05 Mayıs 2021

Tam kapanmadık ki kademeli açılalım

Aracının muayenesi mi bitti, git yaptır serbest. İstersen evini taşı, nakliye serbest. Tam kapanma dedikleri bu

Tartışma şimdiden başladı.

Bayram sonrası kontrollü, kademeli açılmaya mı geçilecek, turizm sezonu başladı diye bütün yasaklar kaldırılacak mı? Tam açılma mı olacak?

Adına ne derler bilmem ama karar ne olursa olsun yine Türk usulü olacağı kesin!

Ne demek bu?

Tam kapanma dedikleri de Türk usulü. Çünkü tam kapanma değil kelimenin tam anlamıyla tam kapanma aldatmacası!..

Neden mi?

İstanbul'da sokağa çıkan, metroya, otobüse binmeye çalışan, arabasıyla trafiğe çıkan herkesin ağzından aynı söz çıkıyor:

Bu ne biçim kapanma!

Metrobüs sabah ve akşam saatlerinde neredeyse eskisi gibi. Caddelerde araçlar vızır vızır. Tam kapanma günlerinde trafik tıkanıyor iyi mi!..

Daha nasıl anlatayım?

Yayalardan bahsetmiyorum bile, elinde izin kağıdı olan olmayan, eline bir poşet alıp markete gidiyorum numarası yapan, yapmayan herkes sokakta.

Ama adı tam kapanma!..

Kapanmadan muaf olan kişi ve şirketler listesine baktım oku oku bitmiyor; 43 madde…

Üretim ve imalat tesisleri açık, fabrikalar açık, inşaatlar devam ediyor, taşımacılık serbest, nakliye serbest, kamu zaten işbaşında.

Geriye ne kaldı diyeceksiniz?

Esnaf, gündelikçiler, seyyar satıcılar...

Garibanlar…

Aracının muayenesi mi bitti, git yaptır serbest. İstersen evini taşı, nakliye serbest.

Tam kapanma dedikleri bu. Gelin biz buna tam kapanma demeyelim, kısmi kapanma, kademeli kapanma diyelim.

Bu kademeli kapanmaysa kademeli açılım nasıl olacak?

Tam açılmanın bir tık altında olacak.

Nasıl yani?

AVM'ler açılacak herhalde, onlar açılınca elektronik eşyadan, beyaz eşyaya, ayakkabıdan, giysiye, hırdavattan elektrik malzemesi satan bütün dükkanlar açılacaktır.

Kuaförler, berberler ile pandeminin bütün çilesini çeken lokantalar bir süre daha kapalı tutulacaktır.

Kademeli açıyoruz, kontrolü bırakmıyoruz demek için.

Sokağa çıkma yasağı gece 21 veya 22'ye alınır. Bir süre daha içki satışı dahil hafta sonu yasakları sürer.

(Bu arada yeri gelmişken belirteyim. 19 Mayıs Bayramı'nı da pas geçmek için 'tam kapanmayı' 20 Mayıs sabahına kadar uzatabilirler)  

Bir 10 gün de böyle idare ederiz. 1 Haziran'da onları da açarlar, geçen yılın yaz aylarına döneriz. Hatırlayın, geçen yıl yaza tam açılmayla girdik, ama bedeli ağır oldu. Ağustos ayına gelmeden vaka sayıları patladı. Sağlık Bakanı turizm zarar görmesin diye vaka sayılarını gizledi, büyük salgını sadece halktan değil, Bilim Kurulu'ndan da gizleyerek suç işledi.

Halkın sağlığıyla oynadı.

Dilerim bir gün birileri çıkıp bunun hesabını soracaktır; sormalıdır.

Korkarım bu yıl da benzeri olacak. Geçen yıl havalar ısınınca bu iş bitti; 'virüs mirüs sonbahara kalmaz kaybolur gider' düşüncesiyle koy verdik; tecrübesizdik…

Sinsi virüsün ne kadar akıllı, ne kadar atak, ne kadar hızlı, ne kadar acımasız olduğunu artık öğrendik.

Öğrendik de ne oldu diyecek siniz 1 Mart'ta günlük vaka sayısı 9, 10 bin düzeyindeyken tam açılmaya gidip vaka sayısını patlatmadık mı? 60 bine çıkarmadık mı?

Evet ama o açılım başkaydı…

O açılım siyasiydi… Virüsün seyriyle, ekonomiyle ilişkisi yoktu. İktidar partisi lebalep kongreler yapabilmek için yasakları kaldırdı. 1 Mart açılımının sebebi buydu.

Tam kapanmadığımız, kısmen kapandığımız için bir tık ötesi tam açılmadır.

Zaten iktidarın başka çaresi de yok. Şu anda turistlere yasak kapsamında değil. Deniz kenarlarında sere serpe yatıyorlar. Ülkeye girişte test soran da yok. Yeter ki gelsinler, yeter ki dolar getirsinler.

Rezervler boş olunca haliyle izlenen politika da bu oluyor. Bunun adı, ne olursan ol, hasta olsan da gel, yeter ki dolarla gel politikasıdır…

Hocalar boşuna nefes tüketiyor; 'tam açılma olursa durum felaket olur açılma 6-8 hafta içinde kademeli, kontrollü olmalı, acele etmemeli' diye.

Türkiye kapanmada geç kaldı. Şubatta, martta kapanmaya gideceğime nisana, mayısa sarkıttı. Artık hızla açılmak zorunda.

Gerçi şubatta, martta kapansaydık yine sonuç değişmeyebilirdi. Çünkü elde yeterli aşı yok.

Sağa sola aşı dileniyoruz.

Çin'den umut yok. Rusya 'dan geleceğe söylenen Sputnik V aşısının akıbetini 'Allah bilir'…

Altı ay içinde gelecek ama ne zaman gelecek? Gelse bile kontrol süre, birince doz süre, ikinci doz süre.

İki ay demektir.

Zaten Sağlık Bakanı 'aşıda iki ay sıkıntılı dönem var' diyerek itiraf etmişti. Saray karşı çıkınca ağız değiştirdi.

Kabul etmiyorlar ama şu anda aşı bulmak kolay değil. Bulunsa da ihtiyaca cevap vermez, salgının hızını kesmeye bile yetmez.

Kademeli açılıma gitseniz bile aşı olmadan olmaz. 90 milyonun (5 milyon Suriyeli, 2 milyon Afgan, Iraklı, Somalili, Afrikalı gayri resmi vatandaşımız var. Onları da sayalım) yüzde 60'ı, yüzde 70'i aşılanmadan bu iş bitmez.

Rahat nefes alınmaz… İki kere iki dört…

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.

"
"