25 Kasım 2020

Bahçeli gücünü test etti

Bahçeli dün üç konuda güç testi yaptı. Birinde kazandı ikisi beklemede

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı konuşma masajlarıyla, kurgusuyla iyi tahlil edilmesi, siyaset bilimcilerin üzerinde kafa yorması gereken ifadelerle doluydu.

Bülent Arınç'a hakaret dolu sözler sarf etmesi; siyaset eskisi, ahmak, güzelleme yapıyor gibi ifadeler kullanması "Bana muhtaçsınız" mesajı olarak algılanabilir.

"Arınç'ın biletini kestim" diye okunabilir.

Nitekim, Arınç böyle okumuş olmalı ki Cumhurbaşkanı ile helalleşme yolunu seçti.

Bahçeli gücünü test etti ve kazandı.

Sadece bununla kalmadı. Yeraltı dünyasının önemli isimlerinden Alaattin Çakıcı'ya bir kez daha sahip çıktı.

Bu defa mesajı Kemal Kılıçdaroğlu'na değil doğrudan Saray'a idi.

Cumhurbaşkanı Sözcüsü hafta sonu çıktığı TV ekranından; Çakıcı'nın tehdidinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Savcılığın soruşturma başlattığını işaret etti, hükmün mahkeme tarafından verileceğini dile getirdi.

Kısaca, Saray'ın tehdide farklı baktığını, savcıların devrede olduğunu ilan etti.

Gelin Bahçeli'nin Çakıcı açıklamasını bu pencereden bakarak okuyalım.

Şöyle dedi: "Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşımdır. Bu bir. Alaattin Çakıcı şehidimizin oğludur. Bu iki. Alaattin Çakıcı vatan ve millet sevdalısıdır. Bu üç. Alaattin Çakıcı üzerine atılı suçların bedelini yaklaşık 20 yıl cezaevinde kalarak ödemiş bir ülküdaşımızdır."

Bahçeli bu sözleriyle Çakıcı'yı kolu kanadı altına aldığını ilan mı etti?

Evet, etti.

Ellemeyin dedi.

Peki; sözlerinin adresi neresiydi?

Saray mı?

Adalet Bakanı mı?

Savcılar mı?

Hakimler mi?

Galiba tümü. Devlet Bey'in dünkü söyleriyle Çakıcı Cumhur İttifakı'nın önemli bir aktörü, önemli bir parçası hâline geldi.

Soruşturmayı yürüten savcının ne yapacağını merak ediyorum. Takipsizlik kararı mı verecek, yeraltı dünyasının liderinin, ana muhalefet liderine tehdit dolu mektubunu işleme koyup gereğini yapacak mı?

Bahçeli bu hamlesiyle de gücünü test etti.

Sonucu bekleyip göreceğiz.

Bahçeli'nin üçüncü durağı İstanbul Belediye Başkanı'ydı. Ekrem İmamoğlu'nun bizdeki defin sayısıyla Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı vefat sayısı birbirini tutmuyor sözlerine çok öfkelendi.

İBB Başkanı'nı laçka ve layüsel açıklama yapmakla suçladı.

MHP liderinin elinde veri var mı?

Yok.

Ama İBB Başkanı'nın elinde var.

O halde yarın öbür gün mahcup olma riskini göze alarak Sağlık Bakanlığı doğruyu söylüyor, İstanbul'un Belediye Başkanı yalancı imasıyla konuşmasının anmalı ne?

Şu; Saray'a gönderme. Senin adamına (Sağlık Bakanı) sahip çıkıyorum, göğüs geriyorum mesajı. Cumhur İttifakı'nı yapıştırma, bir arada tutma, ittifakın AKP kanadını hoşnut etme çabası.  

CHP'yi hedef tahtasına koymayı İstanbul'la sınırlı tutmadı, CHP Genel Başkanı'na kadar taşıdı.

Bunu hep yapıyor diyeceksiniz.

Değil bu çıkışı farklıydı. Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığını kaldırılmasını istedi. Önümüzdeki günlerde Meclis gündemine getirilmesini beklediğini söyledi.

Biliyorsunuz bu mesele AKP'li Meclis Başkanı'nın inisiyatifinde.

Bahçeli ortağını bu meselede de sıkıştırdı.

Yine gücünü test etti.

Sonucu bekleyim göreceğiz.

Özetle; Bahçeli dün üç konuda güç testi yaptı. Birinde kazandı ikisi beklemede.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.

"
"