26 Ocak 2025

Edebiyat yıllıklarından kalan

Şimdilerde bütün edebiyatı içeren yıllıklar pek görünmüyor; genellikle şiir yıllıkları boy gösteriyor raflarda. Ancak farklı alanlarda değerlendirmeleri içeren yıllıklar var; T24 Yıllık bu türün dikkat çeken ürünlerinden

Edebiyatın kılcal damarı dergilerdir, denir; ekonomik zorluklar ve başka alanların öne çıkması nedeniyle bu işlev son yıllarda değişiyor gibi görünse de hâlâ geçerli ve doğrudur. Bir dergide görünmek eli kalem tutan, yazmayı hayatının başköşesine koymuş herkes için değerlidir. Edebiyatın genellikle aylık ya da üç aylık periyodunu yansıtan dergileri, yıllar sonra yeniden gözden geçirirken sonraki zamanların ünlü yazarlar ve şairlerinin şiirlerini, öykü ya da denemelerini görmek, onlardaki acemilikleri, heyecan verici toylukları fark etmek, şimdilerde okuduğunuz yazarların ilk yapıtlarının geçmişte nasıl değerlendirildiğini izlemek edebiyatı hayatının vazgeçilmez bir yerine yerleştirenler için ne güzel sürprizler içerir.

Dergilerin yanı sıra geçmişte edebiyat yıllıkları da vardı. Benim kuşağım ucundan kıyısından yakalayabildi; eskiler, yıllıkları heyecanla beklediklerini, aylarca masalarında bulundurduklarını, orada yer alıp almamanın anlamlı bir ölçüt olduğunu söylerler.

Kitaplığımda edebiyat yıllıklarından hangileri var diye, gerilerde kalmış, tozlu rafları gözden geçirirken özellikle ikisi “Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı” ve “Varlık Yıllığı” dikkatimi çekti. Varlık dergisi ilk yıllığını 1960’ta yayınlamış. Benim elimde 1961’den sonrası var. Sayfalarını karıştırmak şaşırtıcı bir edebiyat yolculuğu gibi. Zaman zaman edebiyatın dışına doğru yayılan değerlendirmeler, o yılın edebiyatçılara nasıl yansıdığını göstermesi bakımından da ilginç. Yaşar Nabi “1960 yılına ulusça büyük bir karamsarlık içinde girmiştik. On yıldır her gün biraz daha kararan ufuklarımızda hiçbir umut ışığı görünmüyordu” derken DP iktidarı dönemine işaret etmiş. Yıllık yayınlandığında ise artık 27 Mayıs darbesi gerçekleşmişti. Nayır, “bütün aydınların ve okumuş gençliğin heyecan içinde, yürekleri sızlayarak bekledikleri büyük kurtuluş günü, nihayet 27 Mayıs sabahı Türk radyolarından bütün yurda ilan edildi” diyor.

Yıllıkta, Memet Fuat, şiirin görünümünü değerlendirirken, “İkinci Yeni” yerine “Kapalı Şiir” tanımlamasını kullanmış: “Kapalı Şiir akımının şairlerinde de şiir yayımlamaya karşı bir isteksizlik seziliyordu. Cemal Süreya hiç yoktu ortalarda. Turgut Uyar, biri Maya’da, biri Dost’ta iki şiir yayınladı. Gene Dost’ta Can Yücel’in iki şiirini okuduk. Ülkü Tamer’in A dergisinde bir şiiri çıktı... Bu akımın en çok şiir yayınlayan şairleri Edip Cansever ile Ece Ayhan oldu.”

Yıllıkta roman ve hikâyeyi Tahir Alangu değerlendirmiş ama çok acımasız davranmış doğrusu: “Yeni edebiyatımızın ilkelerine uygun, gazetelerin ve magazinlerin popüler tefrikalarının dışında, bu alanın ünlü kişilerinin belli bir dil ve sanat endişesi ile meydana getirdikleri ancak 8 eser bulabiliyoruz.” Kimlermiş onlar Alangu’ya göre? Orhan Kemal’in iki romanı, Dünya Evi ve Küçücük, Yaşar Kemal’in Orta Direk, Orhan Hançerlioğlu’nun Bordamıza Vuran Deniz, Cengiz Tuncer’in Hacizli Toprak, Tahsin Yücel’in Mutfak Çıkmazı, Erhan Bener’in Loş Ayna anılmış. Hikâyecilikte ise Yusuf Atılgan, Erdal Öz, Adnan Özyalçıner’i başarılı bulmuş, eleştirmen Alangu.

Yıllıkta seçilen şairlere bakınca, Nahit Ulvi Akgün, Sunullah Arısoy, F. H. Dağlarca, Gülten Akın, Başaran gibi sonraki yıllarda edebiyatta imzasını pekiştirecek adların yanında çok sayıda ismin de silinip gittiğini görmek ilginç. Bu, hikâyeleri yayınlanan yazarlar için de geçerli.

İlgimi çeken ve sözünü etmek istediğim bir diğer yıllık Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı 1977. Tıpkı 1961 gibi bu yıl da ülkenin hareketli olduğu, başarılı edebiyat ürünlerinin raflarda yerini aldığı ama aynı zamanda toplumsal açıdan yaklaşan karanlık günlerin ilk işaretlerinin görüldüğü yıl, 1971. Bu yıllıkta bunun izlerini görmek, edebiyatçıların entelektüel duyarlılığını hissetmek mümkün. Yıllıkta kronolojik olarak edebiyat olaylarına yer verilmiş. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın genel kurulundaki konuşmalar bugüne ışık tutar nitelikte. Demokrasiden, faşizmin yükselişine direnmek gerekliliğinden, fikir özgürlüğünün savunulmasının zorunluluk olduğundan söz edilmiş. Nesin Vakfı Yıllığı, edebiyat araştırmacıları için bugün paha biçilmez değerde. O yıl Milli Eğitim Bakanlığı Dickens’ın, Camus’nün, Dostoyevski’nin, Sabahattin Ali’nin, Orhan Kemal’in, Kemal Tahir’in ve daha birçok yazarın kitaplarını yasaklamış. Dönemin o puslu görünümü yıllıkta kendini göstermiş: “İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nca mahalle ve kahvelerde ücretsiz halka sunulan Aziz Nesin’in ‘Öyküler’ adlı oyununun Kumkapı’daki temsili, gerekli izin alınmadığı öne sürülerek polis tarafından önlendi.”

Yıllıkta şöyle bilgiler de ver alıyor: “Asım Bezirci, geçirdiği trafik kazasından sonra evine kapanmak zorunda kaldı. Kolu kırılan eleştirmen, bu yüzden hazırladığı yeni kitapları da vitrinlerde değil, evinde görebiliyor (…) Darphane Müdürlüğünden alınan Cemal Süreya’ya Ankara’da görev verileceği öğrenildi.”

Şimdilerde bütün edebiyatı içeren yıllıklar pek görünmüyor; genellikle şiir yıllıkları boy gösteriyor raflarda. Ancak farklı alanlarda değerlendirmeleri içeren yıllıklar var; T24 Yıllık bu türün dikkat çeken ürünlerinden. Yeni yılın ilk haftalarında kitabevlerinin raflarında çeşitli edebiyat yıllıklarını da görebilseydik keşke.

İbrahim Dizman kimdir?

1961'de, Çanakkale'de doğdu. Ankara Üniversitesi'nde, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Türk Dili, Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Yaratıcı Yazarlık dersleri verdi.

1983'ten beri çeşitli kültür-sanat ve edebiyat dergilerinde eleştiri-röportaj, değerlendirme ve kültür tarihi üzerine inceleme-araştırma yazıları yazdı.

İbrahim Dizman'ın ikisi roman olmak üzere yayımlanmış 20 kitabı var; bir kitabı Yunancaya da çevrildi.

Dizman'ın yönetmenliğini yaptığı 4 belgesel film de bulunuyor.

Sahnelenmiş iki tiyatro oyunu bulunmakta. Ayrıca, çeşitli sahne gösterileri de hazırladı ve uyguladı.

Kültür Bakanlığı Roman Başarı Ödülü, Behzat Ay Ödülü ve Genel-İş Abdullah Baştürk İşçi Ödülü sahibi de olan Dizman, çeşitli yıllarda Çağdaş Türk Dili ve Roman Kahramanları dergilerinin yayın yönetmenliğini ve editörlüğünü yürüttü. Türkiye PEN üyesidir. 

Kitaplarından bazıları:

Suyun ve Rüzgârın Şehri Çanakkale, İletişim Yayınları, 2020

Aşrı Memleket Trakya (T. Bilecen'le birlikte), İletişim Yayınları, 2018

Adı Başka Acı Başka (Karadeniz'in Son Ermenileri), İletişim Yayınları, 2016

Kardeşim Gibi (A. Papadopulos ile birlikte), Heyamola Yayınları, 2016

30 Yıl 30 Hayat (Ç. Sezer'le birlikte), İmge Kitabevi Yayınları, 2010

Başka Zaman Çocukları (roman), 2007, Heyamola Yayınları, 2007

Denize Düşen Dağ (monografi), 2006, Heyamola Yayınları, 2006

Belgesel filmleri: 

Kardeş Nereye: Mübadele, senaryo yazarlığı ve danışmanlık (yön: Ö. Asan), 2010

Oyunlarla Yaşayan Şehir, yönetmen, 2012

Hrant Amca: Memlekete Dönüş, yönetmen, 2016

Poliksena: Kız Öldün, yönetmen, 2018

Yola Gelmeyenler, yönetmen, 2020

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sakla onları, bir gün Türkiye’ye verirsin

Henüz 61 yaşındayken o dönem enternasyonalizmin kalbi sayılan Moskova’da hayata veda eden Nâzım Hikmet; ışıklı bir yıldız gibi dilimizin ve edebiyatımızın göğünden akıp geçti. Sakla ve Türkiye’ye ver, dediği şiirlerindeki enerji, duygu yaşıyor. İyi ki…

“Ve yalnızca yazmak istiyorum, içimden geçen her şeyi”

Selim İleri iyi bir öykücü ve romancıydı ama o aynı zamanda incelemeleri ve denemeleri ile de özgün bir yazar, bir eleştirmendi. İncelediği yapıtlarla, yazarlarla kendi hayatı arasında, anıları, hayalleri arasında ilintiler kurabilen ve değerlendirmelerini bir öykü gibi kaleme alabilen ender yazarlardandı

Macerası çoktan bitmiş o şeylerden

Birkaç gün öncesine dönün lütfen, yılın son gününe; telefonunuza düşen Whatsapp mesajı, artık olmayan kitabevlerinin önlerinde sergilenen kartpostalları, zarfları, onlara pul yapıştırmayı, postane bankolarını, size gelen beklenmedik kartları, anımsatmadı mı?

"
"