Beş saat kırk dakika süren görüşme; sonuç?
Sonuç sadece ateşkes.
Önemli mi; önemeli tabii, insanlar ölmeyecek, sağ kalanlar evinden barkından olmayacak, Türkiye şehit haberleriyle sarsılmayacak.
Şimdi diyeceksiniz ki savaş neden çıktı? Ankara 10 bin askeri neden İdlib’e gönderdi? Neden tanklarıyla, toplarıyla, zıhlı araçlarıyla İdlib’e yerleşti?
Neden şehitler verdik?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şam ordusu gözlem noktalarının gerisine çekilmeli, yoksa biz gereğini yaparız, söker atarız, diyordu. Şubat ayı sonuna kadar süre vermişti. Savaş pozisyonuna bu sebeple geçmiştik.
Beka meselesi deniliyordu.
Şam ordusu gözlem noktalarının gerisine çekilecek mi?
Hayır.
Eee, ne oldu? Bunca söz, bunca haykırış atmosferde uçup gitti mi?
Unutalım mı?
Peki Türk askerlerinin olduğu gözlem noktaları yerinde kalacak mı?
Askeri heyetler müzakere edeceklermiş!
Bunun anlamı şu, zaman içinde çaktırmadan kuzeye çekilecekler.
Hayır olur mu kalacaklar diyebilirler.
Kalsalar ne olur ki, Şam ordusunun hakimiyet alanı içinde olduktan sonra. Şam yönetiminin kontrol ettiği topraklarda nokta kadar yer tutarlar, o kadar. Hiçbir fonksiyonları olmaz.
Muhalefete koz vermemek için bir süre daha yerlerinde kalırlar.
Kısaca, bugün itibariyle sahadaki durum neyse o geçerli olacak. M5 karayolu (Halep- Şam arası) Suriye ordusunun kontrolünde olacak. M4 karayolunun (Halep-Lazkiye arası) kuzeyinde ve güneyinde 6 kilometrelik alan güvenli bölge haline getirilecek. Yani Şam hükümetinin kullanımına açılacak.
Başka? HTŞ ile mücadele ateşkes kapsamı dışında kalacak.
Zaten öyleydi. İdlib’in yönetiminin kimde olacağı yine heyetler arası görüşmeyle çözüme kavuşacakmış.
İdlib’in yönetimi şu anda HTŞ’nin elinde. Bölgeyi teröristlerden temizleme görevini yine bize vermesinler!
Moskova’da yapılan açıklamalara, mutabakat metnine bakıyorum. Şam’ın da, Moskova’nın da istediği bu değil miydi? Türkiye karayollarının arkasına çekilsin çatışmasızlık bölgesinin alanı kuzeye doğru daraltılsın.
İstedikleri oldu mu?
Evet.
Ankara kabul etti mi?
Evet.
Ruslar diyor ki; orası meşru Şam hükümetinin toprağı, oraları almaları doğal hakları.
Bunu da kabul ettik mi?
Ettik. Düne kadar gayrimeşru diyorduk, yarından itibaren otoyollarının güvenliğini sağlamak için Ruslarla devriye gezeceğiz.
İnsan söylemeden edemiyor, madem sahadaki durumu masada kabul edecektiniz bunca efelenmenin anlamı neydi?
Hani Şam ordusu bu kazanımları elde ederse Hatay tehlikeye girerdi. Erzurum’u savunmak zorunda kalırdık!
Bu satırları kaleme almadan önce iktidarın sesi olan yorumcuları dinledim. Hemen hemen hepsi eveleyip geveledi.
15 gündür süren yüksek perdeden asarız keseriz, sözümüzü dinlemeyene dinletmesini biliriz söylemi iç politikada işe yaradı desem o da olmadı. İnsanlar bunca şehidi neden verdik diye soracak?
İşin aslı şu; Moskova zirvesinden çırak çıktık.