17 Temmuz 2020

Cumhurbaşkanı'nın bu sözlerinden ne anlamalıyız?

"Cennetle müjdelenmiş şehitler ve gaziler için onlara sağlanan maddi imkanlar sadece milletimizin ve devletimizin vefa göstergesidir. Yoksa bu sıfatların herhangi bir değerle mukayesesi mümkün değil"

Zaman zaman gündeme gelen ama üzerinde çok durulmayan, durulması istenmeyen meselelerden biri de yardım paralarıdır.

Yardım paraları çoğu zaman 'deve' yapılır. Yerine ulaşmaz başka amaçlarla kullanılır.

Sonunda skandal patlar, yazılır çizilir, davalar açılır.

Bir süre sonra unutulur gider.

Mesela, Mercümek skandalını hatırlayan var mı? Refah Partisi Bosna Hersek'e yardım kampanyası açmış, eski parayla trilyonlar toplamıştı. Paranın kontrolü Süleyman Mercümek'teydi. O tarihte üç banka batınca Mercümek'in hesaplarında milyonlarca Mark olduğu ortaya çıktı.

Skandal patladı.

14 ayrı döviz hesabında 16 trilyon 550 milyar lirası vardı. Bosna'ya gitmesi gereken para gitmemişti.

Almanya'daki Deniz Fener'i yolsuzluğuna ne demeli? Almanlar yüzyılın vurgunu dedi, sonuna kadar götürdü ama Türkiye uzantıları beraat etti. Dosya kapandı.

O tarihte medya iktidara tam angaje değildi, çok yazıldı çizildi, didik didik edildi ama yine de sonuç alınamadı.

Adnan Hocacı Oktar Babuna skandalını hatırladınız mı?

Genç beyin cerrahı lösemi hastası olmuştu. Televizyonlara çıktı, ağladı sızladı. Türkiye'nin yüreği yandı. Kan bağışları yapıldı, yardım paraları toplandı. Bir gün Sağlık Bakanı 'burnuma götü kokular geliyor' değince işin seyri değişti.

Skandal patladı.

O kanlar başka amaçla toplanıp ABD'ye gönderilmiş, yardım paraları da deve olmuştu.

Fethullahçı 'Kimse Yok Mu' derneğini hatırladınız mı? Yok Afrika'daki Müslümanlara yardım, yok Gazze'nin ihtiyacı, yok orası, yok burası diye yıllarca para topladılar, kurban derisi aldılar.

Meğer o paranın büyük bölümü terör örgütüne gitmiş.

Bir de devletin veya devlet kurumlarının topladığı yardımlar var.

Kızılay gibi.

Diyanet İşleri Başkanlığı gibi.

Hele Diyanet!.. Her cuma bir sebep bulup makbuzsuz para topluyor. Kazakistan'da Kuran kursuna yardım, Somali'deki cami inşaatına katkı diye.

O paralar yerine gidiyor mu?

Soru işareti. Çünkü yardım paralarının yönetimi şeffaf değil. Her hafta makbuzsuz kaç para toplanır, o paralar kime teslim edilir, kim harcar belli değil.

Deprem olur, yardım.

Sel olur, yardım.

Koronavirüs memleketin başına bela olur yardım.

Ülke sonunda yardım yorgunu oldu!..

Bir de devletin resmen topladığı yardımlar var. Onların akıbetini az çok biliyoruz. En azından kaç para toplandı, o para nerede duruyor, kime ne kadarı ulaştı öğrenebiliyoruz.

Gündemdeki mesele, 15 Temmuz şehitleri ve gazileri için toplanan yardım parası.

340 milyon lira toplandı. İktidar hemen Türkiye Şehit Yakınları ve Gazileri Dayanışma Vakfı adında vakıf kurdurdu. Vakfın Başkanı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı.

Toplanan para dört yıldır Ziraat Bankası'nda bekliyormuş.

Geçenlerde gaziler 'bizim için toplanan para nerde, nereye harcandı, niye bize verilmiyor' diye eylem yapmaya kalktı, biber gazını yedi.

Bakanlığın açıklamasına göre bugüne kadar 9 milyonu harcanmış; p da pandemi nedeniyle!..

Üç aydır biner lira dağıtıyorlarmış.

Gerisi ne olacak?

CHP lideri Kılıçdaroğlu fırsat buldukça paranın akıbetini soruyor. Cumhurbaşkanı da sinirleniyor tabii.

Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz'un yıldönümü nedeniyle şehit yakınlarına Beştepe'de yemek verdi.

Yaptığı konuşmada bu meseleye de değildi.

Kılıçdaroğlu'nu suçlayarak dedi ki; 'Kendi ikballeri uğruna her mesele gibi bunu da istismar etmeye çalıştığını görüyoruz. Ortaya attıkları safsatalarla şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin zihnini bulandırmaya çabalıyorlar.'

Zihni bulanan gaziler paramızı isteriz diye eylem yapmaya kalkışanlar oluyor.

Cumhurbaşkanı onların bu unvan ve sorumluluğu taşımakta zorlandıklarını da söyledi. Gazilik şerefinin manevi sırrına vakıf olmalarını diledi.

Tercümesi; manevi yönünün hazzına bakın, maddi işlerle uğraşmayın.

Daha açık tercümesi; para isterseniz benden, buz gibi soğurum sizden.

Peki gelelim ana meseleye. Toplanan 340 milyon ne olmuş, ne olacak?

Cumhurbaşkanı ona da açıklık getirdi:

"Vakfımız, her ne kadar birileri yıpratmaya çalışsa da kurulduğu günden beri şehit yakınlarımız ve gazilerimize destek olmak için gayret gösteriyor. Salgın döneminde toplumun her kesimi gibi 15 Temmuz şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi de desteklemek amacıyla Vakfımız kaynaklarıyla aylık 1000'er lira nakdi destek uygulaması başlatmıştır. Bu uygulamayı Vakfın kaynakları elverdiği ölçüde devam ettirmeyi kararlaştırdık. Sizlerden, şehitlik nedir, şehadet nedir bilmeyen, emanete hürmet göstermeyen kifayetsizlere kulak asmamanızı bilhassa rica ediyorum. Cennetle müjdelenmiş şehitler ve gaziler için onlara sağlanan maddi imkanlar sadece milletimizin ve devletimizin vefa göstergesidir. Yoksa bu sıfatların herhangi bir değerle mukayesesi mümkün değil."

Bu sözleri nasıl yorumlayacağımı bilemedim.

'Cennetle müjdelenmiş şehitlik makamına erişmişiniz, daha ne istiyorsunuz' diye yorumlarsak fazla mı zorlamış oluruz?!.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.