AKP'nin iktidara gelişinin (3 Kasım 2002) 18. yıldönümü ABD seçimlerine denk gelince konuşulamadı/tartışılamadı.
2001 yılında AKP saflarında siyasete atılanlar, hâlâ AKP'de kalanlarla, AKP'den kopanlar… AKP'ye o seçimde ve ondan sonraki seçimlerde (2007, 2011) destek verip desteğini çekenlerle, hâlâ destek verenler. Ve baştan beri AKP'ye muhalif olanlar bir araya getirilse ne güzel program olurdu.
İyisiyle/ kötüsüyle, doğrusuyla/yanlışıyla 18 yıl masaya yatırılırdı, 18 yılın muhasebesi yapılırdı.
Türkiye ekrana kilitlenirdi.
Ama maalesef Türkiye'de bu tür programlar yapılamıyor. Çünkü, AKP iktidarı 'konuşan Türkiye' vaat etti ama 18 yılda konuşamayan , konuşmanın suç olduğu Türkiye yarattı.
Esnafa soruyorsun; susuyor.
Memura soruyorsun; ağzını bıçak açmıyor.
İşçiye/işsize soruyorsun büyük çoğunluğu; beni karıştırma diyor.
İşadamları zaten konuşmuyor. TÜSİAD sanki tebahhur etti. Üniversitelerin üzerine ölü toprağı serildi.
AKP Genel Başkanı dün iktidara gelişlerinin yıldönümü vesilesiyle olsa gerek partisinin il başkanlarına hitap etti. 18 yılın kapsamlı muhasebesini yapacağını zannettim, yapmadı. Orman varlığını 1,9 milyon hektardan 22,7 milyon hektara çıkardıklarını, 4,7 milyar fidan diktiklerine söyledi o kadar.
Anladım ki, CHP Genel Başkanı'na çatmaktan başka söyleyecek fazla bir şeyi yok.
Ne desin ki; kişi başına milli geliri 3 bin 620 liradan devraldık 12 bin dolara kadar çıkardık ama 7 bin 700 dolara kadar düşürdük, kusura bakmayın mı desin.
Ne desin ki; iktidarı devraldığımızda dolar 1,67 liraydı 8,50'ye fırladı, Türk Lirası tarihin en düşük seviyesine indi, bir yerlerde hata yaptık mı desin.
Ne desin ki; ülkenin nüfusuna 4,5 milyon Suriyeli ekledik mi desin.
Ne desin ki; iktidarı devraldığımızda Avrupa Birliği'ne adım atmak üzeriydik, koptuk gittik mi desin.
Ne desin ki; ülke yönetimini devraldığımızda tarihin en büyük krizlerinden biri yaşanmıştı, 18 yıl sonra ülkeyi daha büyük krize soktuk, işsiz sayısını yüzde 9,8'den yüzde 14,6'ya çıkardık mı desin.
Ne desin ki; Fethullahçılarla ortaklık yaptık, bedeli ağır oldu, darbe yapmaya bile kalktılar, 5 yıldır bütün enerjimizi onları devletten temizlemeye harcıyoruz başka alanlara yoğunlaşamadık mı desin.
Ne desin ki; 15 yıl önce Türkiye'ye dolar yağıyordu, yabancı yatırımcı geliyordu. Borsa'nın yüzde 65'i yabancı yatırımcıydı. Çoğu çekti gitti. Yüzde 6-7 faiz veriyoruz yine dolar bulamıyoruz mu desin.
Ne desin ki; gidin ilinizdeki insanlara 'gerçek Müslüman yoklukta sabredendir' diye nasihat edin mi desin.
Bunları söylemedi tabii. 18 yıllık iktidar partisi üyelerinin gururlanacağı, işte biz buyuz diyeceği bir konuşma yapmadı.
Daha doğrusu yapamadı. Ülkedeki büyük kriz buna izin vermedi.
Peki Ankara'da topladığı il başkanlarına ne dedi?
Şunu söyledi; 'İnsanlık tarihine büyük yürüyüşler yön vermiştir. Hz. İbrahim'in Harran'dan Filistin'e, Hz. Musa'nın Mısır'dan Kızıldeniz'e, Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye yürüyüşü böyle bir yürüyüştür. Tarih boyunca insanlığa yeni istikametler kazandıran milletimiz AK Parti'yi kurarak 21. yüzyıldaki büyük hamlesini başlatmıştır. Bu hamleyi zaferle neticelendirmek hepimizin görevidir. Size ve 11 milyon 200 bin üyelerimizin her birine güveniyorum.'
AKP için zafer ne?
Zaferle neticelendirmekten kasıt?!
Ne olursa zafer ilan edilerek görev tamamlanacak?