19 Nisan 2022

İsrailli gazeteciler Türkiye'deydi

Artık dikkatler Mayıs ortasında olması beklenen Çavuşoğlu’nun ziyaretine kilitlenmiş durumda

İsrail ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin tam ortasında, tabir yerindeyse, bir iyi bir de kötü polis bulunur. İyi polis ABD’dir. Tarihsel olarak Ankara’nın ABD ile olan ilişkilerini düzeltmek veya bir şekilde taleplerinin duyulmasını istediğinde İsrail ile ilişkilerde de olumlu yönde bir değişim başlar.
ABD Devlet Başkanı Joe Biden’un ikinci telefonunun İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog’un Ankara ziyaretinin hemen ertesi günü gelmesinin Türkiye ile İsrail arasındaki (ve bölge ülkeleri ile olan) normalleşme çabalarına desteğini göstermesi açısından simgesel bir öneme sahip. Türkiye ile İsrail’i yakınlaştıran elbette sadece ABD değil. Orta Doğu’daki yeni konjonktür, İsrail’deki yeni hükümet, Doğu Akdeniz, Ukrayna Savaşı ve en önemlisi Türkiye’nin dış politikasındaki değişim bu normalleşme adımını mümkün kıldı.

Bir de ilişkileri olumsuz yönde etkileyen bir konu var; Filistin meselesi. Son 14 yılda iki ülke ilişkileri arasında çıkan sıkıntıların hemen hepsi bir yönüyle İsrail-Filistin çatışması, özellikle de Gazze/Hamas ile bağlantılıydı. Bu konu İsrailli gazetecilerle yaptığı toplantıda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından da açıkça dile getirildi. Evet bir normalleşme sürüyordu, hatta Herzog’un basın toplantısında söylediği gibi her konuda anlaşamayacağımızı peşinen kabul etmek zorundaydık, ancak ilişkileri de doğrudan etkiliyordu.

İsrail’e yönelik terör saldırıları ve Pesah Bayramı'nın da başladığı 15 nisan Cuma günü El Aksa’da artan gerilim, Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme adımlarını da etkileyebilecek zor bir test. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirttiği üzere ikili ilişkilerde yeni bir dönem noktası olması bu testi geçmelerine bağlı. İki liderin anlaştığı, fikir ayrılıklarını çözecek mekanizma ve kurumların ilk çalışması da bu olacak. IŞİD’in sorumluluğunu aldığı İsrail’e yönelik terör saldırılarını Tel Aviv Büyükelçiliği tarafından kınanması bu açıdan önemli bir gelişmeydi. Ancak terör saldırıları sırf IŞİD destekli değil. Bnei Brak ve Tel Aviv’deki saldırılar Cenin merkezliydi.

İkinci İntifada’nın merkezi olan Cenin son terör saldırılarıyla yeniden gündeme geldi. İntifada sonrası şehir yeniden inşa edilmiş ve İsrail ile Filistin yönetimi arasındaki güvenlik işbirliği oluşturularak şiddet azalmış, refaha ulaşılmıştı. Ancak 2018 sonrası İsrail ile Filistin yönetimi arasında oluşan sıkıntılar şehrin güvenliği etkilerken, pandeminin getirdiği ekonomik sorunlar da huzursuzluğu arttırdı. Filistin yönetiminden oluşan boşluğu ise Hamas, İslami Cihat gibi örgütler doldurdu.

Filistinliler konusundaki gelişmeler ve İsrail’deki koalisyon tartışmaları Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri de doğrudan etkiliyor. Ancak tüm bunlar yaşanırken, Herzog’un Türkiye ziyareti ile oluşan olumlu havayı pekiştirecek bir başka ziyaret gerçekleşti. 11-13 Nisan tarihlerinde, İletişim Başkanlığı tarafından davet edilen yedi İsrailli gazeteci Edirne, İstanbul ve Ankara’da ağırlandı.

Edirne’de Edirne Büyük Sinagogu, Selimiye cami ve şehri gezen gazeteciler, İstanbul’da Neve Şalom Sinagogu, Türk Musevileri Müzesi, Sultanahmet Meydan'ını gezdiler. Gazeteciler ziyaretleri sırasında birçok yetkiliyle de bir araya geldi. Bu ziyaretler arasında TRT, Anadolu Ajansı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi de bulunuyor. En öne çıkan ise olumlu bir havada geçen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Enerji Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar ile olan buluşmalarıydı.

Artık dikkatler Mayıs ortasında olması beklenen Çavuşoğlu’nun ziyaretine kilitlenmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve İsrail Başbakanı Bennett’in olası ziyaretleri dahi konuşulurken, şimdi gözler son İsrail-Filistin geriliminden sonra Çavuşoğlu’nun ziyaret planının etkilenip etkilenmeyeceğine geri döndü.

Öte yandan benim kişisel merakım, Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in neden İsrail ile ilişkilerde bir adım geride durduğu ile ilgili. Herzog onuruna verilen akşam yemeğine de katılan Dönmez’in Çavuşoğlu ile birlikte İsrail’e ziyareti planlanıyordu. Onun yerine artık Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın adı telaffuz ediliyor. İsrailli gazetecilerle görüşmede de kendisi değil bakan yardımcısı hazır bulundu.

İki ülke arasındaki ilişkileri yeniden rayına koymak, açılan arayı kapatmak ve kendi tezlerinizi karşı tarafa anlatmak için İsrailli gazetecilerin davet edilmesini çok olumlu buluyorum. Daha önce İsrail tarafından benzer bir ziyarete davet edilmiş bir gazeteci olarak bir ülkeyi tanımanın ve tanıtmanın en iyi yollarından biri. Umuyorum ki daha uzun bir süre bu inisiyatif devam ettirilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Labirentlerle dolu bir süreç olarak Suudi Arabistan-İsrail normalleşmesi

Yargı reformu tartışması nedeniyle kutuplaşmış ve zayıflamış görünen bir İsrail sadece ABD için değil Suudi Arabistan için de ciddi bir kaygı kaynağı

Sportmenlik, Hitler ve "Bir daha asla!" bilinci

Nefret söylemi ve ayrımcılığın karşısında durmak önce yapılanın nefret söylemi olduğunu belirtmekle, adını koymakla başlar. İtiraz, eleştiri, ayıplama ile mücadelede ilk adım atılır. Eğitim ise bu kronikleşen sorunun elimizdeki yegane panzehr

Türkiye - İsrail ilişkilerinde yeni bir eşik

İsrail'de seçimler (şimdilik) bitti. Artık Türkiye seçimlere hazırlanırken, Türkiye-İsrail ilişkileri yeni kritik bir eşiğe yaklaşıyor. Daha önceleri tanık olduğumuz gibi iç politika dış politika kararlarını etkileyebilir, oy uğruna bazı ilişkiler harcanabilir

"
"