16 Mayıs 2024

Greenpeace Türkiye, sakladığı Greenpeace İsrail ile ortaklığı sonlandırır mı?

20 bine yakın dergi abonesi Greenpeace Türkiye'nin İsrail ile ortak yapılanmasını bilmiyor...

Greenpeace (GP) Türkiye, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısına istinaden İsrail’in Filistin’de yürüttüğü ve soykırım boyutunda ilerleyen katliama dair 7 ay sonra ilk kez geçen hafta ateşkes çağrısı yaptı. Ancak GP Türkiye, aboneleri ve diğer takipçileriyle paylaşmasa da bu uluslararası çevre örgütünün koordinasyonunu yürüten merkezi GP International’ın kamusallaştırdığı bilgilere göre, GP Türkiye ile GP İsrail ortak bir yönetim kuruluna sahip ve öyle olmaya devam ediyor.

GP Türkiye’nin 7 Mayıs’ta internet sitesinde yer vermeden sosyal medyada “Ateşkes hemen şimdi” yazılı bir görselle paylaştığı açıklama şu ifadelerden oluşuyor:

“Greenpeace olarak ateşkes çağrısını yineliyoruz. Bu dehşet sona ermeli, sağduyu ve insanlık yeniden tesis edilmelidir. Bu acı savaşta daha fazla sivil öldürülmemeli veya zarar görmemelidir. “Tüm rehinelerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. İsrail Hükümeti’nden, #Gazze vatandaşlarına gıda, su, ilaç ve yakıt tedarikine yönelik ambargoları derhal sonlandırmasını istiyoruz. Yasa dışı olarak gözaltına alınan tüm sivillerin serbest bırakılmasını istiyoruz. “Şiddet asla çözüm değildir. Sivillerin çektiği acıların ve ekolojik yıkımın acilen sona erdirilmesi ihtiyacının ötesinde, tüm taraflar güvenlik, adalet ve eşit haklar üzerine inşa edilecek kalıcı bir barış için barışçıl müzakerelere yeniden başlamalıdır.”

460 bini aşkın takipçisinin olduğu Instagram’da GP Türkiye’nin bu açıklaması 3 bine yakın beğeni alsa da, kurumun yaşananları “savaş” olarak tarif ederek karşılıklı eşit güç kullanımı algısı yaratması ve ateşkes imkânını ortadan kaldıran tarafın İsrail devleti olduğunu görmemesi nedeniyle eleştirildi. Engellenmeyen yorumlar arasında yer almasa da açıklamada dikkat çeken bir diğer nokta da başvurulan “yineliyoruz” ifadesi.

Greenpeace’in farklı ülke ve bölgelerdeki örgütlenmeleri belli bir özerkliğe sahip ve buna dayanarak bazı ofisleri katliamın durması için çağrı yaparken bazıları sessiz kalıyor. Örneğin, GP İngiltere katliamın durmasının yanı sıra silah satışının durması için hükümetlerine çağrı yaparken Greenpeace İsrail sitesinin sol alt köşesinde bir saat yansıtıyor; üstünde “Yüzlercesi Hamas tarafından tutsak tutuluyor”, altında “Onları hemen eve getirin” yazan bu sayaç İsrailli rehineler alınanı kaç gün, saat, dakika ve saniye geçtiğini gösteriyor. Bu çeşitlilik içinde kurumun Amsterdam’daki merkezini temsil eden GP International farklı zamanlarda Filistin’deki şiddete karşı barış çağrısı yaptı. GP Türkiye’nin, özel olarak konuya ilişkin bir açıklamada bulunmamışken, 7 Mayıs Salı günü “yineliyoruz” diyerek paylaşım yapmasına neden olan da yüksek olasılıkla eksik ve olgusal hataya neden olacak çevirisine dikkat etmeksizin paylaştıkları, GP International’ın aynı tarihi taşıyan açıklaması.

Açıklama neden 7 ay sonra geldi?

1 Mayıs 2024’te, aralarında Greenpeace Akdeniz’in de bulunduğu çevre ve iklim hareketinden 14 sivil toplum örgütü “Adil dönüşüm talep ediyoruz” diyerek ortak bir mesaj yayınladı. Açık Radyo’nun haber programı olan Açık Gazete’nin Ömer Madra ile birlikte sunucusu olan Özdeş Özbay, 3 Mayıs Cuma günü yaptıkları yayında, bu mesaj metninde 7 Ekim’den itibaren Gazze’de olanlara yer verilmemesini eleştirdi. İsveçli aktivist Greta Thunberg’in “İşgal altında iklim adaleti olmaz” tutumunu hatırlatan Özbay, bildiriye imza atan kuruluşların, özellikle de GP Akdeniz’in bu konuda açıklaması varsa paylaşmalarını istedi.

Greenpeace Akdeniz hangi ülkelerden oluşuyor ve nasıl yönetiliyor?

GP Akdeniz (Greenpeace Mediterranean), Greenpeace’in bölge ofislerinden biri; ofis niteliği taşımayan GP Türkiye de bu çatıya bağlı faaliyet gösteriyor. Dünya çapında 55’ten fazla ülkede etkin olan Greenpeace, güncel olarak 25 ulusal ve bölgesel ofis üzerinden çalışıyor. 1995’te Malta merkezli kurulan GP Akdeniz ofisinin altında bugün hangi ülkelerin bulunduğu GP Akdeniz Türkiye sitesinde paylaşılmıyor, kurumun Türkiye’deki takipçileri tarafından da bilinmiyor. Ancak GP International’da paylaşılan bilgilere göre, eskiden Lübnan’ın da içinde bulunduğu bu çatı, Orta Doğu’da bulunan ülkelerin Greenpeace MENA çatısı altında toplanmaları ardından bir süredir sadece İsrail ve Türkiye’den ibaret bir yapılanma olarak devam ediyor.

Bu iki kurumun altında faaliyet gösterdiği Greenpeace Akdeniz Vakfı’nın Malta merkezli olmaya devam eden tek tüzel kişiliği var ve Greenpeace yapılanmasına göre, bu tüzel kişilik veya başka durumlarda kişiliklerden oluşan her ülke veya bölge ofisinin kendi yönetim kurulu ve direktörü var. 2020’de GP Akdeniz Direktörlüğü için açılan bir iş alanına göre, İsrail ve Türkiye’deki takımlara liderlik etmek, örgütlenme stratejisi ve finansal sürdürülebilirlik için çalışmakla yükümlü olan direktörün İsrail ve Türkiye arasındaki siyasi ilişkilere de hakim olması isteniyor. Bu sistem içinde GP Türkiye ile GP İsrail’in ortak bir yönetim kurulu olduğu için GP Türkiye’nin yaptığı ateşkes çağrısı da ayrı bir önem taşıyor.

Greenpeace Akdeniz dergisi aboneleri haberdar mı?

Bağımsızlık adına prensip olarak “şirket veya hükümetlerden destek kabul etmeme”yi ve bireysel destekçileri sayesinde kendini finanse etmeyi savunan Greenpeace’in temel gelir kaynağı, dergi abonelikleri. GP Türkiye’nin sitesinde “Sıkça Sorulan Sorular” sekmesinde yer alan -ve güncelliği kesin olmayan- bilgilere göre, GP Akdeniz adı altında Türkçe çıkan ve ücreti 250 TL olarak belirlenen aylık dergi 20 bin aboneye sahip. Ancak GP Türkiye, kurumun değerleri arasında gösterilen şeffaflık ilkesine rağmen, başta dergi aboneleri olmak üzere takipçilerini GP İsrail ile ortak yapılanması konusunda bilgilendirmiyor. Aynı zamanda, ateşkes çağrısını uluslararası olarak da yaygınlaştırma kaygısı duymadıklarını düşündürecek şekilde metnin İngilizcesini dolaşıma sokmuyor.

Filistin için İsrail’e karşı yürütülen Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar Hareketi’nin (Boycott, Divestment and Sanctions, BDS) güncel bir yansıması olarak, üniversitelerinin İsrail’le ilişkili yapılarla bağını koparması talebiyle ses çıkardıkları için başta öğrenciler olmak üzere 2800’den fazla kişi gözaltına alındı veya tutuklandı. 17 Nisan’da Columbia Üniversitesi’nin kampüsünde başlayan hareket kazanımlarla ve yayılarak devam ederken GP Türkiye de yaptığı çağrının gerektirdiği gibi GP İsrail ile ilişkisini gözden geçirebilir ve bu yönde gerekli kurumsal adımları şeffaflık prensibine uygun bir şekilde atabilir. Aksi halde, yukarıda bahsi geçen arka plan nedeniyle, GP Türkiye “Ateşkes hemen şimdi” çağrısının içini boşaltacak.

Hazal Özvarış kimdir?

Hazal Özvarış 1986 İstanbul doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

T24 internet gazetesinde editör olarak başladığı gazeteciliğe, haftalık söyleşilerle devam etti, yazı işleri müdürlüğü yaptı. Bağımsız Gazetecilik Platformu P24'ün kurucu üyeleri arasında yer aldı.

İsveç Enstitüsü bursiyeri olarak yüksek lisansını Göteborg Üniversitesi'nde siyaset bilimi alanında tamamladıktan sonra Anadolu Kültür'de çalışmaya başladı ve Adalet Atlası podcast projesinin yürütücülüğünü yaptı.

Projeyle aynı ismi taşıyan ve İletişim Yayınları'dan 2023'te çıkan Adalet Atlası'nın yanı sıra T24'te yaptığı medya söyleşilerini kapsayan Kayıp Medyanın İzinde: 2012-2018 adlı bir kitabı (P24 Medya Kitaplığı, 2018) yayımlandı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

"Greenpeace Türkiye, soykırıma ses çıkarmayarak iklim adaletinin içini boşaltıyor"

Greenpeace Türkiye/Akdeniz'in eski direktörü Ersin Tek anlatıyor: Dergi abonelerinden Greenpeace İsrail ile birlikteliği saklamamız doğru değildi… Greenpeace Türkiye soykırıma sessiz kalan İsrail ofisi ile ortaklığını sonlandırmalı

Cumartesi Anneleri 1000 haftadır nöbette, yakınları nerede; Türkiye'deki 348 toplu mezar nasıl keşfedildi, nasıl göz ardı ediliyor?

İHD'den avukat Rehşan Bataray Saman anlatıyor: Son kayıtlara göre, toplu mezar sayısı 348, kişi sayısı 4 bin 201. Açılan mezar sayısı 45, mezardan çıkarılan kişi sayısı 281...

Talat Paşa cinayeti davasından bugüne; 1915’in hayaletleri mahkemelere nasıl girdi?

Akademisyen Başak Ertür, 'Gösteriler ve Hayaletler: Siyasi Davaları Performatif Kuramla Okumak' adlı kitabından yola çıkarak anlatıyor