18 yıldır iktidarda ama hiçbir olumsuz hadiseyi üzerine alınmıyor. Mutlaka o işin bir müsebbibini buluyor.
Artık alıştık. Dolar/Euro zıplayınca Londra fon yöneticilerinin oyunu. Enflasyon haddini aşınca dış güçlerin kazığı. Faiz artıkça malum lobinin dayatması!..
Tamam da bu iktidarın hiç mi kabahati yok? Artılar kendilerine eksiler başkalarına!..
Teflon tava siyasetinin özeti bu.
Giresun'daki sel felaketi... Üç bakan bölgeye gitti. İçişleri Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı. Üçü de "dere üzerine ev yaparsanız sonuç bu olur" dedi işin içinden çıktı.
O evlere kim izin verdi?
Sanki dün iktidar oldular!..
Giresun milletvekili Nurettin Canikli var. Üç dönem Giresun'dan vekil seçildi. Başbakan yardımcılığı bile yaptı.
O da durumu idare etme çabasında. Hem yapılaşma ile alakası yok, toprak kayıyor önüne ne katarsa götürüyor, demiş hem de insanlar konut ihtiyacını karşılamak için olmaması gereken dere yataklarına yapmışlar diyerek topu ortalamış.
Ayder yaylasına çık.
Uzungöl'e git.
2002 yılında nasıldı, şimdi nasıl?
İktidar şimdi kendi sorumluluğu yokmuş gibi davranıyor. O bölgeyi yapılaşmadan kurtarmaya çalışıyor. Ama o binalara göz yuman kendileri.
Hadi o kadar uzağa gitmeyelim. Herkesin gözü önünde olan İstanbul'a bakalım... AKP zihniyeti İstanbul'u 25 yıl yönetti. Çeyrek yüzyıl dile kolay!..
İstanbul'un haline bakın. Beton yığını! Ortaköy'den çık Kuruçeşme'ye git bakalım denizi görebilecek misin veya Yeşilköy'den çık Bakırköy sahiline ilerle... Ataköy'de deniz yok, duvar var!
Dönemin İstanbul Belediye Bakanı, sonrasının Başbakan'ı, şimdinin Cumhurbaşkanı kameraların karşısına çıktı, "hepimiz İstanbul'a ihanet ettik" dedi.
Hepimiz kim? 25 yıldır sadece o vardı, başka kimse yoktu!
25 yılın sonunda dikey mimariye son vermemizi, yatay mimariye geçmemizi istedi; alkış aldı.
Sanki bu kenti çeyrek asırdır onlar yönetmiyormuş gibi!
Sanki bu ülkeyi 18 yıldır idare etmiyormuş gibi!
Giresun faciasında da aynısı oldu. Suçu vatandaşa yıktılar; "devlet yaraları saracak" dediler, işin içinden çıktılar.
Kimse sormuyor: O binalara kim yapım izin verdi, kaçaksa kim göz yumdu?
Gerçi koskoca Cumhurbaşkanlığı Saray'ı da kaçak yapıymış. Balık baştan kokar derler ya Giresunlulara kızmaya kimin hakkı olabilir ki!..
Ama suç siyasal iktidarın değil, dere yatağına ev yaptıranların! Zaten Korona'nın baş edilemez hale gelmesinde de suç iktidarın değil, vatandaşın.
Dün akşam açıklandı: Bir günde 1443 vaka. Tespit edilenler bu, ya edilmeyenler!
İktidar bu meselede de kendine toz kondurmamak için allem ediyor kallem ediyor; teflon tava prensibiyle sorumluğu başkasının sırtına yıkıyor.
Düğüne gittiniz diyor, deniz kenarına indiniz diyor, taziye çadırında oturdunuz bu yüzden diyor.
Vatandaşa altı ay ödemesiz 36 ay taksitle tatil kredisini neden verdiğini, insanları deniz kenarına inmeye neden zorladığından söz etmiyor.
Sahiller doldu, Korona azdı!
Soruyorum, bizi 18 yıldır yönetenlerin bir gün hata yaptık, özür dileriz dediğini duydunuz mu?
Hep suçlu başkası.
Doların 7.40 olmasında da, Giresun'un sel felaketiyle sarsılmasında da!.. Gerisini saymamayım hep bir müsebbibi var.
Teflon tava siyaseti dedikleri bu.