Uzun yıllardır siyaseti yakından takip etmeye çalışıyorum. Böyle bir dönem hiç olmadı. Türkiye çok ağır ekonomik krizlerden geçti, Türkiye beş sente muhtaç kaldı ama iktidarlar sorumluluğu hep üslendi.
Enkaz devraldık, diye sıkıntıyı bir önceki iktidarların boynuna asanlar oldu ama ekonomik kriz yokmuş gibi davranan olmadı.
İktidarlar en azından çözüm aradılar.
Bu iktidar insanlar çok mutlu, ülkede ekonomik buhran yokmuş, işsizlik diye bir dert yokmuş, gençlerin bir eli yağda bir eli baldaymış, ülke dünyanın sayılı ekonomileri arasındaymış gibi davranıyor.
Harcama kalemleri Avrupa'nın, hatta dünyanın en güçlü ekonomilerine taş çıkartır. "İtibardan tasarruf olmaz" yutturmacasıyla hazinedeki parayı kendileri için harcıyorlar.
Değim yerindeyse "har vurup harman savuruyorlar".
Sorunca yandaşları; "O uçakları kendi için mi aldı, o sarayları kendi için mi yaptırdı, o araçları zimmetine mi geçirdi? Hepsi devletin, şükürler olsun bizim" diyor.
Kendilerini avutuyorlar. İsraf nedeniyle enflasyon azınca da dış güçlere bağlıyorlar.
Yaşadığımız ekonomik kriz; Gezi protestoları, çukur eylemleri ,17-25 Aralık girişimi, 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla istediğini elde edemeyen dış güçlerin Türkiye'yi diz çökeltme operasyonuymuş!..
İnanırsan, yersen!..
Dış güçler kim/kimler?
Uzun süre ekonominin direksiyonunda oturan Ali Babacan açıkladı. "2018 yılında hazinenin 980 milyar lira borcu vardı, şimdi 2 trilyon liraya çıktı" dedi.
Bu para nereye gitti?
Diyecekler ki, "Otoyollar yapıldı, köprüler inşa edildi, tüneller açıldı, havaalanları inşa edildi."
Doğru değil.
Erdoğan iktidarının son 10 yılda ülkeye çaktığı doğru dürüst çivi yok.
İspatı mı?
İstanbul'da yaşayanlardan örnek vereyim. Diyelim ki Büyük Çekmece'de oturan bir aile bayram için İzmir'e gitmeye karar verdi.
Yola çıktı, Erdoğan'ın övündüğü Kuzey Marmara otoyoluna girdi; para.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçti; para.
Osmangazi Köprüsü'ne yöneldi; para.
Osmangazi Köprüsü'nden geçti; para.
Köprüden sonra Bursa istikametine devam etti; yine para.
Bursa'dan sonra İzmir otoyoluna girdi; para.
Cumhurbaşkanı ne dedi; bayram süresince otoyollar bedava dedi!..
Yoksa demedi mi?
O otoyollar, o köprüler bizim değil ki… Onlar devletin değil ki… Tayyip Erdoğan yapmadı ki… O otoyollar, köprüler, havaalanları üzerinde devletin hükmü yok ki…
Osmangazi Köprüsü'nden geçiş ücreti (otomobiller için) 47 dolar olmuş.
Paraya bak! Vaziyete bakın.
Memura, işçiye, emekliye üç kuruş veriyorlar; elektrik gibi, akaryakıt gibi, doğalgaz gibi temel ihtiyaçlara beş kuruş zam yaparak verdiklerinin fazlasını geri alıyorlar.
İktidar bu meseleleri konuşamadığı için "zillet ittifakı", "HDP'nin kapatılması" "Millet İttifakı'nın adayını açıklamaması" , "Serok Ahmet" gibi suni gündemler yaratarak milleti oyalamaya çalışıyor.
Bir sürü haber kanalı da peşlerine takıldı, ciddi ciddi tartışma programları yapıyor.
Cumhurbaşkanı ekonomistim dedi, ekonomiyi iyi bilirim iddiasında.
MHP lideri Devlet Bahçeli de iktisatçı.
Akademisyenliği var, o da en az Erdoğan kadar biliyordur.
İçinde bulunduğumuz ekonomik durumu açıklayın, dediğimiz de ikisinden de çıt çıkmıyor.
Mesela iktisatçı Bahçeli faizler inince enflasyonunda ineceğine inanıyor mu?
Saray'ın bu yaklaşımını veya bu politikasını destekliyor mu?
Ağzını açmıyor!
İki lider de kendilerine özgü dünya yaratmışlar, Türkiye gerçeklerinden kopmuşlar, Türkiye'nin sıkıntılarından bihaberler diyeceğim ama!
Cin gibiler, galiba rol yapıyorlar. Milleti oyalamak, korkutmak, meşgul etmek için tiyatro sahnesini kurmuşlar.