Kıbrıs görüşmeleri maratonunun son turu, yeni adıyla, “Genişletilmiş Formatta Gayri Resmi Toplantı”, 17-18 Mart tarihlerinde Cenevre’de yapıldı. Hadi katılımcı tarafların sayısındaki artış nedeniyle “genişletilmiş” denmesini anladık da, koca Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin, iki cumhurbaşkanı ve iki bakanın uluslararası ilişkilerin bu kadar civcivli olduğu bir dönemde, işlerini güçlerini bırakıp Cenevre’de buluşmalarının “gayri resmi” olarak nitelendirilmesini anlamak pek kolay değil. Herhalde işin başından “Biz buraya kerhen havanda su dövmeye geldik, fazla ciddiye almayın” mesajı verilmek istenilmiş olmalı. Nitekim gerek Kıbrıs Rum gerek Türk tarafının görüşmelerin başlamasından önce yaptıkları açıklamalar derin görüş ayrılıklarının el’an devam ettiğini gösteriyor. KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, İsviçre’ye hareketinden önce basına verdiği demeçte, Cenevre’deki hedeflerinin artık tükenmiş, iki tarafın rızasını yansıtmayan federasyon temelinde bir çözüm aramanın beyhude olduğunu yineleyerek, bu çerçevede daha fazla zaman geçirilmemesi gerektiğini, Cenevre’de, müzakerelere başlamak için ortak zemin olmadığının altını çizeceklerini belirtti. Rum Hükümeti Sözcüsü Konstantinos Letimbotis ise Rum tarafının uluslararası toplum, BM ve Güvenlik Konseyi tarafından defalarca belirlenen, üzerinde uzlaşılmış, siyasi eşitliğe, iki toplumlu, iki kesimli federasyon çözümüne bağlı kalmayı sürdürdüğünü söyledi.
Genişletilmiş formattaki gayri resmi görüşmeler, 17 Mart akşamı BMGS Gutteres’in İntercontinental Oteli’nde verdiği çalışma yemeği ile başladı. Ertesi sabah Genel Sekreter aynı otelde heyetlerle ayrı ayrı görüşerek mekik diplomasisi yürüttü. Daha sonra Birleşmiş Milletler’in Cenevre’deki Merkezi “Palais des Nations”da heyetler arası görüşmelere geçildi.1+6 formatında gerçekleşen görüşmeler yaklaşık üç saat sürdü. Crans Monta’da sekiz yıl önce düzenlenen son Kıbrıs görüşmelerine katılanlardan masada sadece tek bir kişi vardı, o da dışişleri bakanı olarak Crans Montana’da masayı devirenlerden GKRY Cumhurbaşkanı Christodoulides.
Cenevre’de ne oldu?
Cenevre’de 60 yıllık Kıbrıs sorununun üç saatlik görüşmelerle çözümlenmesi beklenmiyordu. Öyle de oldu. BMGS Gutteres basına yaptığı açıklamada görüşmelerin yapıcı bir havada cereyan ettiğini, Tatar ve Christodoulides’in Ada’da dört yeni geçiş noktası açılması, mayınların temizlenmesi, askeri şehitliklerin restorasyonu, gençlik konusunda teknik bir komite kurulması ,ara bölgede güneş enerjisi üretilmesi alanlarında işbirliği yapılması için güven artırıcı önlemler üzerinde çalışılmasına mutabık kaldıklarını belirtti. Aslında bu önlemlerin önemli bir bölümü geçtiğimiz ay Christodoulides tarafından Tatar’a sunulan sekiz maddelik öneri paketinde de yer alıyor.
Cenevre Toplantısı’nın belki de dişe dokunur tek sonucu önümüzdeki Temmuz ayı sonlarında aynı formatta yeni bir toplantı yapılmasına ve BMGS’nin yeni bir kişisel temsilci atamasına ilişkin varılan mutabakat oldu.Bu şekilde diyalog sürecinin canlı tutulması sağlanmış oluyor.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın Ankara Kent Konseyindeki konferansı
KKTC’nin eski Başbakanlarından ve Ana Muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin(CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, geçtiğimiz hafta Ankara Kent Konseyi’nin “Söz Onda” konferanslar serisi çerçevesinde önemli bir konuşma yaptı. Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin CTP’nin görüşlerini açıkladığı konuşmasında Erhürman, Kıbrıs’taki mevcut durumdan Christodoulis’in memnun ve rahat olduğunu, GKRY’nin uluslararası alanda Kıbrıs’ın meşru hükümeti olarak tanındığını, Ercan havaalanı uluslararası uçuşlara kapalı tutulurken, Larnaka’dan Güney’e turist akını yaşandığını, İsrail’e ve Fransa’ya Baf’taki havaalanından yararlanma imtiyazı vererek Türkiye’ye karşı güvenlik açığını kapatmaya çalıştığını, avronun 40 liraya ulaşmasıyla Kıbrıs Türk halkının Kuzeye göre daha ucuz hale gelen Güney’den alış veriş yapmaya başladığını söyledi.
Erhürman sözlerine devamla Güney’de bulunan hydro karbon kaynaklarının Baf’ta dünyaya gelmiş bir Kıbrıs Türkü olarak anasının ak sütü gibi kendisine de helal olduğunu, Baf’ta bulunacak tarihi bir eser üzerindeki anadan babadan gelen hakkını söke söke almanın çocuklarına karşı bir sorumluluğunu teşkil ettiğini, Kıbrıs’taki nihai çözümün hydro karbon, deniz yetki alanlarının sınırlandırılması, enerji, güvenlik ve ticaret yolları alanlarında GKRY’nin tek başına karar vermesine engel olması gerektiğini dile getirdi.
KKTC ekonomisinin en önemli gelir kaynağı üniversiteler
KKTC ekonomisi, Türkiye’den aldığı desteğin yanı sıra, büyük ölçüde KKTC’deki Üniversitelerden elde ettiği gelirlere, biraz da turizme dayanır. Erhürman’ın verdiği bilgilere göre, GKRY Hükümeti yakınlarda aldığı bir kararla, ABD ve AB’deki kaliteli üniversitelere kapılarını açarak, “Gelin, burada şube açın” çağrısında bulunmuş. Bu çağrıyı kabul edecek Üniversitelere, tabii ki birtakım kolaylıklar da sağlanacaktır. Büyükelçilik yaptığım ülkelerde Rumlar’ın KKTC’deki Üniversitelerin uluslararası tanıtım fuarlarına katılmalarını önlemek için nasıl uğraş verdiklerine bizzat şahit olmuştum. Şimdi İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun ahiren aldığı diploma kararı, Rumların KKTC’deki Üniversiteler aleyhine yürüttükleri kampanyada bilerek veya bilmeyerek ellerine bulunmaz bir koz vermiş oldu. Korkarım Kıbrıslı Rumlar bu kozu tepe tepe kullanacaklardır.
Ne demişler: “Akrep etmez, akrabanın akrabaya ettiğini”
Hasan Göğüş kimdir?
Hasan Göğüş, 1953 yılında Gaziantep’te doğdu. 1976 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu.
1977’de Dışişleri Bakanlığı’na girerek diplomatik kariyerine başladı. Yurt dışında sırasıyla Yeni Delhi Büyükelçiliği’nde ikinci kâtip, Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi Türkiye Daimî Temsilciliği’nde başkatip, Londra Büyükelçiliği’nde müsteşar, Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı (AGİT) Türkiye Daimî Temsilciliği’nde Daimî Temsilci Yardımcısı olarak çalıştı.
Dışişleri Bakanlığı merkez teşkilatında Müşterek Güvenlik İşleri, Savunma Anlaşmaları ve Uygulama dairelerinde ikinci katiplik, Müsteşar Özel Kalem Müdürlüğü, Bağımsız Devletler Topluluğu Genel Müdürlüğünde Orta Asya Daire Başkanlığı, Silahların Kontrolü ve Silahsızlanma Genel Müdür Yardımcılığı, Çok Taraflı Siyasi İşler Genel Müdürlüğü, Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleriyle İkili İlişkilerden Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Merkezdeki son görevi sırasında Türkiye-Hollanda ilişkilerine katkılarından dolayı Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından “Oranje Nassau” nişanı ile ödüllendirildi.
Büyükelçi sıfatıyla Türkiye’yi sırasıyla Hindistan (Nepal, Sri Lanka ve Maldivler’e akredite olarak) Yunanistan, Avusturya ve Portekiz’de temsil etti. 2018 yılında Dışişleri Bakanlığı’ndan emekliye ayrılan Hasan Göğüş, halen merkezi Roma’da bulunan Uluslararası Kalkınma Hukuku Örgütü Danışma Konseyi Başkanı ve Okan Üniversitesi Mütevelli heyeti üyesi olarak görev yapıyor. 2021 yılı başından bu yana da T24’te dış politika konusunda köşe yazıları yazıyor.
Hasan Göğüş’ün ayrıca 42 yıllık meslek anılarını derlediği Doğan kitap’tan yayınlanmış, “Zor Başkentlerde Diplomasi” ve İdeal Kitap’tan çıkan “Diplomasi Yazıları” isimli iki kitabı bulunmaktadır.
|