29 Temmuz 2021

Tunus’taki sivil darbeyse bizdeki neydi?

Beş yıl sonra soruyorum; Davutoğlu neden gitti, niçin gitti?

Tekere çomak sokmak gibi olacak ama Tunus’ta yaşananların birebir aynısı olmasa bile benzeri bizde yaşanmadı mı?

Tunus Cumhurbaşkanı’nın başbakanı görevden almasına tepki gösterenler, sivil darbe diye lanetleyenler, demokrasiye ihanet olarak yorumlayanlar (evet bu saptamaların hepsi doğru) 2016 yılının ilkbaharında Ankara’da benzeri vuku bulunca sessiz kalmışlardı.

Sessiz kalmak ne demek destek çıkmışlardı.

Destek çıkmak ne demek alkışlamışlardı.

Tunus’ta ne oldu, bizde ne olmuştu?

Gelelim işin püf noktasına…

Tunus’ta Cumhurbaşkanı Kays Said, Başbakanı azletti, yürütmeyi kendine bağladı.

Beş yıl önceye gidelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Başbakan Davutoğlu’nu istifaya zorlamadı mı?

Daha altı ay önce (1 Kasım 2015 seçimlerinde) yüzde 49.5 oyla iktidara gelen AKP Genel Başkanı ve Başbakan koltuğunu bırakmak zorunda kalmadı mı? 

Davutoğlu AKP Kongresi'nde ağlamaklı bir sesle ‘iradem dışında’ diyerek evine dönmedi mi?

Cumhurbaşkanı, başdanışmanı Binali Yıldırım’ı AKP Genel Başkanı ve Başbakan yaparak yürütmeyi kendine bağlamadı mı?

Davutoğlu’ndan sonra ülkeyi bilfiil yönetmeye başlamadı mı? 

Bu durumun Anayasa uygun olmadığını gören MHP Genel Başkanı Bahçeli ‘Cumhurbaşkanı Anayasa’ya uymuyorsa biz Anayasa’yı Cumhurbaşkanı’na uyduralım’ diyerek tek adam rejiminin yolunu açmadı mı?

Bunları yaşadık.

Beş yıl sonra soruyorum; Davutoğlu neden gitti, niçin gitti?

Türkiye ilk defa yüzde 49.5 oy alan bir parti başkanının Cumhurbaşkanı tarafından kapı önüne koyulduğuna şahit oldu.

Türk siyasi tarihini yazanlar bu operasyona ne ad veriyor, ne ad vermeliler, ileride ne ad verecekler?

Tunus üzerine yorum yapanlar bu durumu da açıklasınlar!

(Bu satırlardan Tunus’taki sivil darbeyi desteklediğimi çıkarmaya çalışanlara şimdiden yuh derim!)

Mesela Pelikancılar.

Mesela Davutoğlu’nu alaşağı etmenin mimarları; Binalı Yıldırım, Ömer Çelik.

Mesela Tunus’ta yaşananları şiddetle kınayanlar.

O gün şu yorumları yapmışlardı:

Cumhurbaşkanı süreci iyi yönetti.

Tereyağından kıl çeker gibi aldı.

Demokrasimiz zarar görmedi.

Beklenen oldu.

Olan biten şuydu; Saray’ın emriyle AKP MKYK Davutoğlu’nu istifaya zorlamak için yetkilerini elinden aldı. Davutoğlu Saray’a çıktı, Erdoğan’la yaptığı görüşme sonrası AKP Genel Başkanlığı’nı bırakacağını açıkladı.  

Kimine göre olağandı, siyasetin cilvesiydi, siyasetin gereğiydi. Kimine göre sivil darbeydi. CHP Genel Başkanı’na göre; Saray darbesi.

Demokrasiye nereden baktığınıza bağlı.

Hazır Tunus’taki sivil darbeyi konuşurken 2016 yılının mayıs ayında yaşananları da masaya yatıralım diyorum.

Dönemin tanıkları konuşsun.

Ama en önemlisi dönemin Başbakan’ı Davutoğlu da çıkıp açık açık o günleri anlatsın. Beştepe’de Cumhurbaşkanı ile ne konuştuğunu açıklasın.

Tunus’taki sivil darbe eski bir dosyayı açmamıza vesile oldu, olsun!

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.

"
"