyanın ekranlarında. Arkadaşımla konuşuyoruz. “Tadında eksik bir şeyler mi var?” diye soruyorum. “Ama çalışıyorlar” diyor. Susmak zorunda kalıyorum. Susmazsam bütün tadımı kaçırır. Pek dinlemez beni.

Ya da hem modern hem geleneksel tadıyla bilinen ve yıllardır tüketilen dondurmalardan mı alsam? Vişne tadıyla, kiraz tadıyla, bir yandan Avrupai havasıyla, batılı görünümüyle bilinen dondurmalar. Deniz kıyısında en çok bunlar tüketiliyor ama büyükşehirlerde yaşayan halk dışında marka bir türlü köylere kasabalara giremiyor. Eskiden daha çok satarmış şimdilerde yeniden dondurma pastasından daha fazla pay almak peşinde. En büyük markayı “mahallece alkışlıyoruz” diyerek ilgi çekiyor. Alkış protesto mu tebrik mi konusunda mahalleli kendi arasında konuşuyor. Kafalar karışık. Peki dondurmanın tadı. Henüz konuşmaya fırsat olmadı.

Yoksa Karpuzlu, mırralı, bir tane fiyatına iki tane alabildiğim dondurmalardan mı seçerdim yoksa? Sokakta veledlerin, pazarda teyzelerin, dağlarda, yaylada dedelerin yediği dondurmalar. Sarı, kırmızı, yeşil renkleriyle alacalı beleceli. Etnik, egzotik, kimi zaman tatlı kimi zaman acı dondurmalar. Tadını çok seven zılgıtlar çekiyor, halaylar gırla gidiyor. Mahalleli rahatsız. “Çok gürültü” yapıyorsunuz diye uyarıyorlar. Kimi pencereden gülerek seyrediyor bu dondurmadan yiyenleri, kimi aralarına karışıp “Ben de istiyorum aynı dondurmadan” diyor. Kimi pencere arkasından çatık kaşlarla bakıyor. Mahalleli kararsız. Yeterince satın alan olmazsa marka gelecek dört yıl mahallenin ağız tadını etkileyemeyecek.

Geleneksel damak tadımı mı korumalıyım? Yoğurtla, ayranla ve hatta kımızla farklı aromalar verilmiş dondurmalar. İçinde renkli, farklı, “mahallede salyangoz” misali alternatif tadları olmayan, en fazla macunlu tadıyla denizde, karada, havada güven verdiği düşünülen dondurmalar. Çatık kaşlı dedeler torunlarına en çok bu dondurmadan alıyor. Torunlar dedelerine “neden püskevitli yok” diye soruyor. Dede kızıyor. “Senin yediklerini saysam 40 yapar” diyor. Dede çatık kaşlı. Torun dedenin çatık kaşlarına bakıyor. Eldeki dondurma gitmesin diye itiraz etmiyor.

Tabii bu dondurmalar haricinde 17 farklı dondurma markası daha var. 7 Haziran’da sandıklara seçimlerimizi söyleyeceğiz ve sandıktan çıkan çoğunluk 4 yıl boyunca ağzımızın değişmeyen tadı olacak.

Sokakları, ekranları şenlendiren dondurmaların pardon siyasi partilerin vaadlerinin 8 Haziran'da eriyip yok olmaması umuduyla…

Afiyette, serinde kalın. İyi pazarlar. 

Yazarın Diğer Yazıları

Banksy İstanbul’da! Yani?

Evet, Banksy İstanbul'a geldi ve kendisi eserlerinin ücret karşılığında sergilenmesine karşı olsa da sergiyi gezmek ücretli

2015’te Google’da ne aradık, gerçekte ne kaybettik?

Hem gerçek sorunları tespiti hem de sorunlara çözümler geliştirilmesiyle ilgili hem bireysel hem de toplumsal olarak sıkıntılar yaşadığımız aşikar. Belki de bunun sebebini sorgulamamız gerekiyor…

Star Wars VII: Doğru! Hem de hepsi…

Star Wars VII’de eski karakterlerle özlemimizi giderirken bir yandan yeni kuşağın yeni hedef kitlelerin kucaklandığı görülüyor

"
"