03 Temmuz 2019

Cumhurbaşkanı bile memnun değil!...

Dört yıl seçim yok diye sevinenlere soruyorum; dört yıl Türkiye bu ucube rejimle nasıl yönetilecek?

Yeni rejimden memnun olan var mı?

'Çok iyi oldu; Türkiye'nin aradığı buydu' diyen var mı?... 'Yeni rejim sayesinde belimiz doğruldu' diye kalem oynatan yazar/çizer var mı?

Yok...

Bırakın muhalefeti... Bırakın iktidarın milletvekillerini Cumhurbaşkanı bile memnun değil...

Memnun değil ki; eksikliklerin aksaklıkların onarılması talimatı vermiş... Dünyada eşi benzeri olmayan bu rejimin mucidi olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay çalışmaya başlamış...

AKP Grup Başkanı Bostancı da 'Rehabilite etmek aklın gereği' demiş...

Yani bu şekilde devam edilmesini akla mantığa uygun bulmamış...

Sonuç; kimse memnun değil...

Halkın büyük çoğunluğu da yeni rejimi içine sindiremediğini oyuyla ifade etti...

Kurdukları sistem çöktü diyeceğim ama ortada sistem yok ki!..

Başkanlık desen; değil!..

Yarı başkanlık desen; hiç değil!..

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye uydurma bir model... ( MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin buluşuymuş)

Kişisel iktidardan çok kişiselleşmiş iktidar gibi duruyor... Kurumlar var, organizmalar var, kuvvetler ayrılığı var ama kağıt üstünde... Zaten AKP'li vekiller bile denge/denetim mekanizmasının işlemediğinden şikayetçiymiş!...

Bu sistemin ne olduğunu, neyi hedeflediğini, Türkiye'nin hangi ihtiyacına cevap verdiğini, mükemmel hale nasıl geleceğini bir Allah'ın kulu söyleyemez...

Yeni rejimin kapısı açan Bahçeli de söyleyemez... Yeni Rejimi oturup yazan (kurulları, komisyonları, ofisleri icat eden, bakanları sekretere dönüştüren) Fuat Oktay da izah edemez...

Çünkü yeni rejime konuşmadan, tartışmadan geçtik... Kafa yormadık... Tabiri caizse yangından mal kaçırır gibi geçtik...

Nasıl oldu; kısaca hatırlayalım...

MHP Genel Başkanı bir gün ' Cumhurbaşkanı Anayasa'ya uymuyorsa biz Anayasa'yı Cumhurbaşkanı'na uyduralım' dedi; parlamenter demokrasinin ipini çekti...

Palas pandıras Anayasa değişikliği yapıldı, referandumla yeni rejime geçildi... Ama yeni rejimin ilk cumhurbaşkanını seçtiğimiz zaman bile (Geçen yıl 24 Haziran günü) devlet çarkının nasıl işleyeceğini kimse bilmiyordu...

Cumhurbaşkanı kararnameleriyle devlete şekil verilmeye çalışıldı... Bütün yetkileri bir kişide toplandı... Cumhurbaşkanı aynı zamanda Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı da oldu...

Yani, Ziraat Bankası, Halkbank gibi bankaların... BOTAŞ, Türk Petrolleri gibi enerji şirketlerinin... Türk Telekom, PTT gibi teknoloji şirketlerinin... THY gibi devasa birçok şirketin de yönetim kurulu başkanının başkanıydı artık...

AKP Genel Başkanı ve 'Cumhur İttifakı'nın lideri olarak yasama organının da görünmeyen başkanıydı... Yüksek yargıya atama yetkisi nedeniyle o alanda da söz sahibiydi... Yeni rejim adı konulmasa bile, telaffuz edilmese bile istikrar adına kuvvetler birliği hedeflenmişti...

Ama olmadı... Biçilen elbise Türkiye'ye uymadı... Türkiye kaldıramadı... Arabanın lastiği patladı, frenleri boşaldı, debriyajı sıyırdı... Araba kullananın kontrolüden çıktı...

Bu sebeple iktidarın yüzü gülmüyor...

Bu sebeple Cumhurbaşkanı onarım istiyor...

Bu sebeple yeni rejimi Bahçeli dışında hararetle savunan yok...

Cumhurbaşkanı 'başkan' olduğu günden beri ekonomi rayından çıktı... Yatırımlar durdu, piyasa kilitlendi... Ne doları tutabiliyorlar, ne enflasyonla baş edebiliyorlar, ne işsizliğe çare bulabiliyorlar...

31 Mart yerel seçimleri gösterdi ki... 23 Haziran İstanbul seçimi onayladı ki... Onarılmaya çalışılsa da rejim/sistem dikiş tutmayacak...

Dört yıl seçim yok diye sevinenlere soruyorum; dört yıl Türkiye bu ucube rejimle nasıl yönetilecek? Çünkü ne denge kaldı ne denedim...

İlk yılın faturası çok ağır oldu... Benzin yedi lirayı aştı, çarşı/pazara bakın gerisini siz söyleyin...

Hadi gelin şöyle yapalım... Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri rejimin ne olduğunu ,nasıl bir devlet modeli içerdiğini bilen biri varsa tane tane anlatsın...

Bilen varsa!.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.

"
"