20 Mart 2014

Barbarları beklerken

Siyasiler miting meydanlarını arşınlarken konuşmaları ekranlardan yaşam alanlarımızı dolduruyor. Yerel seçimler münasebetiyle düzenlenen mitinglerde konu tabii ki tehditler.

Siyasiler miting meydanlarını arşınlarken konuşmaları ekranlardan yaşam alanlarımızı dolduruyor. Yerel seçimler münasebetiyle düzenlenen mitinglerde konu tabii ki tehditler. “Birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz şu günler”in ezelden beridir var olması ve ebediyete kadar sürecek olması haricinde değişen tek şey tehditlerin kaynağı.

 

***

Osmanlı tehlikesi vardı. Cumhuriyete sarıldık.

Şeriat tehlikesi vardı. Bilime sarıldık.

Komünizm tehlikesi var denildi. Milliyetçiliğe sarıldık.

Geleneklerden, dinden kopuluyor denildi.  Dine sarıldık.

Soğuk savaş, Rusya, komünizm sınırlarımıza dayandı. NATO ’ya sarıldık.

ABD “okyanus ötesi”nden çomak soktu düzenimize... CIA, FBI dillerden düşmedi.

İç ve dış mihrakların, tehditlerin sayısı gün geçtikçe çeşitlendi ve arttı.

Darbe kimi zaman geliyor kimi zaman sadece sesini duyuruyordu. Siyasetçilerden nizami düzene uyanlar olduğu gibi var olan düzene uydurulanlar da oldu…

Avrupa Birliği bir tehdit olarak algılandı. Avrupa’nın parçası olmak dinin, milliyetin, geleneklerin yok olması olarak görüldü.  Yüzümüzü Orta Asya’ya, Orta Doğu’ya döndük.

En son Gezi Parkı protestoları’nda Almanya adres gösterildi yetkililer tarafından.

İmam Hatip’ler açıldı. İmam Hatip’lerden korkuldu, kapatılmaya çalışıldı.

Dershaneler açıldı eğitim sistemi yetersiz kalınca. Dershaneler kapatılmaya çalışıldı cemaatin kokusu çıkınca. Eğitim sistemi halen yetersizdi ama esas önemli konu bu değildi.

Tüyü bitmemişleri korumak adına iktidara gelirken siyasiler; gençler, çocuklar toprak altına girdiler. Sorunları çözeceklerini iddia ederek gelen politikacılar sorunların kendisi haline geldiklerini kabullenmediler. 

***

Barbarlar vardı. İçeride ve dışarıda barbarlar. Sokakta bize saldırıyorlar, evlerimize doluşuyorlardı. Ya özgürlüğümüzü elimizden alıyor ya da lokmamızın peşine düşüyorlardı. Barbarlar sürekli şekil değiştiriyorlardı. Siyasiler bizi uyardılar sık sık. Hem iktidar hem de muhalefette olanlar. Bu barbarlara karşı tek umudumuz sandıktı. Oyumuzu atacaktık ve koruyacaklardı bizi iktidara gelip veya iktidarlarını pekiştirip. “Devlet Baba” rolünü üstlenenler daima tehditlerden korumuştu bu halkı.

***

Barbarlar tükenmedi. Tehditler tükenmedi. Kahramanlığa soyunanlar tükenmedi. Güvenimiz, oylarımız tükenmedi. İnancımız tükenmedi kurtarılacağımıza dair.

***

Konstantin Kavafis, 1904 yılında yazdığı şiirde bu sonsuz döngünün yani tehditler sonucu oluşan korkuyla yükselen politikacıların sadece toplumumuzda değil bütün toplumlarda olduğuna işaret ediyordu. Tehdit dışarıdan gelenlerdi. Barbarlardı. Bu tehditle var olurdu yönetenler.

Sonu gelmeyen bu döngüye dair yazıyı Kavafis’in şiiriyle noktalayalım.

***

BARBARLARI BEKLERKEN

Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine?

                Bugün barbarlar geliyormuş buraya.

Neden hiç kıpırtı yok senatoda?

Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar?

                Çünkü barbarlar geliyormuş bugün.

                Senatörler neden yasa yapsınlar?

                Barbarlar geldi mi bir kez, yasaları onlar yapacaklar.

Neden öyle erken kalkmış imparatorumuz,

şehrin en büyük kapısında neden kurulmuş tahtına,

başında tacı, törene hazır?

                Çünkü barbarlar geliyormuş bugün,

                onların başbuğunu karşılamaya çıkmış imparatorumuz.

                Bir de koca ferman hazırlatmış

                ona rütbeler, unvanlar bağışlayan.

İki konsülümüzle yargıçlarımız neden böyle

işlemeli, kırmızı kaftanlar giyinip gelmişler?

Neden böyle yakut bilezikler, parlak,

görkemli zümrüt yüzükler takınmışlar?

Ellerinde neden böyle altın,

gümüş kakmalı asalar var?

                Çünkü barbarlar geliyormuş bugün,

                onların gözlerini kamaştırırmış böyle takılar.

Ünlü konuşmacılarımız nerde peki,

neden herzamanki gibi söylev çekmiyorlar?

                Çünkü barbarlar geliyormuş bugün,

                onlar pek aldırmazlarmış güzel sözlere.

Neden bu beklenmedik şaşkınlık, bu kargaşa?

(Nasıl da asıldı yüzü herkesin!)

Neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar,

neden herkes dalgın dönüyor evine?

                Çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi.

                ve sınır boyundan dönen habercilere göre,

                barbarlar diye kimseler yokmuş artık.

Peki, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan?

Bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza.

 

Konstantin Kavafis

Çeviri: Cevat Çapan

 

Resim: Vladimir Kush, Redwood Cutting. http://vladimirkush.com/redwood-cutting adresinden alınmıştır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Banksy İstanbul’da! Yani?

Evet, Banksy İstanbul'a geldi ve kendisi eserlerinin ücret karşılığında sergilenmesine karşı olsa da sergiyi gezmek ücretli

2015’te Google’da ne aradık, gerçekte ne kaybettik?

Hem gerçek sorunları tespiti hem de sorunlara çözümler geliştirilmesiyle ilgili hem bireysel hem de toplumsal olarak sıkıntılar yaşadığımız aşikar. Belki de bunun sebebini sorgulamamız gerekiyor…

Star Wars VII: Doğru! Hem de hepsi…

Star Wars VII’de eski karakterlerle özlemimizi giderirken bir yandan yeni kuşağın yeni hedef kitlelerin kucaklandığı görülüyor