Ağa ile maraba arasındaki pislik yeme hikayesini bilirsiniz. Ayrıntılarına girmeden kısaca özetleyeyim. Ağa, hayvan pisliği yemesi karşılığında bindikleri at arabasını marabaya satar. Köye dönerken sonra da pişman olup yol üzerindeki kurumuş pisliği yiyerek at arabasını geri alır. Günün sonunda maraba ağasına dönerek “Peki ağam ne değişti? Neticede araba sen de kalacaktı da, biz bu b.ku niye yedik?” diye sorar.
Gazze savaşının kazananı yok
Gazze savaşı da bir parça ağa ile marabası arasındaki hikâyeye benziyor. Hamas’ın İsrail’e yönelik 7 Ekim’de gerçekleştirdiği terör eylemi karşısında İsrail’in soykırım boyutuna varan saldırılarıyla başlayan Gazze Savaşında 1 yıl 3 ay 12 gün sonra imzalanan ateşkes anlaşmasıyla silahlar sustu. Taraflar ateş kes anlaşmasına uyacak mı? Hamas’ın elindeki rehinelerin ve İsrail’de tutuklu Filistinlilerin takas süreci sona erdiğinde yeniden savaş başlar mı? Şimdi merak edilenler bunlar.
Gazze savaşı geride çok ağır bir bilanço bıraktı. Ekranlarda sevinç gösterilerine tanık olduğumuz Filistinlilerin kaybı büyük. Can kaybının 50 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. İsrail Gazze’de taş üzerinde taş bırakmamış. Yüzbinlerce Filistinli evlerini barklarını terk etmek zorunda kaldı.
İsrail’in savaşı başlattığında iki amacı vardı. Birincisi İsrailli rehineleri kurtararak sağ salim evlerine dönmelerini sağlamak, ikincisi ise Hamas’ı bir daha kendisine tehdit teşkil edemeyecek şekilde bitirmek. İsrail her iki amacına da erişebilmiş değil. Üstelik bu süre içerisinde dünya kamuoylarında ağır bir prestij kaybına uğradı. Filistin’i tanıyan ülkelerin sayısı arttı. Başbakanları Netanyahu Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklanması için arananlar listesine girdi.
MOSSAD ne işe yaradı?
İsrail’in ünlü istihbarat teşkilatı MOSSAD’ın işlerine akıl sır ermiyor. Bir yandan Hamas’ın siyasi kanadının lideri Haniye’yi tereyağından kıl çeker gibi ince bir operasyonla bir başka ülke topraklarında katledebiliyor. Hizbullah’ın lideri Nasrallah’ı yerin yedi kat dibinde tespit edip öldürebiliyor. Diğer yandan 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail topraklarına girerek 1200 kişiyi öldürüp 252 kişiyi rehin aldığı büyük çaplı bir terör eylemini nasıl olup da önceden haber alamıyor. Gazze’de girilmedik ev, kazılmadık tünel bırakmamasına karşın tek bir rehineye ulaşamıyor.
Atatürk ne güzel söylemiş: “Zorunlu olmadıkça savaş cinayettir”
Trump hızlı başladı
Allah’ın Amerikan halkına bir lütfu olarak seçim kampanyası sırasında uğradığı suikast girişiminden kurtulan Başkan Trump, 20 Ocak’ta yemin ederek koltuğu selefi Biden’dan devraldı. Amerika’nın “altın çağı” başladı. Yemin töreninde, Trump’ı izlemek, söylediklerini dinlemek kadar eğlenceliydi. Gözleri bazen yerlerinden çıkacak gibi fıldır fıldır, bazen de uyuya kalmış gibi kapalı. Kendine özgü bir konuşma stili var. Dudaklarını yuvarlayarak tiz bir ses tonuyla konuşuyor. Eli kolu devamlı hareket halinde. Ya birinin sırtını okşuyor veya omzunu sıvazlıyor ya da birilerinin elini sıkıyor. Eli dursa ayağı durmuyor derler ya, tam da o cinsten yaramaz bir çocuk gibi.
Ama yiğidi öldürüp hakkını vermek lazım. Kendisi iktidara gelmeden, Gazze’ye ateşkesi getirdi. “Ben görevi devralmadan rehineleri serbest bırakın, yoksa Orta Doğu’yu cehenneme çeviririm” tehdidi, beş aydır masada olan ateş kes metninin hiç değiştirilmeden imzalanması için yetti. Gerek Biden gerek Trump Gazze’deki ateş kesi sahiplenmek için adeta yarış içerisine girdiler. Biden başkanlığının son gününde sırf bu amaçla düzenlediği anlaşılan basın toplantısında anlaşmanın kendi eseri olduğunu iddia etti. Ama Netanyahu’ya sözünü geçirenin Trump olduğunu dünya alem biliyor.
Trump’ın ilk icraatları
Trump işe jet hızıyla başladı. Yemin töreninden sonra seçim vaatlerine ilişkin 100 civarında kararnameye imza attı. İlk iş olarak 5 yıl önce kongre baskınına katılan 78 taraftarını afetti. Yasa dışı göçle mücadele için ülkenin güneyinde olağanüstü hâl ilan etti. Bölgeye ilave ordu birlikleri gönderilmesi talimatını verdi. ABD’yi Paris İklim Antlaşmasından çıkardı. Yabancıların Amerika’da dünyaya gelen çocuklarının doğum yeri itibariyle otomatik olarak Amerikan vatandaşlığı kazanması uygulamasına son verileceğini açıkladı. ABD kuvvetler ayrılığı ilkesi için örnek gösterilen bir ülke. Trump’ın imzaladığı kararnamelerden bir kısmının kongreden geçmemesi muhtemel. Bazıları da yüksek mahkemeden dönebilir.
Trump, Amerikan askerlerini Suriye’den çekip YPG/PYD terör örgütüne verdiği desteği sona erdirip erdirmeyeceğine ilişkin henüz renk vermiyor. Ama medyada fazla yer bulmasa da, Türkiye’yi İstanbul Sözleşmesinden çıkaranları ziyadesiyle memnun edecek bir başka karar açıkladı. Yemin töreninden sonra yaptığı konuşmada bundan böyle Amerika’da “erkek” ve “kadın” olmak üzere, sadece iki cinsiyetin kabul edileceğini ilan ederek içerisinde bulunduğumuz Aile yılı kutlamalarına okyanus ötesinden bir selam gönderdi.
Trump ve Rusya-Ukrayna savaşı
Trump’ın dış politikada uygulayacağı taktik belli olmaya başlıyor. Savaşa başvurmadan tehdit yoluyla ikna etmek. İki gün önce de yanından ayırmadığı kadim dostu Elan Musk’ın X’i üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Putin’e kısa süre içinde savaşı sona erdirmediği takdirde Rus mallarına gümrük tarifelerini yükseltmek, Rusya’ya yaptırım uygulamak tehdidinde bulundu. Kısacası “Sözümü dinlemezsen, ekonomini mahvederim” dedi. Bu taktik Türkiye ve Gazze örneklerinde iş görmüştü. Ama bu kere karşısında Putin var.
Peki bu taktik tutmazsa ne olur? Trump bu,” delidir, ne yapsa yeridir.”
Hasan Göğüş kimdir?
Hasan Göğüş, 1953 yılında Gaziantep'te doğdu. 1976'da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.
Diplomatik kariyerine 28 Nisan 1977'de başladı. Yurtdışında sırasıyla Yeni Delhi Büyükelçiliği'nde ikinci kâtip, BM Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği'nde başkâtip, Londra Büyükelçiliği'nde müsteşar, AGİT'te Daimi Temsilci Yardımcısı olarak çalıştı.
Dışişleri Bakanlığı merkezde; Müşterek Güvenlik İşleri, Savunma Anlaşmaları ve Uygulama dairelerinde ikinci kâtiplik, müsteşar özel kalem müdürlüğü, Bağımsız Devletler Topluluğu Genel Müdürlüğü'nde Orta Asya Daire Başkanlığı, AGİT Silahların Kontrolü ve Silahsızlanma Genel Müdür Yardımcılığı, Çok Taraflı Siyasi İşler Genel Müdürlüğü ve Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleriyle ikili ilişkilerden sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Merkezdeki son görevi sırasında Türkiye-Hollanda ilişkilerine katkılarından dolayı Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından "Oranje- Nassau" nişanı ile ödüllendirildi.
Büyükelçi olarak Türkiye'yi sırasıyla Yeni Delhi, Atina, Viyana ve Lizbon'da temsil etti. 23 Ekim 2018'de Dışişleri Bakanlığı'ndan emekliye ayrılan Hasan Göğüş, Uluslararası Kalkınma Hukuku Örgütü Danışma Kurulu ve Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliklerini sürdürüyor, T24'te dış politika konusunda yazılar yazıyor.
Hasan Göğüş'ün ayrıca 42 yıllık meslek anılarını derlediği, Doğan Kitap'tan yayımlanmış "Zor Başkentlerde Diplomasi" ve köşe yazılarını topladığı İdeal Kitap'tan yayımlanmış "Diplomasi Yazıları" isimli iki kitabı bulunmaktadır.
|