22 Ekim 2019

Herbert! Wills wohl den posten der frau Merkel? (VW CEO’su Herbert Diess, Şansölye Merkel’in yerine mi oynuyorsun?)

Türkiye'ye yatırımı tartışılan Volkswagen'in tarihine yakından bakalım

Türkiye’de VW’in yatırımı konusu benim konum; yapabildiğim kadar derinlemesine yazacağım; ancak, sırası gelmişken, attığı tweetler ve mektuplar ile dünya kamuoyunun canını sürekli sıkan ABD Başkanı Trump’a bir mektup da ben yazmak istiyorum; bence ülkede kendini aydın kabul eden her Türk vatandaşının bir “REAKSİYON” göstermesi gerek. Cahil adam, bizi ya bedevi kabilesi ya da New York’ta emlak komisyoncusu sanıyor.

Mr. President Trump;

I am not a politician and have nothing to do with politics.

I have spent 50 plus years as a manager in global automotive industry.

My last post was a CEO to a G. M. Foundation Company in Turkey.

I know of the great people of the USA; which is no different then the great people of Turkey.

If a group of Ethnic Mexicans come together with someone's money and provocation, and start an uprising, killing Texans, and trying to establish a State on the territory of Texas and call it “LATINOLAND” what would the “Americans” do?

Thats what the “TURKS” are doing the past 40 years…

By the way; for your information; The Kurds of Turkey are called “TURK” like the Bosnians, Ancient Romans, Jews, Armenians, Arabs, Africans, etc. (there are 67 different etnicities) and “THE TURKS” have never fought the Kurds for 200 years or a thousand years, or a single day...

On the contrary they have fought practically with the whole western world together and together they have build THE REPUBLIC OF TURKEY.

Just like your Mr. Obama; the Etnic African, once a slave; we had and have Kurdish origin prime ministers, ministers, chief of staff, generals etc. But were never slaves.

Take me for example; my ancestors are Bosnian and Carcassian; But I am a very proud TURK; just like you; of German and Scottish origin; today, The President of the USA…

If you were at the right age in World War II and sent to Germany, would you have shot and bombed American soldiers?

I wish I could respect your primary school history teacher.…

Sincerely…

 ***

Başkan Trump;

Ben siyasetçi değilim ve siyaset ile bir ilişkim yoktur. 50 yıldan uzun bir süre global Otomotiv Endüstrisinde yönetici olarak çalıştım. En son işim Türkiye de General Motors kökenli bir şirketin CEO’luğu idi.

Büyük Amerikan milletini iyi tanıdığım gibi büyük Türk milletini de iyi tanıyorum. Bunların birbirinden bir farkı yoktur. Bir takım Etnik Meksikalılar birilerinin parası ve kışkırtması ile bir araya gelerek bir başkaldırı yapar, Teksaslıları öldürmeye başlar ve Teksas toprakları üzerinde bir Devlet kurmaya kalkıp, adına da “LATİNİSTAN” derlerse; Amerikalılar ne yapardı?

İşte TÜRKLER de bugün bunu yapıyor…

Bu arada, bilgin için; Nasıl ki Türkiye de ki Boşnaklara, Bizanslılara, Yahudilere Ermenilere Araplara, Afrikalılara TÜRK denizse; Türkiye de ki Kürtlere de TÜRK denir;

Beni alalım mesela; benim atalarım Boşnak ve Çerkez’dir; ama ben çok gururlu bir TÜRK’üm. Aynı senin gibi, Alman ve İskoç atalardan gelme bir ABD Başkanı...

Eğer 2.Dünya Harbi’nde doğru yaşta olsa idin ve Almanya’ya çıkartmaya yollasalardı; Amerikalı asker arkadaşlarını mı bombalayıp ateş ederdin?!!

Senin ilkokul tarih öğretmenine saygı gösterebilmeyi isterdim…

İçtenlik ile…

Sayın okuyucu gelelim şimdi VW yatırımına… Bu şirketi önce bir yakından tanıyalım..

 

Volkswagen, 28 Mayıs 1937’de Berlin’de “Gesellschaft zur Vorbereitung des Deutschen Volkswagens mbH” yani “Alman Halk Otomobilini Hazırlama Limited Şirketi” olarak “Alman İş Sendikaları” –bir nevi TOBB ile Türk-İş’in birleşik hali/daha çok işçi sendikası- tarafından kuruldu. 1929-1933 yıllarında yaşanan Dünya Ekonomik Bunalımı (Büyük Buhran), Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin (NSDAP) lideri ADOLF HITLER’e güç kazandırdı.

43 yaşındaki politikacı, başlarda hafife alınmasına rağmen, tesadüflerin ve Alman endüstrisinin neredeyse yarısının durması ile bir koalisyonun başına seçildi ve kısa sürede Almanya’nın gelişmiş parlamenter sistemini yıkarak bir diktatörlük kurdu.

Bu olayı en iyi anlatan, Liza Minelli’nin Ünlü “CABARET” filmidir. Muhakkak seyretmelisiniz; sadece müzik için değil…

Hitler’in yaptığı ender “iyi” şeylerden biri, o güne kadar seçkinlerin “sosyal statü sembolü” olan “atsız arabayı” halka indirmek olmuştur

Bu gayretin adı Volks Wagen (VW), yani “halk arabası” dır. Bunu “100 klm. sürat yapacak, öne anne-baba arkaya 3 çocuk oturacak, 100. Klm.de 10 litre benzin yakacak” diye kendisi bir tarif yaptı; hatta ilk tasarımını kendisi yaptı. (resim yapmaya bir miktar kabiliyeti vardı; belki öğrencilik yıllarında badanacılık yaptığındandır(!)

VW 999 Mark’a satılacaktı. Bu fiyat o güne kadar dünyadaki en ucuz fiyattı.

Bir “ortalama” Alman işçisi ayda 150 mark kazanıyordu. Haftada 5 mark vererek (ayda 20 mark; yani maaşın yaklaşık %14’ü) sendikanın kurduğu ve adına “Kraft durch Freude- KDF” yani kabaca “keyifli güç” denebilecek bir sistem ile satılacaktı. “4,5 yıl müddet ile haftada 5 mark yatıracaksın sıran gelince otomobili alacaksın!” Aynı dönemde bir “mobilet” 335 marka, bir OPEL Kadett 1800 marka, en ucuz Mercedes ise 6000 Marka (30.000 marka satılan Mercedes de vardı!) satılıyordu. Ekmek 0.33 mark; süt lt. 0.23, bira 0.39 mark idi.

150.000 işçi para yatırmaya başladı; ancak hiçbiri bu paralara VW’lerini alamadı. Zannederim bu noktadan bakınca, bu durum Hitleri tarihin ilk “jet fadılı” yapar!

Hitler’in “Bana böyle bir arabayı yapacak adam bulun!” isteğine karşın, Avusturyalı bir “Otomanyak!!” Ferdinand Porsche bulundu;

Bu adam 18 yaşında “tekerlek motorlu” bir elektrikli otomobil yapmıştı; çeşitli fabrikalarda çalıştıktan sonra 1931 de kendi şirketini "Dr. Ing. h. c. F. Porsche GmbH, Konstruktionen und Beratung für Motoren und Fahrzeuge” kurmuştu.

Bu ikili 1934’de bir araya geldiler, anlaştılar ve Wolfsburg’da fabrika kurulmaya başlandı. Deneme üretimi başladı; ancak Hitler 1938’de Avusturya’yı 1939’da da Polonya’yı ilhak etmesi ile yarım kaldı ve harp araç gereçleri ve VW platformu üzerine Porsche’nin ordu için çizdiği “Kubel Wagen” kova araba (bucket- kova tipi derin koltukları sebebi ile.) üretimine başlandı.

Harpten sonra, (En son Macar harp esirlerinin çalıştığı) harap olan fabrikayı ve VW’yi İngiliz İş adamı ünlü otomobilci Sir William Rootes başkanlığındaki İngiliz Otomobil üreticileri inceledi; her ne kadar VW “çirkin ve gürültülü” bulunsa dahi elde kalanlar ile üretilenlerin çarçabuk satılması üzerine; fabrika faal hale getirildi. İşte o gün bugün dünyanın en çok satılmış olan otomobili (1936-2003 arası 21.5 milyon adet!) VW Beetle (böcek) (Türk çocuklarının tabiri ile TOSBAGEN!) yeniden dünyaya gelmiş oldu.

Bu minik halk otomobilinden doğan şirket; En başta doğru seçim yaptığı için bugün yılda (2017) 10.466.051 araç üreten TOYOTA’nın hemen arkasından 10.382.334 adet araç üretimi ile dünyanın en büyük 2’nci otomotiv üreticisi olabildi.

Türk ordusunun kurulmasına katkıda bulunduğu pirinç üreticisi Güney Koreli HYUNDAI ise 7 küsur milyon araç ile üçüncü… Üstelik bizim (Türk Devleti tarafından öldürülmüş olan!) ANADOL’dan 8 yıl sonra yapılmaya başlamasına rağmen….

Bu üç marka da dünyada otomobil 50 yaşına geldikten sonra kuruldular. Ancak üçünün de temelinde çok yakın devlet desteği ve daha da önemlisi “Yenilik-İnovasyon” vardı. En önemlisi ise, üçünün de “milli” oluşları idi. Global filan gibi cahil yakıştırmaları ile kendilerini kandırmadılar. Önce tamamen kendi pazarlarının ihtiyacını çok iyi anladılar.

Yazının bu bölümünü Cumhurbaşkanının isteğini yanlış anlayıp bugün İtalyanlara Türk otomobili (üstelik SUV yani jip!!!) yaptırmaya gayret eden TOBB Başkanı’nın bilgisine yazdım.

Bugün gündemde olan VW yatırımı aslında VW’nin ülkemizdeki ilk “Üretimi” olmayacak. 1960’lı yıllarda Anadol Üretimi paralelinde otomotiv endüstrisine farklı yatırımlar da yapılmıştı. Anadolulu iş adamı Sait Çiftçi 1964’de VW ile anlaşmış Almanya’dan SKD (yarı monte edilmiş) VW kamyonetleri Şişli’deki serviste monte ederdi. Ancak bu üretim faaliyeti o dönemde nerede ise imkânsız olan araç ithalatını aşmak için kullanılan bir yoldu.

Aynı yıllarda birkaç “üretim” daha vardı. Tuzla’da TOE International Harvester kamyoneti, Kartal ’da sonradan Anadolu Endüstri Holding olan Çelik Motor (Çelik Montaj) Skoda Kamyoneti 1980’li yıllara kadar başarı ile üretti. Ancak bu ikisi sahici üretim gayesi ile kurulmuşlardı.

 

Sait beyin yeğeni arkadaşım Satvet Çiftçi ile bu “Şişli servis-montaj hattında” epey zaman geçirmişliğim vardır. Üretilen, VW tarafından geliştirilen ve dünyanın birçok ülkesinde (özellikle ikinci dünya ülkelerinde) dünyanın en basit “köşeli düz saç” teknolojisi ile (pahalı kalıp yatırımı olmadan) kasası yapılan, Önde motor-önden çekiş sistemi olan, Almanların EA 489 kod adı verdiği çirkin görünüşlü bir tonluk kamyonetti.

O yıllarda, Şişli’deki fabrikada ön sacı orijinal bombeli saca çevirme çalışmaları yapıyorlardı. Ancak temel gaye “üretim” olmadığı için uzun vadeli olamadı.

Günümüzde, hükümetin otomotiv sektörüne ilişkin teşvikleri genişletmesinin ardından dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın, VW üst düzey yöneticileriyle görüşmesi bunları ikna edemedi.

Geldik günümüze! 10 yıl sonra ne oldu da “he” dediler acaba... Ancak birkaç gün önce birden “acaba mı?” deyiverdiler.

Bu yazının manşetinden VW CEO’su Dr. Herbert Diess’e bir soru sorup, politikayı bırakacağını açıklayan “Şansölye Merkel’in yerine mi oynuyorsun” diye şaka yollu bir sual sormuştum. Çünkü Suriye harekatı başlayınca “acaba mı?” diyen bu zattı...

Sorduğum sualin içinde bize de bir ders var. Hani “GLOBAL ENDÜSTRİ” deniyor ya saçmalığı bu durumdan belli; Kardeşim siz kârınız olan yere gitmez misiniz?…

VW tam 12 farklı markayı bünyesinde barındıran dünyanın 122 ülkesinde üretim yapan bir dev. Kendi ülkesine şirin görüşmek istemesi doğal.

Bizim açımızdan ise düşünülmesi gereken iki temel konu var.

Birincisi bunlar gelsin diye doğrudan pazarlıkları yürüten Cumhurbaşkanımız ne gibi “avantajlar” vaat etti. Dr. Diess öyle diyor.

İkincisi Manisa’ya yapılacağı söylenen “yatırımın şekli”.

İlk konu yerli veya yabancı herhangi markaya diğerlerine verilmeyen bir “avantajın” veriliyor olması olası değil. Çünkü gerek GATT (Birleşmiş Milletler Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması) gerekse AB ile imzaladığımız Gümrük Birliği Anlaşması Türk Devletinin herhangi bir markaya “avantaj” vermesini yasaklıyor.

İkinci konu ise VW nin Manisa’ya sadece (en çok) 5000 yeni iş getireceği olgusu. Getirilecek olan fabrika eski VW markalarına ait fabrikaların sökülüp ülkeye getirilecek olması.

Bu iki konuyu gelecek yazıda taraflar ile derinlemesine görüştükten sonra sizlere yazacağım.

Yazarın Diğer Yazıları

Seçim bitti, şimdi ne olacak?

Sayın Özgür Özel'in yarın seçim olacak ve kazanacak gibi siyaset yapması; sonra da seçimi kazanmış, düşüncelerini gerçekleştirecek yönetim kadrosunu ve prensiplerini vakit geçirmeden saptaması ve uygulamaya hazır olması gerek

Seçim, Peter İlkesi, CHP, AKP…

Şimdi Özgür Özel'in yerinde olmak istemezdim. Başarının tatlı tadı çok iyidir ama, bunun icraatlar ile tesadüf olmadığını kanıtlamak gerekir