21 Kasım 2024

Öğretmen mülakatlarında haksızlık mı yapıldı?

Mülakatlar açıklandığı gibi yapılmadı. Komisyonlar tüm adaylara aynı standartta puan dağıtmadılar. Yüzlerce ve belki de binlerce aday KPSS puanıyla atanacak durumda iken mülakat puanıyla atanamayacağı bir sıralamaya geriledi. Aynı şekilde KPSS puanı baz alındığında atanacak kontenjan içinde yer almayan bazı adaylar da yüksek mülakat puanlarıyla kontenjan içine girmiş oldu

Dilerseniz süreci kısaca özetleyeyim;

23 Temmuz 2023 tarihinde KPSS’ye giren öğretmen adaylarının sınavları 25 Ağustos 2023 tarihinde açıklandı. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 20 Mayıs 2024 itibarıyla atamaya esas alınacak başvuruları kabul etmeye başladı. Sınavdan yaklaşık 10 ay sonra… 1 Temmuz 2024 tarihinde de mülakatlar başladı. İşte ne olduysa burada oldu…

Mülakat komisyonları nasıl oluşturuldu?

Mülakat komisyonlarına meslekte tecrübeli öğretmenler ve idareciler seçildi. Her komisyonda bir başkan ve iki üye olmak üzere toplamda üç kişi görev aldı. Mülakatlar 30 büyük ilde gerçekleştirildi. Adaylar çoğunlukla bulundukları ilde mülakata girdiler ancak İstanbul’da ikamet eden bir adayın Ankara’da mülakata girdiği de oldu.

Mülakat Puanı Ne Kadar Etkili?

Bunu bir örnekle açıklayalım:

Diyelim ki, bir aday KPSS’den 84 aldı. Mülakata girdi ve mülakattan da kendisine 80 verildi. Bu durumda her iki puanın da yüzde 50’si alınır ve adayın atamaya esas alınacak puanı hesaplanır.

Aday, 82 puanla kendi branşında alınacak kontenjan içine girerse ataması gerçekleşir, giremezse ne yazık ki ataması gerçekleşmez.

Peki, gerçekten haksızlık yapıldı mı?

Öncelikle ifade edelim ki, mülakatın kaldırılacağını ve bir daha yapılmayacağını hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de önceki Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer kamuoyuna duyurmuştu. Ancak seçim oldu, bakan değişti ve aslında bu coğrafyada hiç de şaşırmamamız gereken bir şey oldu. Mülakat kaldırılmadı, bilakis atama puanına etkisi yüzde 50 olarak daha da artırıldı. Bakan Yusuf Tekin, önceki dönemlerde mülakatın etkisi yüzde 100 idi, dese de bu ifade gerçeği yansıtmamaktadır. Uygulamada komisyonlar adaylara KPSS puanlarının aynısını vermekte ve bir anlamda mülakatı bypass etmekteydiler. Hakkaniyet bir şekilde tesis olmaktaydı. Beri taraftan mülakatın kaldırılacağına dair seçim öncesi verilen sözler hatırlatıldığında Bakan Tekin, genel olarak susmayı tercih etti. Belli ki, oy maksatlı minik bir seçim vaadiydi.

Gelelim, mülakatın nasıl uygulandığına… Adaylar branşlarına göre belirlenen illerde mülakata girmeye başladılar. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi bazı gariplikler daha mülakat başlamadan yaşanmaya başlamıştı. Adayların bir kısmı kendi illerinde de mülakat yapılmasına rağmen başka bir ilde mülakata girdi. Birazdan değineceklerimiz karşısında aslında bu minik bir gariplik olarak değerlendirilebilir.

Mülakatlar mülakat gibi yapılmadı!

Öncelikle, her aday için mülakatın 45 dakika olarak planlandığını bizzat Bakan Tekin açıkladı. Hatta kendi ifadesiyle “Mülakatlar artık mülakat gibi yapılacak” dedi. Her adaya bir konu vereceklerini ve o konuyu adayın komisyona anlatmasını isteyeceklerini söyledi. Ancak adaylara konu anlattırılmadı. Mülakatlar yaklaşık 10 ile 15 dakika arasında sürdü. Hatta mülakattan çıkan birçok kişi komisyonun mülakatı bir an önce bitirmek istediğini, cümlelerini yarıda kestiklerini söyledi. Yani Bakan Tekin’in ifade ettiği gibi mülakatlar gibi mülakat yapılmadı!

Mülakat komisyonları puan dağıtımında standart tutturamadılar!

 Zaten tutturmaları da beklenemezdi. İtirazların neredeyse çoğu burada toplanıyordu. İstanbul’daki bazı komisyonlar genelde adaylara KPSS puanının etrafında mülakat puanları verirken Ankara ve İzmir gibi illerde ve bazı Güneydoğu illerinde adaya KPSS puanının çok üstünde mülakat puanı verildiği görüldü. Öyle ki, İstanbul’da “Siyavuşpaşa Mağdurları” bir diye mağdur grubu ortaya çıktı. Zira bu komisyon, adaylara KPSS puanlarının neredeyse aynısını vermişti. Belki de diğerleriyle mukayese edildiğinde içinde en hakkaniyetli (!) davranan komisyon bu komisyon idi. Çünkü diğer komisyonlar adaylara KPSS puanlarından farklı puanlar vermişlerdi. Dilerseniz bunu iki örnekle açıklayalım;

Örnek 1) Diyelim ki okul öncesi öğretmenliği mezunu Erol, KPSS’den 78 aldı, sıralaması 1700 idi ve Milli Eğitim Bakanlığı bu atama döneminde 903 adet okul öncesi öğretmeni atayacağını açıklamıştı. KPSS puanıyla atanması imkansızdı. Mülakata girdi, şanslıydı! Kendisine bonkör bir komisyon denk geldi, mülakat puanı olarak 88 verdi. Sonra her ikisinin yüzde 50’si alınarak Erol’un atamaya esas puanı elde edildi. Yani 78’in yüzde 50’si ile 88’in yüzde 50’si ayrı ayrı hesaplandı ve toplandı (39 + 44 = 83) Erol’un sıralaması, 83 puanla bir anda 1700’lerden 800’lere yükseldi. Yani artık Erol 903 kişi olarak açıklanan kontenjanın içine girmişti ve tercih döneminde belirlenen okullar içinden haritada kendine okul beğenebilirdi.  

Örnek 2) Diyelim ki İngilizce öğretmenliği mezunu Aleyna, KPSS’den 76 aldı, sıralaması 750 idi ve Milli Eğitim Bakanlığı bu atama döneminde 968 adet İngilizce öğretmeni alacağını açıklamıştı. Yani Aleyna, mülakat olmasaydı KPSS puanıyla doğrudan atanabilecekti. Mülakata girdi, şansızdı! Kendisine KPSS puanıyla aynı puan verilmişti, yani 76. Sonra her ikisinin yüzde 50’si alınarak Aleyna’nın atamaya esas puanı elde edildi. Doğal olarak o da 76 idi. Ancak diğer komisyonlar Aleyna’nın rakibi! olan diğer İngilizce öğretmenlerine öyle bonkör puanlar dağıtmışlardı ki normal şartlarda KPSS puanıyla atanması mümkün olan Aleyna’nın sıralaması bir anda geriledi ve 1100 oldu. Artık açıklanan 968 kişi arasında değildi ve ne yazık ki atanamayacaktı.

Sonuç olarak,

Mülakatlar açıklandığı gibi yapılmadı. Komisyonlar tüm adaylara aynı standartta puan dağıtmadılar. Yüzlerce ve belki de binlerce aday KPSS puanıyla atanacak durumda iken mülakat puanıyla atanamayacağı bir sıralamaya geriledi. Aynı şekilde KPSS puanı baz alındığında atanacak kontenjan içinde yer almayan bazı adaylar da yüksek mülakat puanlarıyla kontenjan içine girmiş oldu. KPSS hazırlık sürecinin ne kadar yıpratıcı olduğunu hazırlananlar bilir. Onca emekten sonra kaderinizin üç kişilik bir komisyonun öznel değerlendirmesine kalması ne kadar acı…

Mehmet Gürer kimdir?

Mehmet Gürer Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Yüksek lisansını tamamladığı Marmara Üniversitesi'nde "Türk Kültürü ve Muhasebe Hileleri" adlı doktora tezi çalışması devam ediyor.

17 yıldır KPSS başta olmak üzere sınava hazırlık sektöründe öğretmenlik ve yöneticilik yapan Mehmet Gürer, bankalar ve belediyeler başta olmak üzere çeşitli kurumlarda da eğitimler vermektedir.

Halen Pegem Eğitim Kurumları'nda yöneticilik ve eğitmenlik yapmaktadır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ayşe ve Ahmet öğretmenin atan(ama)ma öyküsü

Varoluşsal bir sancı yaşayan Ayşe ve Ahmet şimdi de Godot'yu bekler gibi Danıştay'ın kararını beklemeye başlamıştı. Bakalım Godot ne zaman gelecekti...

Bir Türkiye klasiği: KPSS

Güncel bilgiler kısmında sorulan “İnci Küpeli Kız” sorusu geçen yılki Mihriban türküsü gibi yine adayların içini rahatlatan bir soruydu

Milyonlarca kişi KPSS'ye boşuna mı hazırlanıyor?

Bu ekonomik ortamın faturasını neden bu olumsuz duruma hiçbir dahli olmayan ve memur olmak için KPSS'ye hazırlanan adaylar ödemek zorunda?

"
"