Kritik günlerden geçiyoruz. Her an Suriye"de dehşet bir savaşın içine girebiliriz. Her an Libya"da onlarca şehit verebiliriz. Cumhurbaşkanı"nın Şam"a verdiği sürenin dolmasına üç gün var. Şam ordusunu gözlem noktalarının gerisine çekmezse on binden fazla askerle, tanklarla, toplarla İdlib"e giren Türk ordusu taarruza başlayacak.
Kıyamet kopacak.
Rus uçakları devreye girer mi? Rusya karşılık verir mi?
Bilmiyoruz.
Türkiye-Suriye savaşı, Türkiye Rusya savaşına yol açar mı? Açarsa ABD ne yapar? Avrupa'dan destek verir mi? NATO"Türkiye'ye saldırı olmadı, Türk ordusu saldırdı" teziyle seyirci kalmayı tercih eder mi? Kıyamet koparsa kırılgan ekonomimiz ne kadar dayanır?
Bu sorulara yanıt verecek merci yok. Yanıtını bilen kimse yok.
Macron Merkel, Putin, Erdoğan arasında dörtlü zirve yapılacaktı. Kremlin böyle bir çalışma yok diyor. Tek umut bugün Ankara gelecek olan Rusya heyetiyle yapılan görüşmelerde olumlu adım atılması.
Daha önceki iki görüşmeden de sonuç alınamamıştı.
Bugünkü buluşmaya da fazla umut bağlamamak lazım.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, İdlib'deki silahlı gruplarla ateşkesi reddetti. Şöyle dedi:
"Şu anda bazı meslektaşlarımız, bilerek ya da bilmeyerek, radikal ve terörist grupların vahşetlerini haklı gösterme arzusu içinde. İdlib'deki duruma ilişkin görüşmelerde yaşandığı gibi, haydutlarla ateşkes anlaşması yapma olasılığına ilişkin çağrıları açıklamak zor. Bu tür eylemler, insan haklarını savunma amacını göstermez, aksine teröristlere ayrıcalık tanınması ve onların faaliyetlerinin desteklenmesi anlamına gelir."
Bazı meslektaşlarımız diye işaret ettiği kişi Çavuşoğlu olsa gerek!
Moskova ile Ankara arasında keskin ayrılık var. Lavrov, Türkiye'yi İdlib'e yerleşen, cihatçı devletçik kuran HTŞ'yi korumakla itham ediyor.
Eee ne olacak?
Son anda yapılacak Erdoğan Putin görüşmesi de sonuç vermezse (vermeme olasılığı fazla) savaş çıkar mı? Çıkarsa ne olur?
Bu meselenin konuşulacağı, tartışılacağı, stratejik kararların alınacağı tek yer var; TBMM.
Ama maalesef ortada yok. 11. Cumhurbaşkanı Gül'ün işaret ettiği gibi "TBMM hiç bu kadar önemsizleştirilmemişti." Var mı yok mu belli değil.
İdlib konusunda genel görüşmenin açılması gerekmez mi? Kapalı oturumda kapımıza dayanan savaşın konuşulması gerekmez mi?
Gerekir ama kim kimle neyi konuşacak!
AKP milletvekilleri sözde iktidarda ama yürütmenin aldığı kararlarla uzaktan yakından ilgileri yok. Ne olup bittiğini onlar da bilmiyor. Veya muhalefet milletvekilleri ne kadar biliyorsa onlar da o kadar biliyor. Genel başkanları iktidarın tek sahibi ve mutlak gücü olduğu için onlar da kendilerini iktidarda zannediyor!
İşin aslı bu.
Doğru olan veya olması gereken iktidarın gelip ayrıntılı bilgi vermesi, ulusal çıkarlar doğrultusunda ortak karar alınması. Ama iktidarın (yürütmenin yegane temsilcisinin) TBMM'ye karşı sorumluluğu yok. Yasamanın yürütmeye soru sorma hakkı bile yok.
MHP lideri Bahçeli'nin ön ayak olduğu Türk usulü başkanlık sistemi bize bu hale getirdi. TBMM'yi devre dışı bıraktı. Türk ordusu üç gün sonra savaşa girecek, Şam ordusu çekilmezse silahlar patlayacak Meclis bu konuyu konuşmuyor.
Konuşma gereği duymuyor.
Bu konuyu gündemine almıyor.
TBMM Başkanı'na sorum şu: Meclis savaşı konuşmayacaksa neyi konuşacak?
Saman ithalatının saman fiyatının ucuzlamasına yaptığı katkıyı mı?