10 Aralık 2019

2002 ruhu paramparça!

Kavganın merkez üsleri değişti. Peki neresi olacak? Erdoğan ile AKP ve AKP içinden çıkacak iki parti olacak. Erdoğan-Davutoğlu. Erdoğan-Babacan/Gül atışmasına sık sık tanık olacağız

İktidar partisinin en büyük rakibi kim?

Doğal alarak ana muhalefet partisi. Yani CHP.

Peki, yürütmenin, Tayyip Erdoğan'ın en büyük rakibi kim?

'Millet İttifakı'nın lider partisi olan CHP'nin göstereceği veya onay vereceği cumhurbaşkanı adayı.

Hâl buysa önümüzdeki dönem siyasi çekişmenin, polemiğin, kavganın bu iki siyasi yapı arasında geçmesi gerekir.

Bugüne kadar siyasetin doğal akışı böyleydi. Erdoğan yeri gelsin gelmesin, sözü dönüp dolaştırıp Kılıçdaroğlu'na getirir, oturaklı göndermeler yapardı.

Gerçi hâlâ yapıyor, kuşkusuz bundan sonra da yapacak ama siyasetteki kavganın merkez üssü bu atışmalar olmayacak.

Kavganın merkez üsleri değişti.

Peki neresi olacak?

Erdoğan ile AKP ve AKP içinden çıkacak iki parti olacak.

Erdoğan-Davutoğlu.

Erdoğan-Babacan/Gül atışmasına sık sık tanık olacağız.

Önümüzdeki dönem siyaseti bu kavga şekillendirecek. CHP'nin de İyi Parti'nin de HDP'nin de muhalefeti ister istemez ikinci plana düşecek. Etkisi az olacak.

Neden mi?

Siyasi kavganın yeni merkez üsleri birbirini çok iyi tanıyor. 2002 yılında günümüze iktidarı birlikte paylaştılar. İktidar olmanın rantını birlikte dağıttılar. Kim kamu bankasından ne kadar kredi aldı, kim parasını ödedi, kim ödeyemedi de borcu yeniden yapılandırıldı, kime ne kadar arazinin irtifak hakkı verildi, hangi ihaleler kimlere nasıl dağıtıldı, kimlerin vergi borçları silindi, kimler kollandı, kimler dışlandı.

Hani derler ya amiyane tabirle taraflar birbirinin ciğerini biliyor.

Bu sebeple her söz gülle ağırlığında oluyor.

Her söz iki tarafında surlarında gedik açıyor.

Görünen o ki; 2002 ruhu parçalandı. AKP gemisi yara aldı. "Beraber yürüdük biz bu yollardadiyenler 2019 kavşağında ayrıldılar. Ayrı yollara direksiyon kırdılar.

Daha da önemlisi amansız bir iktidar kavgasına girdiler. Belli taraflarda biri ya havlu atacak, çekilecek ya da ilk seçime kılıçlar çekilerek girilecek.

"Durun siz kardeşsiniz" haykırışları boş bir seda olarak siyaset kulislerinde dönüp duracak.

Erdoğan/Davutoğlu kavgasına, söylenen sözlere dikkat edelim.

Erdoğan düne kadar kardeşim dediği kişiye o zat demeyi tercih ediyor. İp kopmuş.

Kendisinin Şehir Üniversitesi'ne irtifak hakkı olarak verdiği 297 bin metre karelik araziyi, Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde mülkiyet devri yaptığını söylüyor.

Davutoğlu'nun kurucuları arasında olduğu Şehir Üniversitesi o araziyi teminat göstererek Halk Bankası'ndan kredi alıyor.

O arazinin mülkiyet devrini solcu diye kızdıkları TMMOB 'nin başvurusuyla Danıştay iptal ediyor.

Üniversite'nin bankaya borcu 417 milyon lira.

Erdoğan diyor ki; "Halk Bankası'nı dolandırdılar."

Davutoğlu yanıt veriyor; "Ben o arazi üzerinden kızımı, oğlumu, gelinimi torunlarımı zengin etmedim" Kim etti?

Onu söylemiyor.

Tartışmanın birinci dakikasında söylenen sözlerin ağırlığına bakın. Laf çakmalara bakın.

Gülle gibi demem bundan.

CHP söylese. İyi Parti söylese etkili olmaz.

Davutoğlu söyleyince surları sarsıyor. Çünkü içeriden, davanın önemli aktörü, çok şey bilen adamı.

Babacan daha konuşmaya başlamadı.

O da bu ithamlara yanıt vermeye başlarsa, o cenahta yandı gülüm keten helva.  

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.

"
"