Mesele şu: geçen haftanın son günleriydi. IMF yetkilileri Türkiye ile sıcak temas içinde olduklarını söyledi. Bu söz bile yetti. Piyasalar rahatladı. Dolar 6.77‘lerden 6.65’e kadar indi, uykuya yattı.
Haftasonu Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın CNN ‘de Hakan Çelik’in programına katıldı. IMF ile görüşmelerinin söz konusu olmadığı, olmayacağı yolunda sözler sarf etti.
6.65’lere gerileyen dolar 6.88’leri gördü.
10 kuruş, 12 kuruş ,15 kuruş ne olacak ki deyip geçmeyin. Milyon dolarları, milyar dolarları hesap edince akıl almaz para. Akıl almaz rant.
Soruyorum; yürütmenin yegane temsilcisine en yakın kişiye, daha doğrusu sözcüsüne, bu demeci verip doları zıplattığı için Sermaye Piyasası Kurulu soruşturma açacak mı?
Mesela özel bir bankanın genel müdürü veya piyasalarda etkin bir aktör bu tür demeç verseydi; IMF ile anlaşma falan olmaz, Türkiye masaya oturmaz deseydi de dolar zıplasaydı ne olurdu?
Hele hele o isim iktidarın sevmediği kişiyse...
2018 yazını hatırlayın. Doların çıldırdığı ağustos ayını düşünün. Dolar, daha da yükselecek yorum yapanlara bile soruşturma açılmadı mı?
Eee, koskoca Cumhurbaşkanı Sözcüsü... Bir demeciyle dövizi fırlatıyor, SPK ağzını açmıyor.
Bu nasıl iş!
Sözcü resmen piyasaya müdahale etti. Ağzını açmasa kur kendi akışında mecrasını bulacaktı. Sözcü müdahale edince 12 kuruş fırladı.
İnsan düşünmeden edemiyor; Sözcü’nün bir amacı mı vardı?
Doların yükselmesi işine mi geliyordu?
Yok artık daha neler, bunu düşünmen bile ayıp diyeceklerdir.
Haklılar.
SPK soruşturma açsın, Sözcü’nün manipülasyon amaçlı demeç verip vermediği ortaya çıksın.
Benim dediğim bu.
Kimseyi suçlamıyorum. Kimseyi itham etmiyorum.
* * *
Cumhurbaşkanı Sözcüsü’ nün durumu bu da Cumhurbaşkanı İletişim Danışmanı’nın hali farklı mı? Kuzguncuk’taki evinin arkasındaki araziyi Vakıflar'dan 10 yıllığına kiralamış, üzerine çardak falan yaptırmış, şikayet üzerine belediye de yıkmış.
Haber bu.
Vahim olan çardak yaptırması, taş mangal kondurması değil. Vahim olan bu haberi yapan gazeteci için terörle mücadele kapsamında soruşturma açılması.
Efendim, Fahrettin Bey’in evinin yeri belli olmuşmuş!
Taş mangal yapan usta evini öğrenmedi mi?
Veya çardağı kuran!..
İktidara en yakın gazete Cumhurbaşkanı Danışmanı’nı savunmak adına haber yapmış. Haberde deniliyor ki, "İhale 8 Nisan 2020 tarihinde gerçekleşmiş ve en yüksek teklifi veren yüklenici arsa kiralamaya hak kazanmıştır. Bu sürecin neticesinde yasal süreler dahilinde 13 Nisan 2020’de, yani haberin çıkmasından bir gün önce kiralama sözleşmesi yapılmış ve arsa yükleniciye teslim edilmiştir" yapıldı.
Haberden çıkan sonuç şu; belli ki, Fahrettin Bey arsayı kiralamadan önce şadırvanı dikmiş. Herhalde şöyle olmadı, 13 Nisan sabahı imzayı attı, öğlen şadırvanı dikti, akşamüstü taş mangalı yerleştirdi, anında şikayet edildi, hava kararırken zabıta geldi, belediye ekiplerini çağırdı, yıkım gerçekleşti, gazeteci de bu hali öğrendi gece yarısı gazetesine haber yaptı, ertesi günkü nüshada yer aldı.
Böyle mi?
Değil tabii.
Fahrettin Bey’i savunma haberi bile skandal. Habere göre, biz evimizde otururken, İstanbul sokağa çıkma yasağıyla boğuşurken o bahçe düzenlemesi yapıyormuş!
Kiralama sözleşmesi sokağa çıkma yasağının ertesi günü yapılmış.
Ee, şadırvan ne zaman dikildi?
Özür dileyeceğine savcı haberi yapana soruşturma açıyor. Hem de terörden.
Türkiye’nin geldiği hal bu.
* * *
Yeri gelmişken sorayım. Maske için telefonunuza barkod geldi mi?
Bana gelmedi. Dışişleri Bakanı’nın söylediğine göre 34 ülkeye tıbbi yardım yollandı. Bi bizim mahalleye, bizim sokağa gelmedi.
Korana günleri bitmeden gelir inşallah.
* * *
Pelikancı yazarları izliyor musunuz? Havada çark etmek işte buna derim. Pelikancıların gazetesi İçişleri Bakanı Soylu istifa edince önce giydirdi; "Sokağa çıkma yasağını bile ilan edemedi, beceriksiz" anlamında yayın yaptı.
Cumhurbaşkanı istifasını kabul etmeyince anında U dönüşü yaptılar. Yazarları üzerinden savunmaya geçtiler. İçlerinden biri yazmış: "Her halükarda vaka sayısı ilk kez azalma eğilimine girmişken, bundan bir hafta sonra farklı bir tabloyla karşı karşıya gelmemize vesile olacak kara bir geceydi."
Eee...
Hem bu satırları döşe hem de iyi ki istifa etmedi, davaya zarar vermedi diye savun. Anlaşılan o ki; araya Cumhurbaşkanı girince Pelikancı ekibin hevesi kursağında kaldı.
Onların da işi zor, ne diyeyim.