İktidarın en önemli icraatlarından biri kış mevsimine girerken dar gelirliye kömür dağıtmaktı. Tuttu, hem de çok tuttu. Çünkü halk yoksuldu, milyonlarca ailenin kömür alacak parası yoktu.
Cumhurbaşkanı o tarihlerde başbakandı. Valilere, kaymakamlara talimat verdi; 'kamyonun şoför mahalline oturacaksınız, kömürleri fakir fukaraya dağıtacaksınız'.
Valiler kömür kamyonuna binecek, şoförün yanına oturacak, kömür dağıtacak!.. O güne kadar görülmemişti, duyulmamıştı. Koskoca vali kömür kamyonunda!..
Şoför mahalline ilk atlayan Elazığ Valisi oldu. (Sonra iş sulandı, valiler il başkanı gibi çalışmaya başladı, seçim döneminde buzdolabı dağıtan, çekyat dağıtan bile çıktı, bu başka mevzu.)
Muhalefet 'yaz sıcağında bile oy için kömür dağıtılıyor ' diye eleştirdi ama kendi söyledi kendi dinledi. Çünkü halkın nabzı farklı atıyordu.
Evet, bedava kömür AKP'ye çok seçim kazandırdı.
İktidarlarını sağlamlaştırdı.
Kömür torbaları yüklü TIR'ların görüntüleri yayınlandı, Erdoğan yıllarca kömür dağıtmakla övündü.
Yılda iki milyon aile yararlandı. Az buz rakam değil. Dört milyon kemiksiz oy eder!..
Kömür dağıtımı hâlâ sürüyor. Ama AKP artık bununla hava atmıyor, atamıyor. Çünkü, hem doğalgaz getirdik, hem de kömür dağıtıyoruz diyecek halleri yoktu ya!..
Sadece kömür değildi AKP'nin kökleşmesini sağlayan. Çeşitli sosyal yardımlar ve yerel yönetimler kanalıyla yaptıkları gıda desteği kendine bağlı büyük bir kitlenin oluşmasına neden oldu.
İlk dönemde AKP yoksulluğun üzerine gidiyordu, yoksulluğu kırmak istiyordu, yoksulluk onun eseri değildi…
Yoksulluğu devralmıştı…
İlk on yılda, hadi ilk on beş yılda diyelim AKP lideri bir gecekonduda yer sofrasında iftarını açınca alkış alıyordu, halk takdir ediyordu. Yoksulun yanında fotoğrafı gönüllere kazınıyordu.
Gelelim günümüze…
AKP lideri yine yoksul bir ailenin evine gitti, yine yer sofrasına kuruldu, orucunu açtı ama bu kez alkış almadı.
Çünkü artık yoksulluk onun eseriydi. Çünkü 19 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyordu. Güçlü başbakandı, çok güçlü cumhurbaşkanı oldu bütün yetkileri elinde topladı ama yer sofrası değişmedi!..
Çorba, pide, iki üç zeytin vs.
Kapıda Mercedesler, devasa jipler, polisler, korumalar; kısaca küçük bir ordu…
Eski alışkanlık olsa gerek bu yıl üreticinin tarlada kalan patates soğanına kömür muamelesi yapmaya kalktılar.
Yaklaşık 300 bin ton patates, 40 bin ton soğan TIR'lara yüklendi, TIR'ların önüne bayrak asıldı, yoksullara dağıtılması için kentlere gönderildi.
İnsanlar bir çuval (10/15 kilo) patates, soğan almak için birbirini yedi, korona morona dinlemediler kapıştılar. Bu, patatese bile muhtaç olduklarının belgesiydi.
İktidar umduğunu bulamadı, patates/soğan, kömür gibi olmadı.
Kömür; AKP'nin yoksullukla mücadelenin simgesiydi. Yoksulun yanında olduklarının göstergesiydi...
Patates/soğan; halkı yoksulluktan kurtaramadıklarının, aslında daha da yoksullaştırdıklarının göstergesi oldu.
Kömür gibi patates/soğan da artık simge…
Bu sebeple, iktidar kapısını kömürle açtılar, galiba patates/soğanla kapatacaklar diyorum.