19 Eylül 2023

Öğretmen atamalarında mülakat karmaşası: Milli Eğitim Bakanı'na birkaç soru ve bir öneri

KPSS'den daha düşük puan alan biri mülakat jürisinin sübjektif kanaatiyle mülakattan daha yüksek puan alarak öne geçebilir ve atanabilir. Bu uygulamanın toplumdaki adaletsizlik duygusunu daha da derinleştireceği kesin. Kamuoyundaki beklenti mülakatın tümüyle kaldırılması yönündedir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimden hemen önce AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Tanıtım Toplantısı'nda "Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız" vaadinde bulunmuştu. Yine seçimden sadece iki gün önce dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer "Öğretmen atamalarında mülakat uygulaması olmayacak" demişti.

Seçim oldu, KPSS yapıldı ve ne olduysa ondan sonra oldu. Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin öğretmen atamalarında mülakat uygulamasının devam edeceğini söyledi. Tekin ayrıca "Cumhurbaşkanımız mülakatların uygulanış biçimiyle ilgili rahatsızlığını dile getirdi. Biz de mülakatları, mülakat gibi yapmaya karar verdik" dedi.

Uygulama nasıldı?

Mevcut uygulamada kadrolu öğretmen olarak atanmak isteyen adaylar önce KPSS'ye giriyor.

KPSS genel kültür genel yetenek bölümündeki soruların puan hesaplamasına etkisi bazı dallarda yüzde 30, bazı dallarda yüzde 60.

Türkçe öğretmenliği, matematik öğretmenliği, fen bilimleri öğretmenliği gibi alan sınavı olan branşlarda KPSS genel kültür genel yetenek bölümünün etkisi yüzde 30, alan sınavı olmayanlar resim öğretmenliği, müzik öğretmenliği, felsefe öğretmenliği gibi branşlarda ise yüzde 60.

Adayların daha sonra girdiği KPSS eğitim bilimleri sınavının puan hesaplamasına etkisi alan sınavı olan branşlarda yüzde 20, alan sınavı olmayanlar branşlarda yüzde 40.

Alan sınavı yapılan branşlarda KPSS alan bilgisi bölümünün KPSS puan hesaplamasındaki etkisi ise yüzde 50.

Bugüne kadarki uygulamada adaylar KPSS sonucuna göre mülakata davet ediliyor ve mülakatta genel olarak KPSS puanı küsurata göre ya 1 puan aşağı ya da bir puan yukarı yuvarlanıyordu. Ancak bazı "sakıncalı" adaylar için mülakat süreci adeta örtük bir "güvenlik soruşturması" işlevi görmekteydi. Örneğin KPSS'den 90 alan bir adaya mülakatta çok düşük puan verilere atama dışı bırakılabilmekteydi.

Kısacası mevcut uygulamada öğretmen atamalarındaki esas kriter adayın KPSS puanıydı.

Yeni uygulamada atama puanı nasıl hesaplanacak?

Milli Eğitim Bakanı'nın açıklamasına göre, yeni uygulamada KPSS puanı öğretmenliğe girişte sadece yüzde 50 oranında dikkate alınacak.

Örneğin bir kişi KPSS'den 90 alırsa atama puanları hesaplanırken bunun yüzde %50'si hesaplanacak yani KPSS puanının atamaya esas puana etkisi 45 olacak. Sonra bu kişi mülakata girecek. Mülakat puanı da atama puanına yüzde 50 oranında eklenecek. Diyelim ki bu aday mülakattan da 50 aldı (verildi!), sonra bunun yüzde 50'si yani 25 puan atama puanına eklenecek. KPSS ve mülakat puanlarının toplamı (45+25=70) kişinin atamaya esas puanı olacak.

Aday şayet topladığı 70 puanla belirlenen kontenjan içinde yer almayı başarırsa ataması gerçekleşecek.

Şimdi gelin sizinle yeni bir örnek hesaplama daha yapalım; diyelim ki fen bilimleri öğretmeni bir aday KPSS'ye pek de çalışmadı ve sınavdan 60 aldı. Atama puanı hesaplanırken bunun yüzde 50'si dikkate alınacak yani 30 puan olarak değerlendirilecek. Ardından aday mülakata girecek. Diyelim ki mülakattan da 90 aldı (verildi!). Bunun da yüzde 50'si dikkate alınacak yani 45 puan olarak değerlendirilecek. Sonra bu iki puan toplanacak (30+45=75) puanla belirlenen kontenjan içinde yer almayı başarırsa ataması gerçekleşecek.

Sizin de dikkatinizi çektiği üzere KPSS'ye daha az çalışıp düşük puan alan biri mülakattan daha yüksek puan alırsa (verilirse!) diğer adayın önüne geçerek atanmış olacak.

Hemen ifade edelim ki henüz ortada resmileşmiş bir durum yok. Milli Eğitim Bakanı, "bu durumu kamuoyunun değerlendirmesine açmak istiyoruz" dedi.

Eğer gerçekten kamuoyunun değerlendirmesini dikkate alacaklarsa şimdiden söyleyelim ki kamuoyunda bu uygulamanın büyük adaletsizlikler doğuracağına dair bir inanç var.

Neden böyle bir inanç olduğuna dair değerlendirmeyi de sayın bakan nezdinde 21 yıldır ülkeyi yöneten tüm hükümete bırakalım.

Yeni uygulama hakkında ilgili Milli Eğitim Bakanı'na bazı sorular:

  1. Adayın devletin açtığı ya da devletin denetlediği eğitim fakültelerinden mezun olması, bir sene staj yapması, ardından hem genel kültür genel yetenek hem eğitim bilimleri hem de kendi branşından bir sınava girmesinin karşılığı aldığı notun değeri sadece yüzde 50 midir? Diğer bir ifadeyle; belirlediğiniz jürinin kanaati, devlete ait eğitim fakültelerindeki eğitimin, ÖSYM'nin yaptığı sınavların ve adayın son sene yapmış olduğu stajın genel toplamına eşit midir?
  2. Mülakatı yapacak jürinin çoğunun KPSS ile atanmamış, bilgi düzeyi açısından karşısındaki adayın seviyesinden uzakta olduğu iddialarına yanıtınız nedir?
  3. Başka hiçbir memuriyete girişte olmayan bu türden bir mülakat uygulaması neden sadece öğretmenliğe girişte var?
  4. Öğretmenlik için mülakat bir zorunluluksa halen çalışmakta olan yaklaşık 80 bin ücretli öğretmen için mülakat uygulaması neden yok? Ucuz emek gücü olduğu için mi? Yoksa onlar için de mi merkezi bir mülakat yapılacak?
  5. Seçimden önce bizzat Cumhurbaşkanı ve önceki Milli Eğitim Bakanı tarafından mülakatın kaldırılacağı söylenmişken neden bu söz tutulmadı?
  6. "Mülakatları, mülakat gibi yapmaya karar verdik" derken daha önceki yıllarda yapılan mülakatlarda "torpil" yapıldığını kabul ettiğiniz yönündeki eleştirilere bir yanıtınız var mı?

Sonuç olarak

Yukarıdaki örnek hesaplamada da gördüğümüz gibi KPSS'den daha düşük puan alan biri mülakat jürisinin sübjektif kanaatiyle mülakattan daha yüksek puan alarak öne geçebilir ve atanabilir. Bu uygulamanın toplumdaki adaletsizlik duygusunu daha da derinleştireceği kesin. Kamuoyundaki beklenti mülakatın tümüyle kaldırılması yönündedir.

Şayet Milli Eğitim Bakanı sadece KPSS ile atama yapmanın doğru olmadığını düşünüyorsa daha adil ve bilimsel olduğunu düşündüğümüz önerimiz şudur; adaylar okul notu ortalaması, staj ve KPSS puanları birlikte değerlendirilerek sıralanır. Açılan kadrolara atama bu sıralamaya göre yapılır.

Mülakat yerine ise uzman psikiyatrist ve psikologlarca yapılacak değerlendirmede öğretmenlik yapması sakıncalı bulunan adaylar Bakanlık bünyesinde başka bir memuriyete atanmak üzere dışarıda bırakılarak atamalar yapılır.  

Böylelikle adayların kaderleri, yeterlilikleri sorgulanan ve adil olmayacakları düşünülen bir mülakat jürisinin ellerine bırakılmamış olur.

Her türlü yeni uygulamanın yürürlüğe gireceği en erken tarihin, kazanılmış hakları düşünülerek, eğitim fakültelerine yeni başlayacak kişileri kapsayacak şekilde olmasına dikkat edilmelidir.

Mehmet Gürer kimdir?

Mehmet Gürer Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını tamamladığı Marmara Üniversitesi’nde “Türk Kültürü ve Muhasebe Hileleri” adlı doktora tezi çalışması devam ediyor.

17 yıldır KPSS başta olmak üzere sınava hazırlık sektöründe öğretmenlik ve yöneticilik yapan Mehmet Gürer, bankalar ve belediyeler başta  olmak üzere çeşitli kurumlarda da eğitimler vermektedir.

Halen Pegem Eğitim Kurumları’nda yöneticilik ve eğitmenlik yapmaktadır. 

Yazarın Diğer Yazıları

Milyonlarca kişi KPSS'ye boşuna mı hazırlanıyor?

Bu ekonomik ortamın faturasını neden bu olumsuz duruma hiçbir dahli olmayan ve memur olmak için KPSS'ye hazırlanan adaylar ödemek zorunda?

20 bin öğretmen atanacak ama mülakat kalkmadı!

Daha yüksek bir atama sayısı ve mülakatın kaldırılacağı beklentisi içinde olan ve atama bekleyen yüz binlerce öğretmen Bakan Tekin'in açıklamasıyla tam olarak bir hayal kırıklığına uğradı

Milli Eğitim Akademisi hakkında öğretmen adaylarının cevap beklediği sorular

Milli Eğitim Akademisi gibi ayrı bir yapılanmaya gitmeden eğitim fakültelerinin niteliğini artırmak daha doğru olmaz mı? Şayet kurmayı planladığınız akademi yasalaşırsa ne zaman hayata geçecek?