Akşener, ilk defa Devlet Bahçeli hakkında bu kadar sert konuştu. İlk defa Bahçeli'yi doğrudan hedef tahtasına koydu. İlk defa Bahçeli'yi eleştirirken bu kadar sinirliydi.

Neden mi?

Galiba Bahçeli'nin bir gün önceki grup toplantısına kızdı, öfkelendi. Çünkü Bahçeli konuşmasında asıl hedefinin HDP olmadığını, HDP üzerinden CHP ve İyi Partiyi bölmek, parçalamak olduğunu itiraf etti.

Sözlerini okuyalım:

"CHP fezlekeli HDP'lilerin dokunulmasına var mıdır, yok mudur? İyi Parti, HDP'lilerin yargı önüne çıkmasına destek midir, köstek midir?"

Bu sözlerinin anlamı açık ve net.

Fezleke karambolü yaratarak, sanki herkese aynı muamele yapılıyormuş havası yaratarak 1346 fezlekenin kapağı açılacağı havası yaratılıyor.

Hayır öyle olmayacak. İçlerinden HDP'lilerinki seçilecek, havuza birkaç CHP'li vekil de atılacak, varsa İyi Partili de konulacak.

Amaç; Bahçeli'nin söylediği.

CHP ve İyi Parti'yi yıpratmak, üzerlerine oynamak.

HDP'li vekillerin dokunulmazlığı kaldırılınca milletvekillikleri düşmüyor ki. Daha yargı süreci var, Yargıtay süreci var. Dokunulmazlığı kaldırılan vekiller Meclis'te olmaya devam edecek.

Daha büyük bir plan varsa, demokrasiden sapmalar düşünülüyorsa onu bilemem ama Güneydoğu ağırlıklı ara seçime gitmek AKP'nin daha doğrusu Erdoğan'ın işine gelmez.

Demem şu: Ne HDP kapatılabilir ne de ara seçime gidilir.

Erken seçim, baskın seçim?..

O da zor. Bu koşullarda iktidar için intihar olur.

Hâl buysa, gerçek buysa Bahçeli'nin açıklamalarını nasıl yorumlamalıyız?

Akşener "boş konuşma" olarak yorumladı ve dedi ki; "Küçük ortak boş konuşmaları bıraksın. Yapacağım, her an yapabilirim, birazdan yapıyorum dile ağzına sakız ettiği malum kapatma başvurusunu ne zaman yapacak onu söylesin."

Zurnanın zırt dediği yer de burası galiba.

MHP (AKP'nin de işine geliyor) memleketin gerçek sorunları konuşulmasın diye, terör azmış, her gün onlarca şehit veriyormuşuz gibi hava yaratmaya çalışıyor.

HDP'nin kapatılması talebine AKP taş koydu. Fezlekelerle hem MHP'yi idare etmeye hem de gündemi saptırmaya çalışıyor.

Akşener büyük planı görmüş. Dedi ki; "İyi Parti memleketin derdi konuşulmasın diye önüne getirilen fezlekelere gözü kapalı el kaldırmaz."

Noktayı koydu, oyunu bozdu.

Terör şu anda Türkiye'nin birinci meselesi değil. İçişleri Bakanı böbürlenerek açıkladı. "330 kişi kaldılar, kımıldayacak halleri yok, başlarını çıkaramazlar" dedi.

Eee, demek ki Allah'a şükür beka meselemiz değil. Akşener'in dediği gibi memleketin derdini konuşmama / konuşturmama operasyonu.

Memleketin derdi ne?

Başta ekonomi, her evin ortak derdine dönüşen işsizlik, yüzde 16'lara yaklaşan enflasyon, Korona ile başa çıkılamaması, test sayısının düşürülmesine rağmen günlük vaka sayısının 10 binler düzeyinde olması, okullardaki eğitimin geleceği, milyonlarca öğrencinin bir yılı boş geçirmesi, TV'den bile ders izleme olanağını bulamaması, yasakların gevşetilmesinden, yeninin yenisi normalden sonra büyük bir salgın dalgasıyla karşılayıp karşılaşmayacağımız, yabancı turistlerin gelip gelmeyeceği, rezervasyonların iptal edilip edilmeyeceği, geçen yılki sıkıntıların yaşanıp yaşanmayacağı...

MHP Genel Başkanı bu konularda tek cümle etmiyor.

HDP hakkında tweet'ler atıyor.

Akşener bu duruma da sinirlenmiş olmalı ki şöyle dedi:

"Twitter fenomeni küçük ortak tatava yapmayı bıraksın."

Yani "meseleyi sömürmesin, laf ebeliği yapmasın, gevezelik etmesin" demek istiyor!

Etmesin ki memleketin gerçek dertlerini konuşalım.

Sahi TBMM'de neden bu meseleler enine boyuna konuşulmaz, ana gündem olmaz?