Halk TV'deki görüntüler...
Dehşet içindeyim.
Levent Gültekin'e saldırı...
Önce etrafını sarıyorlar.
Yumruk faslı başlıyor.
Sevgili Levent yere düşüyor.
Bu sefer tekmeliyorlar.
Tam bir barbarlık, vahşet.
Lanet olsun!
Ne yapmış Levent Gültekin?
Eleştirmiş.
Kimi?
İktidarda kalmak için
ülkeyi kutuplaştıranları,
toplumu cepheleştirenleri eleştirmiş...
Farklılıklardan korkmayın, farklı olanı
şeytanlaştırmayın demiş...
İfade özgürlüğü olmadan
toplumda barış ve huzur olamayacağını
savunmuş...
Fikirlerimi beğenmeyebilirsiniz,
ama dinleyin,
siz de fikrinizi söyleyin,
barış ve demokrasi
ancak böyle kapımızı çalar demiş...
Ancak böylece aynı çatı altında
hep birlikte barış içinde yaşarız demiş...
Levent Gültekin her konuşmasında,
her yazısında bunları savunmuş...
Ama hayır, ille de bizim düdüğümüz ötecek,
farklı ses çıkmayacak diyen
iktidardaki despot takımı
düğmeye basmış,
hempalarını sokağa salmış...
1930'lar Hitler Almanyası'ndan
manzaralar sanki...
Kahverengi gömlekliler ellerinde
uzun tahta sopalar farklılıklara
dehşet saçıyorlar.
Sevgili Levent yumruklanıyor,
tekmeleniyor, yerde sürükleniyor.
Lanet olsun!
Fikrini beğenme hain ilan et,
terörist ilan et,
darbeci ilan et,
yetmedi sokakta dövdür,
yetmedi hapse attır,
sonra da utanmadan sıkılmadan
"reform" ilan et,
"insan hakları eylem planı"
ilan et!
Hadi ordan başka kapıya!
Bütün bu yaptıkların yalan dolan.
Ama şunu iyi bilin:
Bizi yalanda yaşatamazsınız!
Türkiye bu sınırı çoktan geçti.
Tiranlık bu topraklarda özgürlüğü
ilelebet ezemez.
Karanlıkta yakılan mum ışıkları
hiç eksik olmayacak bu ülkede,
olmuyor da...
Her geçen gün karanlığı delip geçecek
mum ışıkları bu ülkede çoğalacak,
çoğalıyor da...
Halk TV'de dün akşam o rezil saldırı videosunu izlerken,
aynı zamanda saldırıyı lanetleyen,
yorumlayan yürekli seslere kulak veriyorum.
TELE1'de "faşist saldırı" diye barbarlığın
adını koyan yorumlar dinliyorum.
Taksim'den, Sıraselviler'den gelen
8 Mart Kadınlar Yürüyüşü'nün
görüntüleri içimi ısıtıyor.
T24'te bakıyorum, sevgili Aydın Engin
yazısını yetiştirmiş bile:
Ödlek erkekler iktidarı...
Kılıçdaroğlu'nun sesi
karanlığı aydınlatıyor:
Gazeteciye kalkan her el
demokrasiye kalkmıştır!
Yazın bir kenara:
Tiranlık bu topraklarda
özgürlüğü ilelebet ezemez,
ezemeyecek.