18 Ağustos 2024

Yeşil Bodrum mandalini zamanı

Tüketimin büyük bir hız kazandığı bu çağda, yıldan yıla daha da değerlenecek olan toprağımıza ve topraklarımızdan elde ettiğimiz bize özgü ürünlerimize sahip çıkmamız çok değerli

Ağustos ayının bu zamanları benim için çocukken taze Antep fıstığı zamanı idi.

Son 20 yıldır ise Bodrum’la olan gönül bağımdan dolayı ‘Yeşil Bodrum Mandalini’ zamanı.

Bodrum’a has bu özel lezzetle tanıştığım andan itibaren hayatıma yepyeni bir lezzet eklendi. Çukurova’da toprağa ve narenciyeye doğmuş biri olarak birçok çeşit mandalinayla küçük yaşlarda tanıştım. Fakat Bodrum mandalininin tadı bir başka!

İlk defa bundan iki yıl önce katıldığım ‘Yeşil Bodrum Mandalini Hasat Etkinliği’ her yıl ağustos ayının bu günlerinde Bitez’de bulunan Bodrum Belediyesi Mandalin Uygulama Bahçesi’nde gerçekleşiyor. Eğer Bodrum’da bir mandalina bahçesi içerisinde yaşamıyorsanız bu bahçe mis gibi kokan mandalin ağaçları arasında gezinip dalından mandalin toplamak için çok güzel bir fırsat sunuyor.

Yeşil Bodrum mandalini

Nisan ayında açan mis kokulu mandalina çiçeği ağustos ayında yeşil bir mandalina tanesine dönüşüyor. Mandalinaların bir kısmı bu haliyle hasat ediliyor. Yeşil Bodrum mandalini benim ağustos ayı itibariyle su dahil tükettiğim tüm içecekleri kendine has rayihasıyla neşelendiriyor.

Olgunlaşması için ağaçlarda bırakılan mandalinler de kış aylarında turuncu birer mandaline dönüştüğünde toplanıyor. Bodrum mandalini hem yemek üzere tüketiliyor hem de meyve suyu, gazoz, dondurma, lokum, kolonya gibi ürünlere dönüştürülüyor.

Bu ürünlerden Bodrum mandalinli dondurma, klasik mandalin gazozu ve son yıllarda tanıştığım şekersiz ‘Bodrum Yadigarı’ gazozu benim favorim.

Yılın yalnızca belli bir döneminde erişimimizin olduğu Bodrum’a özgü bu değerli meyveyi eğer bu tarihlerde yolunuz Bodrum’a düşerse mutlaka tatmanızı öneririm. Eğer yolunuz düşmezse de varsa Bodrum’da yaşayan bir tanıdığınızdan size göndermesini rica etmenizi dilerim.

Bodrum mandalini, türü tükenme tehdidi altında olan Bodrum’a özgü ve coğrafi işaretli çok önemli kültürel bir değere sahip olan bir ürün.

Bodrum Belediyesi ve Bodrum Tarımsal Kalkınma Kooperatifi desteğiyle gerçekleşen Yeşil Bodrum Mandalin Hasat Etkinliği’ne ev sahipliği yapan Pernod Ricard Türkiye, ‘Bodrum Yeşili’ adı ile hayata geçirdikleri sosyal sorumluluk projesi ile yıl boyu yapmayı planladıkları etkinliklerle Bodrum mandalinini gündemde tutmak niyetinde.

Yeşil Bodrum mandalini

Firma, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin de ‘Bodrum’un yeşil altını’ olarak adlandırdığı yeşil Bodrum mandalininin tanıtılması, kullanımı ve ekonomik değerinin artırılması, bölgeye ekonomik katma değer sağlanmasını hedefledikleri çalışmalarla hem yerel hem de global arenada farkındalığı arttırmak üzere kolları sıvamış.

Hem iklim krizi hem de Bodrum’da özellikle son yıllarda hız kazanarak artan inşaatlarla mandalin bahçeleri tükenme tehdidi altında. Hem ekonomik hem de kültürel açıdan çok değerli bir öneme sahip olan Bodrum mandalini mirasını korumak ve yeni nesillere taşımak hepimizin görevi.

Dilerim; tüketimin büyük bir hız kazandığı bu çağda, yıldan yıla daha da önem kazanacak olan topraklarımıza, topraklarımızdan elde ettiğimiz özgün ürünlerimize daha çok sahip çıkarız ve yeni nesillere değerlerimizi aktarabiliriz.

Hem ülke hem de birey bazında bu farkındalığı geliştirmek ve yaymak önümüzdeki zamanda çok değerli olacak.

Asırlık zeytin ağacının gölgesinde bir kahve ve kitap dükkanı

Mandalina bahçeleri hem Çukurova’da hem de seçtiğim memleketim Bodrum’da kokusuyla, dokusuyla, duygusuyla hayatıma damgasını vurmuş ve ilham olmuş yerler.

Geçtiğimiz hafta tanıştığım an günüme güzellik ve ilham katan bir diğer bahçe de Çeşme’de çıktı karşıma.

İnsanın kendi bahçesine bakması çok güzel. Toprağını sulaması, bitkilerine bakması, otlarını ayıklaması…

Fakat insanın özenle baktığı bahçesini başkalarına açması, başkalarıyla paylaşması, hayata katkı sunması daha da güzel.

Çeşme’de tanıştığım Be Water adlı kahve ve kitap dükkanı bahçesine adım attığım anda bende paylaşıma açılmış bir bahçe hissi yarattı.

Be Water

Arka bahçesinde bulunan ve neredeyse etrafa serpilmiş olan tüm masaların üzerini doğal bir şemsiye gibi kaplayan dev zeytin ağacı inanılmaz kapsayıcı ve kucaklayıcı bir his yaratıyor.

Mekanın girişindeki tabelada bir önerme bulunuyor.

Mekan misafirlerine zihinlerini boşaltmayı, günlük koşuşturmaları bir kenara bırakmayı, rollerinden sıyrılmayı, kendilerini engelleyici duvarları ve köşeleri aşmayı, su gibi şekilsiz ve akışkan olmayı öneriyor.

Be Water; bakımlı ama yapılı olmayan, coğrafyaya özgü ağaçlar barındıran, sakin ve doğal bahçesiyle, ferah ve aydınlık iç mekanıyla, güler yüzlü genç ekibiyle, kafeye can veren kitaplarıyla ve sunduğu lezzetlerle misafirlerine bu önermeyi yaşatmak için yardımcı oluyor.

Burası yazarlarla söyleşilerin yapıldığı, çeşitli atölyelerin gerçekleştiği, misafirlerin bilgisayarlarını açıp çalışabildiği, insanların kahvaltı ve brunch eşliğinde sakince sohbet edebildiği ve kızımdan öğrendiğim kadarıyla da belli bir saatte de gençlerin akınına uğrayan keyifli bir yaşam alanı.

İnsanlara kendini iyi hissettiren, insanların kitaplarla ve yazarlarla rahat bir şeklide buluşmasına olanak sağlayan, bulunduğu coğrafyaya ve bitki örtüsüne saygı gösteren böylesi farkındalıklı mekanların artmasını dilerim.

Be Water

Ağaçlara dair kitap önerileri

Ağaçlardan bu kadar bahsetmişken, ilgilenenlere ağaçlarla ilgili son yıllarda etkilenerek okuduğum birkaç kitap önerisinde bulunmak isterim.

Herman Hesse’nin ağaçlara dair yazı ve şiirlerinin olduğu ‘Ağaçlar’ adlı kitabı.

Peter Wohlleben’in ağaçlara dair etkileyici bilgiler paylaştığı ‘Ağaçların Gizli Yaşamı’ adlı kitabı.

Elif Şafak’ın bir incir ağacını merkeze alarak ve konuşturarak umudu, yası, savaşı ve aşkı anlattığı bir göç hikayesi olan ‘Kayıp Ağaçlar Adası’ adlı romanı.

İlksen Utlu kimdir?

Çukurova'da doğdu ve büyüdü. Orta ve lise eğitimini Tarsus Amerikan Koleji'nde tamamladı.

Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu.

10 yıl İngilizce öğretmenliği yaptı.

Eğitim yolculuğu son yıllarda farkındalık çalışmaları alanında devam ediyor.

Bir eğitimci ve hayat öğrencisi olarak hayatın içinde yaptığı gözlemleri ve farkındalık üzerine yaptığı çalışmaları harmanlayarak, insan gelişimine ve iyi oluş hallerine katkıda bulunmak üzere kitaplar yazıyor.

Yazarın "Üzüntü ile Neşe, Gezerler Hep El Ele' ve "Ahenk İçinde' adlı kitapları bulunuyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Nefes almak istiyoruz

Toplum olarak maruz kaldığımız ve solumak zorunda bırakıldığımız şiddet atmosferinden artık hepimiz yorgunuz

Okula dönüş

"Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır"

Dışa dönük yazdan düzenli sonbahara

Yazın hareketli ve dışa dönük ritminden sonbaharın daha düzenli ve dikkatin içeri dönmeye başladığı ritmine geçişte hem bedenimize hem de ruhumuza daha farkındalıkla yaklaşabiliriz

"
"