Siyasetin gündeminde canlı duran bir konu var; Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası. CHP lideri her konuşmasında çeşitli sorular soruyor. Cumhurbaşkanı da yürütmenin yegane temsilcisi olarak cevap vermiyor; Kılıçdaroğlu’nu bu işleri bilmemekle suçluyor.
Bu atışma bitmez.
Bu pilav daha çok su kaldırır denir ya Tank Palet Fabrikası da öyle...
BMC’nin Ethem Sancak tarafından alınması...
Katarlıların ortak edilmesi...
O ortaklığın Altay tanklarının seri üretim ihalesini kazanması da...
En sonunda Tank Palet Fabrikası'nın bedelsiz veya 50 milyon dolarlık yatırım şartıyla bu firmaya verilmesinin öyküsü ilginç.
Türkiye’nin nasıl yönetildiğini gösterdiği için önemli.
Yeni zenginlerin nasıl yaratıldığına tipik örnek.
Nerden başlayalım?
İsterseniz Ethem Sancak’ın BMC’yi alış hikayesinden başlayalım.
Ethem Sancak BMC’yi alış hikayesini Türk Savunma Sanayi Zirvesi’nde kürsüden şöyle anlatmıştı:
"Liderimiz bana dedi ki, 'Sen o otomotiv şirketinin altından kalkabilir misin?' Vallahi ne emrederseniz onu yaparım. Ama buna gücüm yetmeyebilir. (…) Katar’la neredeyse tek millet iki devlet haline geldik. Allah da gani gani para vermiş Katar’a. Emir de sizi kırmaz. Katar devletini ve silahlı kuvvetlerini bana ortak ederseniz bu işin altından kalkarız. Sağ olsun, sayın Emir’i aradı, o da kırmadı. BMC’nin yüzde 50 eksi birini Katar ordusuna sattım.Tek başına yapmak istemiyordum. Benim gibi deli bir Laz ortak da önerdi bana Sayın Cumhurbaşkanım. Onu da yanıma aldım: Talip Öztürk, eşit bölüştük."
Sancak’ın şu sözüne dikkat çekerim:
"BMC’nin yüzde 50 eksi birini Katar ordusuna sattım."
Demek ki; Kılıçdaroğlu’nun iddiası doğru. Ariiye’deki tank fabrikası BMC üzerinden Katar ordusuna gitti!
Peki nasıl gitti? BMC-Katar ordusu ortaklığı tank fabrikasını nasıl aldı?
Bunu da Milli Savunma Bakanı’nın ağzından nakledelim.
Savunma Bakanı komisyonda bir soru üzerine süreci şöyle anlattı:
"Altay tankları seri üretim ihalesi 2018 yılında SSB tarafından gerçekleştirildi. İhaleyi BMC kazandı. İki sene, beş sene Karasu’da yapılacak fabrika mı beklensin? Elimizde en müsait olan fabrika tank palet fabrikası. 250 tankın seri üretim aşamasında fabrikanın işletme hakkının BMC’ye devri gündeme geldi. 14 Mart 2019’da Cumhurbaşkanlığı kararıyla fabrikanın mülkiyeti MSB’de kalmak üzere işletmesinin ASFAT’a devredilmesine karar verilmiştir. MSB, ASFAT, BMC arasında imzalanan protokolle fabrikanın işletmesi 25 yıl süreyle BMC’ye verilmiştir"
Küçük bir bilgi notu.
ASFAT, A.Ş. Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde kurulan sermayesinin tamamı kamuya ait olan şirket. 27 askeri fabrika ile üç askeri tesisin işletmesi devredildi.
Şirketin sitesine girdiğiniz de 30 yıllık inşa, bakım, onarım, modernizasyon tecrübesi ve uzman iş gücüne sahip olmakla övünülüyor.
Soru şu:
Madem bu kadar birikime bu kadar tecrübeye sahip, neden Tank Palet Fabrikası'nı BMC-Katar ortaklığına devretti?
Neden kendileri işletemedi?
Bu sorunun yanıtı Milli Savunma Bakanı’nın konuşmasında saklı.
Bakan ne demişti: "Altay tanklarının ihalesini BMC kazandı, iki sene, beş sene fabrikanın yapılmasını bekleyemezdik, tank palet fabrikasını verdik."
Durum şu:
BMC-Katar ordusu ortaklığı Altay tanklarının seri üretimine talip oluyor. İhaleye giriyorlar ama tankları yapacak üretim tesisi yok. Bilgisi, birikimi de yok. Hiçbir şeyi yok.
Ama ihaleyi alıyor.
İhaleyi veriyorlar.
Karasu’da fabrika yapacaklar da üretime geçecekler de orduya tank satacaklar! Bakan beş yıl diyor siz ona yedi, sekiz yıl deyin!
Ordu beş, altı yıl bekler mi?
İktidar hemen bir yolunu buluyor. Elindeki tank fabrikasını 25 yıllığına kiralıyor. Deneyimli personeliyle...
BMC-Katar ortaklığı o fabrikada Altay tanklarını üretecek ve bizim orduya satacak?
Ortada tuhaf bir durum yok mu?
Var da ana muhalefet partisinin dışında pek dillendiren yok.