08 Aralık 2024
The Economist dergisinin geleneksel olarak aralık ayı kapağında, bir sonraki yılın önemli küresel olaylarını, politik gelişmelerini, ekonomik trendleriyle sosyal değişimlerini öngörmeye çalışması ve bunu simgesel bir dille tartışmaya açması dünyanın her yerinde ilgiyle takip ve sonuçları merak edilen bir beklentiye erişmiş durumda.
Economist’in gelecekle ilgili olarak kehanete varan tahminlerde bulunması ilk kez 1986 yılında çıkardığı özel sayısında yer almış ve neredeyse 40 yıla yaklaşan bir süredir simgelerle süslediği aralık kapakları, yorumlayanın her yana çekebileceği imgeler içinde dünyanın dört bir tarafında, her platformda, akademik ve entelektüel düzeyde tartışılmış. Bu tartışmalarda "The World Ahead" adıyla çıkan yaratıcı ve dikkat çekici kapak tasarımları çok etkili olmuş; özellikle semboller ve gizemli mesajlarla dolu olduğu düşünülen çizimler içindeki her bir karenin anlamını yorumlamak analiz edenleri düşündürtmüş, merak uyandırmış hem de çeşitli komplo teorilerinin ortaya saçılmasına neden olmuş.
Geçen yılın kapağında silüet olarak yer verilen Trump’ın sağ kulağı üzerinde soru işareti olması komplo teorilerine belli bir alan açmış, geriye dönük yorumların ardı arkası kesilmemiş.
O günlerde başkanlığı geri kazanma şansı yüzde 30 civarında olduğu konuşulan Donald Trump’ın sağ kulağından vurulması sonrasında büyük bir farkla seçimi kazanması bir yıl önceki kapaktaki tasvirin tekrar yorumlanmasına yol açmış. İşin ilginç yanı simgesel olarak yerleştirilen soru işaretinin Amerikan başkanlık seçimlerinde kazanma şansı yüksek bulunmayan Trump’ın sağ kulağının üstünde olmasıymış. Geçen yılın bu günlerinde Trump’ın seçilme şansını az gören analizciler soru işaretine bir anlam veremeyip konuyu başka yerlere çektilerse de Trump sağ kulağına isabet eden bir kurşun sayesinde seçim sandığından galip çıkmış ve şaşkınlıkla beklenen, öngörülemeyen icraatları şimdiden küresel sistemi düşündürtmeye başlamış durumda.
Sonuçta tahmin ya da kehanet gerçek oldu ve beklenmedik bir farkla sandıktan çıkan Trump ve tüm rakipleriyle çatışmaya hazır olan A Takımı kimsenin tahmin bile edemeyeceği icraatlarına bir an önce başlamak için ellerini ovuşturuyorlar.
29 Kasım'da İngiltere ve Asya ülkelerinde satışa sunulan, 2 Aralık'ta Avrupa'da dağıtılan ve 11 Aralık'tan itibaren de Amerika Birleşik Devletleri'ndeki gazete bayilerinde satışa sunulacak The Economist dergisinin kapağında yer alan simgeleri ve resimleri uzmanlar belli bir çerçevede yorumlamak gerektiğini söylüyorlar; geçmişten örnekler vererek analiz yapıyorlar. Görüşler ana hatlarıyla şöyle;
Dünya liderlerinin portreleri, ülke bayrakları ve belirtilen ülkeyi anlatan sembolleri, o yıl beklenen jeopolitik gelişmeleri, küresel siyasi olayları değerlendirmek için yerleştiriliyormuş. Örnek vermek gerekirse bir liderin karikatürü, onun etkisini veya politikalarının gelecekteki önemini belirtiyormuş.
Ekonomik eğilimler, finansal göstergeler, para birimleri veya şirket logoları o yıl beklenen ekonomik değişimleri ifade ediyormuş.
Bitcoin simgesi, küresel dijital para birimlerinin yükselişini anlatırken robotlar, yapay zekâ, uzay araçları ve diğer teknolojik simgeler o yılın yenilikçi teknolojilerine odaklanıyormuş.
Sanat, medya, toplumsal hareketler ve popüler kültür unsurları, o yılın kültürel ruhunu simgelerken olası sosyal değişimleri anlatıyormuş.
Belli konularda önderlik yapmış isimlerin görselleri o konunun küresel anlamda sorun olacağını göstermekte! Bu da kadın hakları ve sosyal hareketlenmelerin 2025 içinde önem kazanacağını göstermekte!
Doğayla ilgili simgeler gezegenin karşı karşıya olduğu çevresel sorunlara işaret ederken, iklim değişikliğinin ve doğal afetlerin önümüzdeki yıl da beklentiler içinde olduğunu vurguluyormuş.
Derginin neredeyse her kapağında yer alan kehaneti komplo teorileri haline sokan gizemli semboller, metaforik olarak daha derin yorumlara kapı açarken okuyucuları düşündürmek ve analiz yapmaya teşvik etmek için yerleştiriliyormuş. Örneğin, tarot kartları, satranç taşları, tuğla örülü duvar, göz sembolleri gibi unsurlar, farklı olasılıkları veya akla hemen gelmeyeni, bilinmeyenleri simgelemesi yanında okuyucunun zihninde gizemli bir kapı açılmasını sağlamaya dönükmüş.
Seçimden galip çıkan Donald Trump'ın “önce Amerika” politikası göç, savunma, ekonomi ve ticareti etkileyecek, Amerika’nın düşmanları yeniden belirlenirken dostlarının ittifaklarının sağlamlığı sorgulanacak.
Seçmenler için 2025 değişim ve beklentilerin yılı olacak; yeni liderlerin vaatlerini yerine getirip getiremeyecekleri izlenirken alçakgönüllü liderlerin değişebileceği ihtimali huzursuzlukların yaşanabileceğini gösterecek.
Belirsizlikten kurtulmak için Trump geleneksel düşmanları olan Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore’ye daha fazla konsantre olmak için Ukrayna'yı Rusya ile anlaşmaya, İsrail'i Gazze ve Lübnan'daki yıkıcı varlığını yavaşlatmaya zorlayabilir.
Gümrük tarife değişiklik beklentileri Amerika'nın Çin ile rekabetini şekillendirecek, korumacılık yoğunlaştıkça ticaret savaşları kendini gösterecek; Çinli firmaların hem ticaret engellerini aşmak hem de küresel anlamda yeni pazarlara ulaşmak için yurtdışına açılması, Meksika'dan Macaristan'a kadar fabrikalar inşa etmesi yeni bir dönemin kapısını açacak.
Temiz teknoloji yayılacak, güneş panelleri, piller ve elektrikli araçların yükselişi sürecek; çevre kirliliği ile savaşta etkisiz kalan süper güçler küresel emisyonların zirveye ulaşıp ulaşmadığı gerçeğiyle yüzleşecek.
Enflasyonla mücadelede kısmı başarı kazanan zengin dünyanın merkez bankaları yeni zorluklarla karşılaşacak, vergilerin artırılması, kamu harcamalarının azaltılması yoluyla oluşacak büyümeyi artırarak açıkları azaltmaya çalışacaklar. Savunma bütçelerinin beklenmedik bir şekilde artmasından ve ithalat yükünün büyümeyi engelleyebileceğinden korkuluyor, bunların enflasyonu yeniden ateşleyebileceğinden endişe ediliyor.
Yaşlanan dünyada liderler nüfuslarıyla birlikte yaşlanırken Amerika’nın tarihindeki en yaşlı başkan seçimini yapması yeni tartışmaların önünü açması yanında Orta Doğu'nun bazı bölgelerinde, işsizlikle birleşerek artan genç nüfus, istikrarsızlık riski taşıyor.
Yapay zekâ için iş dünyası tarihindeki en büyük kumarı oynamaya hazırlanırken nasıl kullanılacağı hala tam olarak bilinmese de veri merkezleri için 1 trilyon dolardan fazla para harcanması bekleniyor.
Dolaşımda sadece malların değil, insanların da küresel hareketlerinin sürtüşmeleri çatışmaya dönüştürebileceği, Avrupa’nın sınır kontrollerini arttıracağı beklentisi içinde sınırsız Schengen sisteminin yıpranacağı, Amsterdam'dan Venedik'e kadar birçok şehrin turizme getirdiği kısıtlamaların artarak devam edeceği öngörülüyor.
Sürprizlerle dolu bir beklentiler arasında suikast girişimleri, patlayan telsizler-cep telefonları, yıkıcı bir güneş fırtınası, kayıp antik metinlerin keşfi ve yeni bir küresel salgın ihtimali dikkat etmemiz gereken bir seçki içinde sunuluyor.
2020 Yılı için hazırlanan kapakta, Aralık 2019'da ilk vakaları tespit edilen covid-19 salgını atlanmış; herkes gibi The Economist dergisi de küresel mali dengeleri alt üst ederek 12 trilyon dolarlık bir harcamaya neden olan salgına hazırlıksız yakalanmış. Buna rağmen derginin Dünya ekonomisinde çok fazla çalkantı yaşanacağı, Çin'de büyük değişimler olacağı ve Başkan Donald Trump’ın genel seçimden mağlup çıkacağı tahminleri tutmuş.
2021 yılı tahminlerinde vurgulanan yapay zekâ, 5G ve yeşil teknolojiler gibi alanlarda atılacağı öngörülen adımlar gerçekleşmiş, elektrikli araçlar ve fosil yakıt dışındaki enerji kaynaklarına yatırımlar yapılacağı tahmini yerini bulmuş.
2022 Yılında ABD – Çin rekabetinin demokrasinin otokrasiye karşı verdiği savaşa dönüşeceği, salgının küresel boyuta ilerleyeceği, enflasyonla mücadelenin etkin olacağı için Merkez Bankalarına çok iş düşeceği, dünyanın her yerindeki milyonlarca çalışanın iş yerine gitmektense evden çalışmayı tercih edeceği, kripto piyasaların güçleneceği, küresel ısınmanın felakete varan etkilerinin görüleceği, orman yangınlarının sellerin yaşanacağı tahminleri büyük ölçüde tutmuş.
2023 tahminlerinin öne çıkan bileşenleri ABD – Çin gerilimi, Rusya – Ukrayna savaşı ve Tayvan’da beklenen krizdi. Enerji, teknoloji ve savunma sektörlerinin görsellerle vurgulandığı kapakta vurgulanan Tayvan krizi yerine Orta Doğu’da patlak veren savaş sürpriz olmuş.
Geçen yılkı kapağı hazırlayan editör Tom Standage, çok katmanlı, metaforik ve yorumlamaya açık bir biçimde oluşturduğu tasarımında 10 temayı simgesel olarak öne çıkartmış, Orta Doğu'daki çatışmalardan elektrikli araçların benimsenmesine, obezitenin tedavisinden Ukrayna’nın yakın geleceğine dair küresel yaşamı ve ekonomiyi ilgilendiren konularda 2024 yılı içinde olabilecekleri simgesel olarak belirlemiş.
Geçen yıl yapılan en önemli vurgulardan biri küresel nüfusun yarısından fazlasının oy kullanacak olmasıymış. Birleşmiş Milletler’e kayıtlı ülkelerin yüzde 70’inin, bir başka değişle 4,2 milyar insanın sandık başına gideceği ama verilecek oyların daha fazla demokrasi ve özgürlük anlamına gelmeyeceği vurgusu kapağı inceleyen çok kişi tarafından dile getirilmişti. Denilen o ki, simgesel içerik birçok seçimin ne özgür bir ortamda yapılacağı ne de adil olacağıydı. Geriye bakıldığında öngörünün kesinlikle başarılı olduğunu söylemek gerekiyor; çünkü her şey çok büyük ölçüde tahminler doğrultusunda gerçekleşti. Sandıklardan aşırı sağ, istikrarsızlık ve savaş baltaları çıktı.
Küresel iklim değişikliklerinin büyük coğrafi sorunlara yol açacağı, Ukrayna'ya yapılacak askeri desteğin her şeyi Arap saçına döndüreceği tahmini de yerini buldu. İlginçtir; kimsenin seçimle gideceğine inanmadığı Vladimir Putin'in kaderinin Rus seçmenlerden çok Amerikan seçmenlerine bağlı olduğu beklentisi de yılın son ayına girerken gerçekleşmiş oldu.
Orta Doğu’daki karışıklıklar, Hamas'ın İsrail'e saldırısı ve İsrail'in Gazze'ye misillemesinin bölgeyi altüst edeceği, dünyanın Filistinlilerin durumunu görmezden gelmeye devam edebileceği öngörüsü de gerçekleşmiş. İsrail saldırılarının daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşebileceği tahminler arasındaydı ama yine çok kısa bir süre önce Orta Doğu’daki tüm dengeleri değiştirebilecek şekilde cereyan eden Halep’in düşmesi barış için yeni bir şans yaratmayacağı gibi tüm oyuncuları daha karmaşık ve tehdit edici bir dünyaya uyum sağlayıp sağlayamayacaklarını test etmelerini sağladı. İlginçtir, bunlar da simgelerden yorum çıkaranların bir yıl önce söyledikleri arasındaydı.
Amerika'nın yükselen Çin ile rekabetine daha fazla odaklanma planı, Ukrayna meselesi ile gücü ve dikkati dağılmış Rusya’nın etkisini kaybetmesi, farklı bölgelerden çıkan kıvılcımların donmuş durumdaki soğuk savaşların tekrardan ısıtılarak çok yerde aynı anda kızışmasını belki tahmin etmek çok büyük bir kehanet sayılmazdı ama Amerika'nın "tek kutuplu” gücünün sona ereceği beklentisi adını Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İngilizce isimlerinin baş harflerinden alan “Brick” birlikteliği ile dünyayı daha fazla çatışmaya hazırladığı görüşü de doğru çıktı.
Yapay zekânın "varoluşsal risk" öngörümü içinde mevcut haliyle her konuda fayda sağlayan bir araç ya da aldatmaca olup olmadığı konusunda tartışmaların yoğunlaşacağı kapakta simgesel olarak anlatılmıştı; bu konuda kafaların daha da karışık olduğu zaten görülmekte.
Temiz enerjiye geçişin yeni yeşil süper güçler yaratabileceği, enerji kaynakları haritasının yeniden çizileceği, lityum, bakır ve nikel yataklarının petrol ile gaz rezervine sahip bölgelerle yarışacağı, yeşil kaynakların rekabeti etkileyeceği, jeopolitik gücün ticareti yeniden şekillendirdiğinde beklenmedik kazananlar ve kaybedenler ortaya çıkacağı tahminleri içinde bulunduğumuz yılın tüm günlerinde tartışılmıştı.
Ekonomik belirsizliğin devam edeceği ile Paris Olimpiyatları’nın küresel bir birlik umut edenleri şaşkınlığa uğratacağı tahminler arasındaydı; belki de malumun ilanıydı.
Sizler de katılırsınız diye düşünüyorum, insanı insan yapan değerlerden uzaklaşmanın her geçen gün bir şeyleri yitirmemize yol açtığı, yaşamımızı alt üst eden çıkar çatışmalarının barışı, huzur içinde yaşamayı ve gelir adaletsizliğini arttırdığı, göçlerin, iklim felaketlerinin, savaşların ardında bıraktığı kurbanların, mağdurların lanetinin keyfi yerinde gözüken zengin ülkeleri de içine çekeceği günleri beklemenin kehanet olmayacağını düşünüyorum.
Güzellikleri biriktirmenizi dilerim.
https://www.ft.com/content/dda9c15e-45c7-46d7-90c2-554606a94069
https://www.library.brawnblog.com/The%20World%20Ahead%202022%20by%20E.pdf
https://www.tnwac.org/the-world-ahead-2025-top-10-trends-to-watch-webinar/
İrfan Yalın kimdir? Koleksiyoncu İrfan Yalın 1962 yılında İstanbul'da doğdu. 9 Eylül Üniversitesi, Aydın Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu mezunu. Objelerin – belgelerin peşinde "Popüler Tarih ve Kültür Yaşanmışlıkları araştırmacısı. Bizimev TV'de yayınlanan "Koleksiyoncu" programı sunucusu - yapımcısı. Asya ve Afrika ülkelerinden tek tek topladığı el sanatlarını sergilediği Kadıköy'deki "Artemis"in kurucusu. Koleksiyonculuğun özendirilmesi adına amatörce çalışan, sergi, sempozyum, sunu ve derleme çalışmaları içinde kültürel değerlere gönül bağımlısı… |
Yılbaşı ağaçları ve süslemeleri Hristiyanlıktan çok önce ortaya çıkan pagan adetlerinden biri
Kimliği doğrulamak, metni onaylamak, bir fikre katılmak ve yapılanı sahiplenmek için atılan imzanın ardında 5 bin yılı aşkın bir tarih var
“Son Akşam Yemeği” temalı çizimler Leonardo Da Vinci’den tam 1300 yıl önce de tasarlanmış
© Tüm hakları saklıdır.