Sanki seçim yenilenmiyor... Sanki yeni bir seçim yapılıyor...
Hava bu... Seçim vaatlerine her gün yenileri ekleniyor... Yağmur gibi yağıyor...
Ulaşımda indirim yetmez, otopark da ücretsiz, o da mı yetmedi internet de sınırsız...
Bir zamanlar Üsküdar vapurunda, Kadıköy vapurunda pazarlamacılar vardı... Onları hatırladım... En meşhuru da ‘Burhan Pazarlama’ydı...
Satmak istedikleri malı tek başına sunmazlardı... Yanında başka ürünler de katıp cazip hale getirirlerdi...
Mesela, orta boy defter mi satacaklar kuru kuruya satmazlardı... Yanına yöresine bonuslar koyarlardı...
‘Defter alana kurşun kalem bedava’ diye söze başlarlardı...
Eee kalemi aldınız ucunu nasıl açacaksın, kalemtıraş da lazım...
O da içinde...
Yazdığınızı silmek gerekirse ne yapacaksın , yanında bir de silgi veriyoruz...
Yeter mi, yetmez... 15 santimlik cetvel de hediyesi...
Paketleme sistemi buydu...
*
Özellikle Binali Yıldırım’ın ekstra seçim vaatleri bana vapur pazarlamacılarını anımsattı...
Yıldırım, İstanbul için seçim vaatlerini yaptı... Aylarca vaatlerini pazarladı... Yapmak istediklerini seçmene anlattı... Malı yeteri kadar alıcı bulmadı ki yanına bir şeyler daha koyma ihtiyacı duymuş...
Son dakika vaatleri...
Son saniye bonusları...
Hani adam defteri defter olarak satmıyor ya...
Adam defteri; kalem, kalemtıraş, silgi ve cetvelle paçal edip pazarlıyor ya...
Aynen öyle...
Yıldırım da eski vaatlerinin üzerine yenilerini ekledi, paçal yaptı...
Öğretmenlere toplu taşıma ücretsiz...
Tüm vatandaşlara bir saat otopark bedava...
Üniversite öğrencilerine 10 GB internet hediye...
Evlenenlere 8 bin lira düğün parası...
Doğalgaza yüzde 10 indirim...
Doğalgazda açma kapama ücreti kaldırılacak...
Dar gelirliye elektrikte 80, doğalgazda 50 lira yardım... İGDAŞ ve İSKİ'ye olan borçlardan gecikme zammı ve cezası alınmayacak... *
Maçın uzatma bölümünde gelen bu vaatler İmamoğlu’na oy veren seçmenin aklını çelmek için mi?
Biraz öyle ama çoğu yeni seçmen için... Oyuna sokulması düşünülen, oyuna girmeleri istenen yeni seçmen için...
Hani yeni seçmen yoktu?!.
Hem yok, hem var... 1 milyon 700 seçmen hem var hem yok... 31 Mart’ta sandığa gitmediler, oyuna dahil olmadılar, seçime ilgisiz kaldılar...
Seçim yenilenince onların da oyuna girmeleri isteniyor... Onların da sandığa gitmeleri bekleniyor... Seçimin sonucunu etkilemeleri planlanıyor... Seçimin kaderi onların elinde deniliyor...
Bu vaatlerin çoğu onlara...
*
(Bir parantez açıp şu notu da düşelim... Seçim neden tekrar ediliyor? 700 den fazla sandıkta kamu görevlisinin olmaması nedeniyle... Çalma, çırpma, seçmen kaydırma, sahte liste düzenleme yok... Kural hatası nedeniyle sandığa gidiyoruz... O halde bu seçimde sadece 31 Mart’ta sandığa gidenlerin oy kullanması gerekmez mi? Amaç oy verenlerin oyunu bir daha sayıp seçmen iradesinin tam anlamıyla yansımasını sağlamak değil mi? Seçimin tekrarı bunun için!.. Oy verenlerin oyu bir daha sayılsın diye... 31 Mart’ta oy vermeyenler kendilerini maçın dışına atmışlar... Seçim bizi ilgilendirmiyor demişler... Tercihlerini böyle yapmışlar... Onların bu seçimde oy kullanmaması gerekir...
Çünkü; bu yeni bir seçim değil, 31 Mart’ın devamı...
Çünkü; onlar oy kullanırlarsa seçimin bir bölümüne katılıp bir bölümüne katılmamış olacaklar...
Çünkü; onlar oy kullanırsa yarım seçmen olacaklar. Sadece Büyükşehir için sandığa giden ayrıcalıklı seçmen sayılacaklar)
*
Binali Bey’in son dakika vaatleri 31 Mart’ta sandığa gitmeyen seçmene cazip gelir mi bilmiyorum ama iktidardaki parti adayının yapmak yerine vaat etmesi de tuhaf değil mi?
Yapacak güçleri olup da yapmamaları...
Yıllardır İstanbul’u yönetiyorlardı yapsalardı demeyeceğim... Şimdi bile yapabilirler... Nasıl İmamoğlu’ndan rol çalmak için öğrencilerin ulaşım ücretlerini indirdilerse bunları da yapabilirler...
Yoksa yapmak yerine vaat etmek daha mı cazip? Daha mı karlı? Daha mı kolay?