04 Ağustos 2019

Hakuna Matata! Yeni Simba'yı yaratan yetenek karşınızda

Filmin baş animatörlerinden Arda Uysal'a animasyonların perde arkasını sorduk

Disney beyazperdede yine bir rekor kırdı ve yeniden çekilen Aslan Kral filmi ile hem gişede hem de teknolojik anlamda çıtayı yükseltti. Gişe rekorunda Beyonce'nin etkisi olabilir ama filmin görsel muazzamlığı anlamında alkışları Arda Uysal için alalım. Filmin baş animatörlerinden olan Arda Uysal, sadece Aslan Kral'ın değil; heyecanla izlediğimiz daha birçok filmin animasyonlarında imzası olan isimlerden. Telefonda konuşma fırsatı yakaladığımız Arda Uysal'a animasyonların perde arkasını sorduk.


Filmde Nala karakterini Beyonce seslendiriyor

Simba'nın küçük, şımarık bir prensten suçluluk ve pişmanlık duygularıyla boğuşan bir çocuğa, "Hakuna matata" (Kafana takma!) diyerek duygularını bastıran bir ergene ve ardından Nala'nın yardımıyla gerçek kimliğini bulup güçlü bir krala dönüşümünü belgesel gibi izledik sinemalarda. Bu hikayeyi ilk izleyişimiz değildi tabii. Hatta belki kiminiz hikayeyi ezbere biliyordunuz. (Evet, aslında kendimden bahsediyorum)

İki boyutlu muazzam bir çizgi filmken belgesel tadında bir animasyon haline gelen, 2019 çocuklarına "hayatın döngüsü"nü anlatan yeni Aslan Kral, animasyon filmlerde yeni bir çağ başlattı. Yönetmen Jon Favreau'nun isteği üzerine "foto-realistik" yöntemle hazırlanan animasyonun çekimlerinde bolca VR teknolojisi kullanıldı.

Görüntülerin yarattığı gerçeklik hissi ve Nala'yı seslendiren Beyonce'nin etkisi ne kadar güzel olursa olsun, itiraf etmek gerekli ki bu hikayeyle çok eskiden tanışan nesil için yeni film, eski 2 boyutlu çizgi filmin yerini alamadı. Çünkü o muazzam turuncular ve kahverengi tonları hâlâ daha Aslan Kral ile özdeş!

Hayvan bilimciler bu belgesel hissiyatı yaratan filmin aslında gerçeklikten uzak olduğunu; gerçek bir aslan klanının kayalığında aslında erkek değil dişi aslanın daha güçlü pozisyonda olacağını dile getiriyor. Fakat gerçek aslan baba ve oğlu arasında da (evlat ergenliğe girip güçlenene kadar) tıpkı hikayedeki gibi güçlü bir ilişki olurmuş.

Ama zaten masallardaki her detayda gerçeklik aramamayı ve hayal gücüne gülümsemeyi Disney'den öğrendik! Hem gerçeklik istesek gerçekten belgesel izleyebiliriz; RTÜK hala daha hayvanların özel hayatlarını anlatan belgesellere internette de olsalar el atmadı değil mi?

Bu gerçekliğin arkasındaki isim

Belgeselle kıyaslanabilecek kadar başarılı olan bu animasyonun arkasındaki baş animatör Arda Uysal ise çalıştığı gişe rekortmeni filmlere inat, gözlerden ırak, hakkında bilgi bulması zor ve hatta konuşturması da zor biri. Yani gerçek bir sanatçı.

Arda Uysal

'Where The Wild Things Are' filmi ile başladığı "büyük filmler" kariyerinin öncesinde ODTÜ'de Endüstri Tasarımı okumuş. Ardından Anadolu Üniversitesi'nde animasyon eğitimi almış. 1980 doğumlu ve bir kızı var. Şu an Kanada'da yaşıyor. Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 1, Spider-Man Eve Dönüş, Power Rangers, Güzel ve Çirkin, Guardians of The Galaxy, Maleficent çalıştığı filmlerden sadece bazıları! Üstelik yakın zamanda çıkacak bir dolu filmde de imzası var.

  • Endüstri tasarımı okumuşsunuz, sonrasında animasyon eğitimi almaya nasıl karar verdiniz?

Arda Uysal: Her zaman animasyona ilgim vardı. O yüzden üniversiteden sonra bu konuda eğitim aldım ve ardından Londra'ya taşındım. Bu sektördeki en büyük firmalardan biri olan MPC'de çalışmaya başladım. Şu anda da "lead animatör" olarak göreve devam ediyorum. 

  • Bizim en sevdiğimiz filmlerde imzanız var! Sizin çalışmaktan en keyif aldığınız film hangisiydi?

Arda Uysal: Sanırım gerçekten de Aslan Kral. Bu filmde hep birlikte çok eğlendik ve çok şey öğrendik. Eğlenceli olduğu kadar zorlu bir projeydi. Oscarlı süpervizörler ve yönetmenlerle çalışırken onları mutlu etmek hakikaten zor. Fakat bu sayede çok şey öğrendim ve bu nedenle de en çok mutlu olduğum proje bu diyebilirim.

  • Peki seyirci olarak izlemeyi en sevdiğiniz film diye sorsam?

Arda Uysal: Eskiden beri çok sevdiğim Disney filmleri var. Bu animasyonların 2 boyutlu orijinal hallerini çok seviyorum. Aslan Kral'ın orijinali de çok eğlenceli mesela. Fakat benim en sevdiğim film Nightmare Before Christmas. Çizimlerini Tim Burton'ın çizdiği, animasyonunu başkalarının yaptığı, müziklerinde Danny Elfman imzası olan harika bir film. Hem görsel hem işitsel olarak aradığım her şeyin birleştiği bir film. Ne zaman izlesem çok başarılı gelir bana. Stop motion animasyonu da çok sevdiğim için ayrı bir yeri var.

  • O zaman umarım bir gün Tim Burton'la da çalıştığınızı duyarız, kendisinin çok büyük hayranıyım!

Arda Uysal: Aslında çok yakınım çünkü MPC çok büyük bir firma. Aslan Kral ile birlikte yaptıkları büyük bir Tim Burton projesi vardı, Dumbo!

  • Doğru ya, aklımdan çıkmış tamamen. O halde bir dahaki röportajımızın Tim Burton ile birlikte olması için parmaklarımı çapraz yapıyorum! Peki Aslan Kral'ın yönetmeni Jon Favreau ile çalışmak nasıl? Gerçi birlikte ilk işiniz değil, Jungle Book (Orman Kitabı) filminde de çalışmıştınız. Birebir çalışma imkanınız oluyor mu?

Arda Uysal: Birebir çalışmasam da o konuşurken odada oluyorum. Daha çok süpervizörler ile direkt temasta bulunuyor. Vizyonunu anlattığı bir konuşmada bulundum ve gerçekten ne istediğini, istediği yere nasıl geleceğini çok iyi biliyor. Animatör olmasa bile verdiği bilgi o kadar iyi ki insan onunla ileriye gidebiliyor. Vizyonu da çok değişik, o vizyonu MPC'de epey uğraşarak yakalamaya çalıştık.

  • Klasik filmlerin son senelerde yeniden yapılması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Arda Uysal: Yönetmenler değişiyor ama hikayeler aynı. Yönetmen değiştiği için yöntem de değişiyor ve bunun getirdiği bazı farklılıklar da olabiliyor. Çok sevilen karakterleri büyük ekrana yeniden getirmek için bulunan bir çözüm bu. Ama en başta karakterler çok iyi tasarlanmış olduğu için biz de onların üzerinden ilerliyoruz.

  • Simba karakterini yeniden yaratırken nelere dikkat ettiniz?

Arda Uysal: Benim için en önemli şey hep referanslar. Yani gerçek hayatta aslan nasıl görünüyor? Bu çok önemli. O yüzden gerçek aslan resimlerine, hareketlerine çok dikkatli baktık. Belgeseller, filmler izledik. Aslan anatomisini ve hareketlerini anlamaya çalıştık. Diğer departmanlar "bunlar bilgisayarda nasıl yaratılır" sorusunun üstüne düştüler, biz de göstermek, anlatmak istediğimiz hikayeyi nasıl anlatırız diye düşündük…

  • Bu film ile animasyonda ciddi anlamda yeni bir noktaya ulaşıldı. Genel anlamda zaten animasyon ve efektler de artık akıl uçuklatıcı boyutlarda. VR ya da teknolojinin gelişmesi ile sinema sizce nasıl noktalara gidiyor?

Arda Uysal: Animasyon konusunda ciddi anlamda ilerledik. Gerek rendering (boyama) ya da animasyon olsun, gerçek aslan-ayı ya da ne gerekirse yaratıp konuşturabiliyoruz. Fantastik karakterleri de daha gerçekçi yapabiliyoruz artık. İleride her şey daha gerçekçi olabilir. Ama öte yandan hala daha sanatsal işleri talep eden bir kitle var. O nedenle yelpaze bu alanda giderek büyüyor. Sanırım gelecekte sanal gerçeklik türü işler daha çok artacak ve bu konuda avantajı olan firmalar ve işler piyasayı kapsamaya başladı. Sonuçta sanal gerçeklik doğru kullanıldığı sürece çok güçlü bir şey ve çok etkili olabilir. Ama tabii bunların hepsi spekülasyon şimdilik!

  • Nasıl çekildi bu film? Favreau'nun bilgisayar oyunu teknolojisi kullandığı, VR ile çekim yapıldığı anlatılıyor...

Arda Uysal: Technicolor'ın görsel prodüksiyon takımı, yönetmenlerle beraber çalışabilmek için yapılacak araçları ürettiler. Bir filmi 3 boyutta üretirken yönetmen ve sinematograf sanal gerçeklik içine girip filmi çektiler. Yani bir süre filmin birebir içindeydiler ve içinde yaşadıkları filmi kameralarla çekip dünyaya sondular. Kabaca ve kısaca böyle oldu!

  • Çocukluğumuzu şekillendiren filmlerde çalışmak ve hatta bu çalıştığınız filmleri çocuğunuzla izlemek nasıl bir duygu?

Arda Uysal: Çocuğum henüz 4 yaşında ve ona göre bütün filmler çok korkunç! Bir kere kızım Jungle Book'ta yaptığım bir sahneyi gördü ve neredeyse ağlıyordu ve daha çok küçük olduğuna karar verdik. Fakat ilgilenirse herhalde bu tür filmleri onunla izlemek çok eğlenceli bir süreç olabilir.

  • Animasyonla ilgilenen kişilere önerebileceğiniz bir şey var mı?

Arda Uysal: En önemlisi, hep devam etsinler, peşini bırakmasınlar. Çok ödüllerle dolu bir alan animasyon. Zorlukları var. Çok yüksek bir analiz ve gördüklerini anlayabilme yeteneği istiyor. Bu da yeterli değil, o görüp anladıklarını başka şekilde sentezleyip bir hikaye anlatmak işin aslı. Detaylara bakmak, detayları görmek, ilerledikçe daha daha detaylı bakabilmek önemli. Ve de doğayı anlamak, hikayeyi anlamak, karakterleri anlamak çok keyifli süreçler. Araştırmaya, öğrenmeye ve yapmaya devam etmek gerekli.

  • Gördüğüm kadarıyla müzikle de ilgilisiniz. Müzik videoları için animasyon yapmayı istiyor musunuz?

Arda Uysal: Animasyonla çok uğraşınca insan biraz başka şeyler arıyor ve müzik kreatif bir kaçış. İkisi de estetik üstüne işler olduğu ama farklı şekilde yorumlandığı için benim için çok eğlenceli. En güzel işler de ikisinin harmanlandığı işler.

  • Siz de bunu yaşıyorsunuz galiba, çok şanslısınız!

Arda Uysal: Evet, teşekkür ederim çok şanslıyım gerçekten.

  • Şu an hangi filmler üzerinde çalışıyorsunuz?

Arda Uysal: Çok fazla film üstünde aynı anda çalışıyoruz ama isim veremiyorum şu anda. Oldukça büyük filmler var diyebilirim. Kimisi yine yeniden yapımlar.

  • Son olarak, Türk sinemasında animasyon anlamında umut görüyor musunuz? Takip etme şansınız oluyor mu?

Arda Uysal: Türkiye'de bazı filmler o kadar güzel ve sevimli ki bazen şaşırtıyor beni. Çoğunluğu bağımsız filmler. Ama tabii animasyon veya görsel efektler çok büyük yatırımlar istiyor. Türkiye'de o kadar büyük bir sağlayıcı değil bu konuda. Ama bir endüstri de yok değil. Bu konuda çalışan arkadaşlarım var İstanbul'da. 1950'lerde yapılmış çok ilginç bir film var, adını şu an hatırlamıyorum. Yani ilgi var ama çok büyük bir piyasa olduğunu düşünmüyorum şu an. Ama bunun yanında baya büyük bir reklam endüstrisi var ve film de gördüğüm kadarıyla geliyor.

Türkiye'de UIP Türkiye aracılığı ile gösterime giren Aslan Kral filmi farklı versiyonlarıyla hala sinemalarda.

 

 


1994 yapımı film için Mark Henn, Simba karakterini çalışmıştı

Yazarın Diğer Yazıları

Oyun devam ediyor: 'Squid Game'in başrol oyuncuları Lee Jung-jae ve Wi Ha-jun, ikinci sezonda izleyicileri nelerin beklediğini anlattı

Netflix’in en popüler dizilerinden olan Squid Game, 26 Aralık’ta ikinci sezonu ile karşımızda olacak. Dizinin iki başrol oyuncusu Lee Jung-jae (Gi Hun yani Oyuncu 456) ve polis rolündeki Wi Ha-joon ile dizinin yeni sezon basın lansmanında online olarak bir araya geldik ve sorduk: Şimdi neler bekliyor bizi?

Melsa Ararat: Türkiye için umutlu, dünya için umutsuzum

"Kadın bakışının girdiği şirketlerde kârlılık oranı artıyor. Ama genel olarak şirketlerin özellikle çevresel sorumlulukları, sosyal sorumlulukları, yasal haklarına saygı, işten çıkartmaların azalması, yeniden yapılanmaların azalması, risklerin daha iyi yönetilmesi açısından baktığımızda bütün sektörlerde kadınların aynı olumlu etkiyi yarattığını ortalamada görüyoruz"

Bilge Kağan Etil: Beste yaparken içsel olarak duygu bütünlüğünü hissetmem gerekiyor

Red Bull 60 Seconds Solo'da yaylı tambur tercih eden Bilge Kağan Etil, bunun nedenini "Kendime yaylı tanbur almıştım kısa süre önce. Enstrüman bir nevi seçilmiş oldu" ifadeleriyle anlattı

"
"