Mesele açık, net gibi görünüyor ama değil, çetrefilli...
Çünkü; Beyaz Saray, Beştepe’deki Saray’a Fırat’ın doğusuna askeri operasyon yapması için yeşil ışık yakmış gibi, Ankara’nın talebini kabul etmek zorunda kalmış gibi, PYD’yi koruma/kollama şemsiyesini kaldırmış gibi, havlu atmış gibi görüntü verse de işin aslı astarı böyle değil...
Washington, daha doğrusu Trump, el bombasını çekti içimize attı...
Ne demek bu?
İzah edeyim... Beyaz Saray, ‘Türkiye operasyon düzenlerse ne destek oluruz ne de köstek oluruz’ dedi ama ‘bundan sonra yakaladığımız IŞİD militanları sizin sorumluğunuzda ‘diyerek Türkiye’nin omuzlarına ağır yük yükledi...
Yani askerimiz Suriye’ye girerse bir terör örgütümüz daha olacak... PKK’nın yanına IŞİD de eklenecek... Çünkü o bölgedeki üç kampta İŞİD militanlarının eş ve çocukları kalıyor...
Sayıları 11 bin...
Cezaevlerinde binlerce IŞİD militanı var... Sokakta dolaşan binlerce İŞİD sempatizanı var... Türkiye güvenli bölge oluşturmak için Suriye’ye askeri operasyon düzenlerse üzerine bu yükü de olacak... Uğraşmak zorunda olduğu yeni bir terör örgütü daha olacak!
Soru şu; Trump Ankara’nın yapacağı askeri operasyona ne destek oluruz ne köstek oluruz derken kıyak mı yaptı, kazık mı attı?
Evet, evet soru açık ve net; Trump kıyak mı yapıyor, kazık mı atıyor? IŞİD yükünü Türkiye’ye mi paslıyor?
Peki, ABD Başkanı neden bu kararı aldı? Neden Ankara’ya buyurun girin dedi... Trump’ın gerekçeleri şöyle:
BİR: ABD’nin sonu gelmez savaşlardan çekime zamanı geldi...
İKİ: ABD’nin vergi mükelleflerinden topladığı parayla IŞİD militanlarını uzun süre tutamaz/besleyemez...
Trump açık açık şunu da söyledi; sizim mahalleniz IŞİD’le de diğer terörist gruplarla da siz uğraşın bölgenin istikrarını siz karşılayın...
Türkiye ne yapmak istiyor? Planı, amacı ne?
Ankara, 911 kilometrelik sınırda 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturmak istiyor... Orada 5 bin nüfuslu 140 köy ile 30 bin nüfuslu 10 ilçe inşa ederek 1 milyon Suriyeli göçmeni oraya yerleştirmek niyetinde...
Ankara bu planını hayata geçirebilir mi? Askeri harekat yapıp 30 kilometrelik alana hakim olsa bile (o da çok ama çok riskli ya) yerleşim yerleri oluşturup Suriyeli göçmenleri yerleştirmesi zor hatta imkânsız...
Niye mi?
24 milyar Euro gerekiyor? Bu parayı kim verecek?
Almanya’ mı, Fransa mı, Avrupa Birliği mi, ABD mi kim?
Almanya da Fransa da, Avrupa ülkeleri de bırakın para vermeyi kendi vatandaşı olan IŞİD militanlarını almayı bile kabul etmiyor... ABD yıllardır bastırıyor buna rağmen direniyorlar...
Trump ise dün tavrını koydu... ‘İŞID militanlarıyla aramızda 7 bin mil var... Türkiye/Rusya/İran ve Kürtler uğraşsın, bizim sınırımıza yaklaşırlarsa gereğini yaparız’ dedi... Noktayı koydu...
Anlamı şu; artık kılımı kıpırdatmam...
Peki, biz oradaki İŞID militanlarını ne yapacağız?.. Cumhurbaşkanı derdest edeceklerini söyledi... O militanlar zaten hapiste... Yani derdest edilmiş halde! Bir kez daha nasıl derdest ederek ne yapacağımız anlaşılmadı!
Aslında en çok merak edilen şu, hal böyleyse; Ankara, Suriye’ye girer mi? PKK/PYD ikilisini kovalayacağım derken IŞİD’ in sorumluluğunu da üslenir mi?
Sonu olmayan savaşa girmeyi göze alır mı?
Göze alırsa ve Suriye’ye girerse kaç yılda çıkar... 10 15, 20, 30... Kaç yılda?
Türkiye’ye maliyeti kaç milyar dolar olur?
Meselenin başka boyutu da var... Askerlerimizi iki terör örgütünün hedefi haline getirmek ne kadar doğru... Hem de uzun yıllar... Hem de yabancı bir ülkenin topraklarında...
Ankara kırk kere düşünmeli... Girmek istediği yer girmesi kolay çıkması zor olan bataklık...