Koronavirüs günlerinde iktidarla muhalefet arasında inanılmaz savaş var.
Birbirlerini suçlamanın ötesinde resmen kavga ediyorlar.
Aynı zamanda iktidar bloğu (Cumhurbaşkanı, MHP Genel Başkanı, bakanlar, valiler, kaymakamlar) belediye başkanları sayesinde yönetme kabiliyeti olan CHP’yi marke etme siyaseti izliyor.
Merkez üssü AKP-MHP diyelim, kavga meselesiyle başlayalım.
CHP diyor ki; AKP kutuplaşma siyaseti izliyor, çünkü beslendiği tek yer orası.
AKP de CHP’yi "Milli Dayanışma Kampanyası’na kinle yaklaşan hastalıklı zihniyet olmakla suçluyor.
Peki kim haklı?
Cumhurbaşkanı, Türkiye’yi kasıp kavuran, en çok İstanbul’u vuran bu salgında bile CHP’li belediyeleri dışlıyor. Cumhurbaşkanı gibi değil, AKP Genel Başkanı gibi davranıyor. CHP’li belediyelerin salgının üstesinde gelmede başrolü oynamaması için elinden geleni yapıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yla görüşmüyor bile.
Daha da ötesi siyasi mücadeleye giriyor!
Bunları yaparken de sadece iktidar olmanın gücünü değil, devlet başkanı olmanın getirdiği yetkileri ve ağırlığı da kullanıyor..
Kim haklı diye sormaya gerek var mı?
İstanbul kırılıyor, sırf CHP’li Belediye Başkanı istiyor diye sokağa çıkma yasağı ilan edilmiyor. Üstüne üstlük sokağa çıkma yasağı ilan edilsin diyenler darbecilikle suçlanıyor.
İmamoğlu’nun açıkladığına göre, virüs en çok Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa ilçelerini etkilemiş. Hiç olmazsa bu ilçelerde sokağa çıkma yasağı ilan edilsin, giriş çıkışlar yasaklansın.
Cumhurbaşkanı yanaşmıyor.
Bu da maske dağıtma işine, hastane yapımına döner mi?
Bir süre sonra sokağa çıkma yasağı Cumhurbaşkanı’nın yeni tedbirler paketi olarak uygulamaya konulur mu?
Çünkü; iktidar hem CHP’yle kavga ediyor hem de CHP’li belediyeleri marke etmek için çabalıyor.
Mesela maske parayla satılıyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi metrolarda, otobüs duraklarında parasız dağıtmaya başlayınca Cumhurbaşkanı hemen açıklama yaptı "Maskeler parayla satılmayacak" dedi. Dün bir kolonya ve beş maskeden oluşan, üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsu ve Tayyip Erdoğan’ın imzası ve mektubu olan paketler 65 yaş üssüne dağıtılmaya başlandı.
Kim dağıtacak?
Polis, jandarma, kamu çalışanları...
Koskoca Büyükşehir Belediyesi devre dışı.
Normal rejim olsa İstanbul Valisi ile Belediye Başkanı el ele vererek bu işi çoktan yaparlardı.
Ama olmuyor!
Çünkü Vali kendisini iktidarın, AKP’nin temsilcisi sayıyor, Belediye Başkanı muhalefet partisinden olduğu için dışlıyor.
Temel mesele bu…
Aslında ağır rejim sorunu yaşıyoruz. Daha önce de dikkat çektim. Koronavirüs'ü sadece sağlığımızı değil, rejimi de sarsıyor. Türkiye’nin bu rejimi taşıyamadığını kafamıza kafamıza vuruyor.
Gelelim hastane meselesine...
İmamoğlu, Yenikapı ve Maltepe’de iki sahra hastanesi kurulmasını önerdi. İktidar yanıt bile vermedi. Ne olur dedi, ne olmaz. Duymazdan geldi.
Aradan 10 gün geçti Cumhurbaşkanı Atatürk Havaalanı ve Sancaktepe’ye iki hastane yapılacağını açıkladı.
Biz bu çekişmeyle, bu siyasi mücadeleyle, bu bölünmüşlükle Koronavirüs ile baş edemeyiz.