İspanya’da hükümet yetkilileri medyadan, Dünya Kupası rezaletini, “yazmamasını, çizmemesini, fazla konuşmamasını” istemiş.
Ardından, Madrid 10. Ağır Ceza Mahkemesi de bu sabah itibariyle Dünya Kupası’yla ilgili yayın yasağı kararı vermiş.
İktidar mensupları emirlerindeki gazetelere de, sanki kupadan daha grup aşamasında elenmemişler gibi yayınlarına devam etmelerini, hazırlıklarını da finalde Brezilya ile karşılaşacakmış yapmalarını salık vermiş.
İspanyolların bir kısmı, son 2010 Dünya Kupası şampiyonu takımlarının Brezilya’dan büyük bir utanç içinde evlerine döndüklerinin farkında. Sorumlulardan bir an evvel gereğini yapmalarını talep ediyorlar.
“Çatı hoca” arayışı için düğmeye çoktan basıldı. Fatih Terim ismi bir adım öne çıkarken, tecrübeli teknik adama reddedemeyeceği bir teklif yapılacağı gündemde. Kulislerde kendisine, Türkiye Milli Takımı’ndaki görevine devam edebileceği hatta isterse aynı zamanda Galatasaray Teknik Direktörlüğü için boşalan koltuğa da oturabileceğinin iletileceği konuşuluyor.
Terim olmazsa listenin ikinci sırasında ise arkadaşlarının “Ekmel” diye seslendiği tartışmalı bir isim var… İspanyolcada “laik” anlamına gelen “Ekmel” şimdilik kamuoyu için kapalı kutu…
Fakat İspanyol halkının geri kalanı ise, ülkelerinin 2014 Dünya Kupası’ndan elendiği “söylentilerin” tamamen kendilerini uluslararası arenada yıpratmak, istikrarı bozmak için çıkarıldığını düşünüyor ve FİFA ile diğer dış mihrakların üst üste hem Dünya hem de Avrupa Şampiyonu olan takımlarının önünü kesmek için yurt içindeki çapulcularla işbirliği yaptığını savunuyor. İspanya’daki kefen giymiş garip bir grup ise tüm bu olan biteni iktidara darbe teşebbüsü olarak nitelendirerek, bu teşebbüsün temelinde başbakana duyulan nefretin yattığını belirtiyor.
“Milli irade” olarak adlandırılan bu kesim aynı zamanda, Madrid’e yapılacak üçüncü köprü ile yine başkentte temelleri atılan üçüncü havaalanının dünyayı titrettiği görüşünde.
“Paraleller”in, İspanya Kralı’nın kızının da adının karıştığı yolsuzluk skandalından sonra rövanş peşinde olduğu da diğer iddialar arasında.
Eski İspanya Hayvanat Bahçesi Müdürü, şimdinin ise İspanya Telekominikasyon İletişim Başkanı Sergio Falandez gol görüntülerinin “adımlama” ve “üç boyutlu silikonlama” yöntemiyle montajlandığını açıkladı.
Çok geçmeden iktidar gazetelerinde, Hollanda’lı Arjen Robben ve Şili’li Eduardo Vargas’ın ülkelerine gol attıkları iddia edilen dakikalarda sahada yer almadıklarını kanıtlayan, Kanarya Adaları sahillerinde deve güreşi yaparken fotoğrafları basıldı.
Ülkede tüm spor müsabakaları belirtilmeyen bir tarihe ertelendi, herhangi bir sporun konuşulması yasaklandı.
Rafael Nadal’a, hazır Roland Garros’u da kazanmışken bu işi tadında ve zirvede bırakması tavsiye edildi.
Formula 1 pilotu Fernando Alonso’ya toplu taşıma araçları bile yasaklandı. Acil durumlar için kendisine paten armağan edildi.
Spor dünyasında sonu gelmeyen görevden almalar, tayinler, gözaltılar yaşandı. Okçuluk Federasyonu Başkanı hedef tahtası olduğunu savundu.
Turnuvaya erken veda eden futbolcular ülkelerine dönerlerse, bu durumun milli iradeyi şüphelendireceğinden çekinen hükümet yetkilileri sporcularından katiyen İspanya’ya dönmemelerini, bir süre ortalıkta görünmemelerini, seçim ve barış süreci nihayete erdikten sonra her zamanki antrenman sahasında buluşulmasını emretti. Aksi halde vatana ihanet suçundan yargılanacaklarını ve inlerine girileceğinin de altını çizdi.
İspanya Başbakanı Mariano Rajoye kendisine tepki gösteren bir vatandaşı, “Niye kaçıyorsun Hollanda golü” diyerek tokatladı, tepki görünce “İspanya golü’ demek istemiştim” dedi.
İspanya Teknik Direktörü, nam-ı diğer “Yeniköy kasabı” Vicente Del Bosque, Beşiktaş’tayken benzer şeylerin başına geldiğini söylerken bunun ne ilk ne de son olduğunu, “bunların Adnan Menderes’i astığını, Turgut Özal’ı zehirlediğini ama kendisini yedirmeyeceği”nin de altını çizdi.
Eski genelkurmay başkanı ve eski kara kuvvetleri komutanı tanık olarak dinlendikten ve maçların cd’leri yeniden izlendikten sonra İspanya’nın aslında kupadan elenmediğine dair tüm gerçeklerin ortaya çıkacağı ve delillerin hepsinin bu iki isim sayesinde çürüyeceği de kapalı kapılar ardında konuşulanlar arasında.
Gördüğünüz gibi İspanya’da işler hayli karışık… Bir yanda Katalan sorunu diğer yanda hala paçayı kurtaramadıkları ekonomik kriz derken şimdi de itibarları beş paralık oldu…
Neyse Allah’tan İspanyol değiliz, bu bataklığın içinden nasıl çıkacağımızı bilemizdik valla…
Viva Türkiye…