12 Haziran 2019

İmamoğlu oyuna geliyor

TV tartışması 31 Mart seçimi olmamış, 31 Mart yaşanmamış algısı perçinleyecek. Son hafta sadece televizyon tartışması konuşulacak. 31 Mart unutulacak. İktidarın amacı da zaten bu değil mi?

İktidar partisinin stratejisi belli. 23 Haziran seçiminin yeni bir seçim gibi algılanmasını istiyor.

31 Mart seçimi yapılmamış gibi. İmamoğlu 13 bin oy farkla kazanmamış gibi. Eften püften sebeplerle seçim iptal edilmemiş gibi. İktidarın oylar çalıntı iddiası boşa çıkmamış gibi.

Gibi, gibi, gibi…

Ezcümle, adaylar ilk kez yarışacak havası yaratmaya çalışıyorlar. Binali Yıldırım vaat üstüne vaat veriyor. Yetmiyor, dün söylediklerinin tam tersini söylüyorlar.

Bariz örnek Kürdistan meselesi.

İktidar partisinin seçim lokomotifi olan Cumhurbaşkanı kampanyasını Kürdistan üzerine kurmuştu. Her gittiği yerde, her konuşmasında, her mitinginde Türkiye’de Kürdistan diye bir yer var mı diye sordu. Kürdistan sözünü dilinden eksik etmeyen HDP’ lileri yerden yere vurdu. ‘Kürdistan Kuzey Irak’ta defolup oraya gidin’ bile dedi.

İstanbul adayı Yıldırım’da 31 Mart’a kadar ağzına Kürdistan kelimesini almadı.

Ama İstanbul’u kaybedince galiba ‘seçimi kazanmak için, bir oy daha fazla almak için her şey mubah’ anlayışı devreye girdi.

Binali Yıldırım Diyarbakır’da Kürdistan dedi. Atatürk’ ün şemsiyesine sığınarak arısının Kürdistan olduğunu söyledi.

MHP’den çok sert tepki gelmedi.

Gerçi Bahçeli ‘Türkiye’de Kürdistan diye de Lazistan diye de bir bölge yoktur’ dedi ama o kadar.

Üzerine gitmedi.

Cumhurbaşkanı duymazdan geldi.

Binali Yıldırım’da ittifak için sorun olmaz diyerek havayı yumuşattı.

Oysa,  İmamoğlu ‘Kürdistan’ sözcüsünü telaffuz etse ortalığı ayağa kaldırırlardı.  İktidara yakın yazar /çizer tayfası verip veriştirirdi.

İmamoğlu’nu Apo’nun arkadaşı, Karayılan’ın sırdaşı ilan ederlerdi.

Ne bölücülüğü kalırdı, ne hainliği.

Kürdistan sözünü Yıldırım söyledi diye aynı yazar/ çizer takımı sağır, dilsiz gibi davranıyor.  Amaçları belli; bu seçimi yeni bir seçimmiş gibi pazarlamak.

Yıldırım’la İmamoğlu ilk kez yarışıyormuş gibi sunmak.

*  *  *

Son hamle televizyonda tartışma senaryosu.  İmamoğlu’nu el birliğiyle punduna getirip ringe sürüyorlar.

Soruyorum; ne konuşacaklar? Neyi tartışacaklar?

İstanbul’u mu?

Yeni projeleri mi?

31 Mart’tan sonra sıralanan vaatleri mi?

Neden 31 Mart öncesi konuşmadılar/tartışmadılar?

Neden Binali Yıldırım Ekrem İmamoğlu’nun karşısına 31 Mart’tan önce çıkmadı?  

Neden şimdi çıkıyor/çıkmak istiyor?

Nedeni basit; Binali Yıldırım yenildi, yenilginin üzerini örtmek istiyor. İktidar cephesi yeni bir seçimmiş gibi kitleleri hazırlamak istiyor.

Bu televizyon programından kim karlı çıkar/çıkacak?

Maçı kazandıktan sonra bir kez daha sahaya sürülen İmamoğlu mu, maçı kaybettikten sonra yeniden saha çıkması sağlanan Yıldırım mı?

Tabii ki Yıldırım.

İmamoğlu, Yıldırım’ın karşısına çıkarak. İmamoğlu yeni vaatlerle seçim kampanyası yaparak. İmamoğlu Yıldırım’la yarışa girerek, ekmeğine yağ sürüyor.

31 Mart seçiminin yok hükmünde sayılmasını meşru kılıyor. 

 İmamoğlu oyuna geliyor demem bundan.

Televizyon tartışması ne demek?

İki adayın sıfırdan yarışa girmesi demek.

Oysa yarış 31 Mart’ta bitti. İktidarın adayı oyların tümü yeniden sayılırsa kazanacağını iddia etti. YSK bu sebeple (iktidarın baskısıyla) seçimi iptal etti.    

 O halde, yeni tartışmaya, yeni kapışmaya ne gerek var?

İmamoğlu televizyon tartışmasına çıkmamalı. Seçilmiş, hakkı yenmiş, mazbatası elinden alınmış ‘başkan’ gibi davranmalı.

Sandık gereken cevabı verir; benim üzerine söz koymama gerek yok tavrıyla 23 Haziran’a ulaşmalı.

TV tartışması 31 Mart seçimi olmamış, 31 Mart yaşanmamış algısı perçinleyecek.

Son hafta sadece televizyon tartışması konuşulacak. 31 Mart unutulacak.

İktidarın amacı da zaten bu değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.

"
"