Nedir bu AGS?

Gelin AGS’ye biraz daha yakından bakalım. Öğretmen adayları Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda öğretmen olarak çalışmak isterse bundan sonra AGS’ye girecek.
AGS iki oturumdan oluşacak;

Birinci oturum MEB-AGS

İkinci oturum ÖABT (Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi)

Her iki oturumun da puan hesaplamasına etkisi eşittir. Diğer bir ifadeyle MEB-AGS %50, ÖABT %50 düzeyinde belirleyici olacaktır.

Adaylar hangi derslerden sınava girecek?

İlk oturuma bütün öğretmen adayları girecek. Diğer bir deyimle MEB-AGS oturumu bütün adayların ortak şekilde cevaplandırması gereken oturumdur. Bu oturumda şu derslerden sınava girilecektir.
• Sözel ve Sayısal Yetenek
• Türkiye Coğrafyası
• Eğitimin Temelleri
• Türk Milli Eğitim Sistemi
• Mevzuat (Anayasa, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 7528 sayılı Öğretmenlik Mesleği Kanunu)

Bu oturumda adaylara toplam 80 soru yöneltilecektir.

Bazı adaylar birinci oturumun devamında aynı gün öğleden sonra kendi branşlarından alan sınavlarına (ÖABT) girecektir. Bu branşlar şunlardır;

• Biyoloji öğretmenliği
• Fen bilimleri öğretmenliği
• Fizik öğretmenliği
• İlköğretim matematik öğretmenliği
• Kimya öğretmenliği
• Ortaöğretim matematik öğretmenliği
• Okul öncesi öğretmenliği
• Sosyal bilgiler öğretmenliği
• Tarih öğretmenliği
• Türkçe öğretmenliği
• Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği
• Beden eğitimi öğretmenliği
• Coğrafya öğretmenliği
• Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği
• İmam hatip lisesi meslek dersleri öğretmenliği
• Rehber öğretmenlik
• Sınıf öğretmenliği

Yukarı sayılan branşların dışında kalan öğretmenliklerde öğleden sonra oturumu yapılmayacaktır. Örneğin resim öğretmenliğine atanmak isteyen bir aday sadece sabah oturumuna girecektir.
Bu oturumda adaylara toplamda 50 soru yöneltilecektir.

Göreve ne zaman başlayacaklar?

Adaylar sınava girdikten sonra puanları tutarsa artık doğrudan atanamayacak. Önce Milli Eğitim Akademisi denilen bir yerde 3 veya 4 dönem eğitim alacak. Her bir dönemin ne kadar süreceğini henüz bilmiyoruz. Akademide, teorik ve pratik eğitimler olmak üzere iki tür eğitim verilecek. Akademideki eğitimler tamamlandıktan sonra aday, atama takvimine uygun şekilde tercihlerini yapacak ve göreve başlatılacak.

Buraya kadar her şey tamam gibi görünüyor. Ancak adayları büyük bir belirsizlik içinde bekleten bazı sorular hala cevap bekliyor.

Peki, nedir bu belirsizlikler?

1) MEB-AGS kısmındaki derslerin her birinden hala kaç soru sorulacağı açıklanmamıştır. Yani Türkçeden kaç soru, matematikten kaç soru, eğitimin temellerinden kaç soru sorulacağı hala belirsizdir. Temmuz ayında yapılacak bir sınav için Ocak ayına gelinmiş ve hala soru dağılımları açıklanmamışsa herhalde Milli Eğitim Bakanlığı adayların istiareye yatarak soru dağılımlarını tahmin etmesini beklemektedir diyebiliriz.

2) Derslerin konu dağılımları da henüz açıklanmamıştır. Yani örneğin Türkçe dersinden adaylar hangi konulardan sorumlu tutulacaktır. Ya da matematik dersinde hangi konular sınav konusu olarak adayların karşısına çıkacaktır. Eğitimin temelleri başlığı altında hangi konular bulunmaktadır. Sanıyoruz adaylar bu konuda da papatya falı açtıracaklar.

3) Sınıf öğretmenliği ve okul öncesi öğretmenliği dışındaki branşlarda ÖABT oturumunda alan eğitimi soruları kaldırıldı mı? Adaylar sadece alan bilgisi kısmından mı sınava girecekler? Sanıyorum adaylar bu sorunun cevabını Tarım ve Orman Bakanlığının! neden hala açıklamadığını merak etmektedir.

4) Milli Eğitim Akademisi eğitime ne zaman başlayacaktır? Bu eğitim hangi illerde verilecektir? Eğitim boyunca adaylar ne kadar ücret alacaktır? Tahmin ediyorum ki bakanlık adaylara bu konuda “Gaibi sadece Allah bilir” diyerek beklemelerini salık vermektedir.

Bu belirsizlikler ne gibi sonuçlar doğurmaktadır?

Örneğin, bir aday kendi alanında farklı konulara odaklanması gerektiğini bilmeden genel bir çalışma yapmak zorunda kalabilir. Ancak, sınavda bazı konuların daha fazla ağırlık taşıdığı anlaşıldığında bu durum adayı dezavantajlı duruma düşürür.

Adaylar, hangi kaynakların hangi konulara uygun olduğunu anlamakta zorlanabilir. Bu durum, sınav için zaman ve emek açısından daha maliyetli bir hazırlık sürecine neden olur.

Ders dağılımlarının açıklanmaması, sınava hazırlanan adaylar arasında eşit olmayan koşullara yol açabilir. Daha önce sınava giren adaylar, deneyimlerine dayanarak tahminler yapabilir ve hazırlanırken bu tahminlere göre planlama yapabilirler. Bu da ilk kez sınava giren adayların dezavantajlı olmasına neden olur.

Bir sınavın adil, objektif ve güvenilir bir değerlendirme aracı olması için şeffaf bir çerçevede hazırlanması gerekir. Adaylar, sınavın “ölçme ve değerlendirme” işlevine tam anlamıyla güvenemez. Örneğin, bazı derslerin tamamen yok sayıldığı veya gereğinden fazla ağırlık verildiği düşüncesi ortaya çıkabilir. Bu durum, sınava olan güveni sarsar.

Belirsizlik, adaylar üzerinde ciddi psikolojik baskı yaratır. Derslerin veya konuların belli bir sistematik içinde sunulmaması, adaylarda sürekli bir “hazırlıksız yakalanma” korkusu yaratabilir. Bu da sınav süreci boyunca motivasyon kaybına ve verimsiz çalışmaya neden olabilir.

AGS gibi sınavlar, sadece bireysel kariyer yolculuğunu değil, aynı zamanda eğitim sisteminin işleyişini de etkiler. Adaylar, dağılım açıklanmadığı için tüm derslere eşit düzeyde ağırlık vermek zorunda kalabilir. Bu, bilgi birikiminde derinlik yerine yüzeyselliğe neden olabilir. Öte yandan sınavın şeffaf olmaması, eğitim kurumlarının adaylara rehberlik edememesine yol açar. Uzun vadede eğitim kurumları ve sınav sistemi arasındaki bağlantı zayıflayabilir.

Sonuç

Adaylar yukarıdaki belirsizliklerin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ivedilikle giderilmesini beklemektedir. Ders ve konu dağılımlarının açıklanmaması, sadece adayları değil, sınav sistemine olan genel güveni de olumsuz etkilemektedir. Şeffaf ve adil bir sınav sistemi, hem adayların motivasyonunu artıracak hem de eğitim sisteminde uzun vadede daha başarılı ve nitelikli öğretmenlerin yetişmesine olanak sağlayacaktır.