24 Eylül 2019

İki ülke iki eylem... Erdoğan'ın bakışı, Macron'un yorumu…

Benzer iki olay... Biri yıllar önce yaşandı, bitti... Biri hâlâ sürüyor...

Fransa'daki 'sarı yelek' eylemini takip ediyor musunuz? Cumartesi günü sarı yelekliler yine Paris sokaklarındaydı... Başlayalı 10 ay olmuş, 45. haftayı devirdiler... Meselem bu eylemi tahlil etmek değil, başka... Meselem, ülkeye yöneten kişilerin ne sonuç çıkardığı üzerinde durmak...

Yani Erdoğan ve Macron'un...

Biliyorsunuz... İktidara yakın medya; 'Sarı Yelek' eylemlerini 2013 yılındaki Gezi Parkı protestolarıyla kıyaslamıştı... Oradaki protestocular bunu istiyor, bizimkiler şunu istiyordu şeklinde değildi kıyaslama...

Bakın, görün... Onların polisi de biber gazı atıyor, onlarda da şu kadar kişi öldü, onlarda da binlerce kişi gözaltına alındı, onlarda da polis orantısız güç kullandı, onlarda da binlerce kişi yaralandı, onlarda da yüzlerce kişi mahkûm oldu şeklindeydi...

Paris'teki eylem akaryakıta getirilen vergi zammı ile başladı, genel hoşnutsuzlukla yükseldi, Macron yönetimine karşı tepkiye dönüştü...

Bizdeki ise; Taksim'in göbeğine kışla görünümlü AVM/otel/rezidans yapılmasına karşı çıkılmasıyla başladı, yaşam biçimine müdahaleye yönelik protestolara dönüştü...

Fransa'daki eylemlere çata/patadan hoşlanan, nemalanan gruplar katıldı, Türkiye'deki eylemlere de... Onlarda siyah maskeli grup (Black Block) sahne aldı, ortalığı yaktı, yıktı..., Biz de DHKP/C ve onun gibi örgütler devreye girdi... Veya sokuldu!.. İki ülkedeki eylemler de zaman zaman amacının ötesine geçti... Kulvar değiştirdi...

Sonuçta, Fransa'da iktidar akaryakıta getireceği vergi artışını erteledi, başka bazı talepleri de kabul etti... Türkiye'de iktidar Gezi Parkı’na AVM yapmaktan vazgeçti...

İki protesto eyleminin ortak noktası örgütsüz, lidersiz oluşuydu...

Gelelim asıl meseleye; ülkeyi yönetenlerin nasıl yorumladıklarına...

Dönemin Cumhurbaşkanı Gül, dönemin Başbakan Yardımcısı arınç Gezi Parkı protestolarına katılan gençleri anladıklarını açıkladı... Polisin orantısız güç kullandığını kabul ettiler... Dönemin Başbakan'ı Erdoğan ise gençleri çapulcu ilan etti, polisin görevini yaptığını söyledi... Eylemin hükümeti yıkmaya dönük olduğunu ilan etti...

Fransa Cumhurbaşkanı da 17 Kasım'da başlayan Sarı Yelek eyleminin ilk haftalarında benzer tutum takındı ama sonra tavrını değiştirdi...

Gelelim günümüze...

Gezi protestolarının üzerinden altı yıl geçti... Cumhurbaşkanı Erdoğan Gezi protestolarını hâlâ hükümeti devirmeye yönelik girişim olarak nitelendiriyor... Dış güçlerin kışkırtması olduğunu söylüyor... FETÖ çetesinin tezgâhı olarak kabul ediyor... 15 Temmuz darbe girişimiyle eşdeğer kılmaya çalışıyor... Konuşmalarında sık sık bu vurguyu yapıyor...

Sarı Yelek eylemi ise hâlâ sürüyor... Önümüzdeki haftalarda belki de aylarda da sürecek gibi görünüyor... Peki Fransa Cumhurbaşkanı Macron ne düşünüyor?

Geçen gün Time dergisine verdiği röportajda şöyle dedi; 'farklı bir açıdan baktığımızda, Sarı Yelek gösterileri benim için çok olumluydu, çünkü bana nasıl bir lider olmam gerektiğini hatırlattı.'

Benzer iki olay... Biri yıllar önce yaşandı, bitti... Biri hâlâ sürüyor...

İki farklı bakış... Biri Paris'ten, biri Ankara'dan...

Yorum sizin!...

 

 

 

  

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.

"
"