28 Kasım 2024

Dostluklar insanı ayakta tutar!

Benim de böyle bir dostum var, Şahin Alpay. İyi ki varsın kardeşim, iyi ki BİR HİKAYEM VAR'ı yazdın

Dostluklar insanı ayakta tutar, besler.
Benim de böyle bir dostum var,
Şahin Alpay.
Çok uzun yılların ötesinden gelen
bir dost...
İyi ki var!
Yeni kitabı çıktı:

Bir Hikayem Var (*)

Sayfaların arasında dolaşırken
sık sık dalıyorum.
Yaşlı hatıralar beni tutsak alıyor.
Sevgili Şahin'in ne kadar dürüst,
ne kadar titiz olduğunu,
ve kendi kendini
özeleştiri süzgecinden geçirirken,
ne kadar samimi bir insan olduğunu
bir kez daha anlıyorum.
Sohbetlerimizde ara sıra bana
İngilizce, "Nobody's perfect"
der Şahin. Türkçe, "kimse mükemmel
değildir" anlamına gelen bir söz...
Hayat bunu bize öğretmişti.
Hepimizin günahları da
vardı, sevapları da,
artıları da, eksileri de...
Hiç birimiz öyle masum değildik!
Ayrıca, gerçeğin bir değil,
bin yüzlü olduğunu
yine hayatın içinden öğrenmiştik.
Kitabı bir solukta okurken
içimi acıtan bir şey oldu:

 Hayal kırıklıkları...

Ne çok hayal kırıklığı yaşamışız hayatta.
Beklediğimiz yarınlar
neredeyse hiç gelmemiş...
Bu açıdan Cumhuriyet'teki
zamanlarımızı da kitabında
epeyce dokunaklı anlatmış Şahin...
BİR HİKAYEM VAR'ı okurken
Stefan Zweig'ın 1930'lardaki
o sözü sık sık aklıma takıldı:

Günün birinde adaletin
kaba gücü yeneceğine
ve barış dolu yepyeni bir dünyanın
doğacağına inanan insanlar
bu inançlarını yitirmedi mi?
Bizler;
o kadar çok hayal kırıklığı yaşadık ki,
heyecan ve coşkuyla
yeni bir geleceği ümit edemiyoruz.

Öyle ama sevgili Şahin,
bugün yine de
demokrasi ve özgürlük
bayrağı elimizde.
Çok eski zamanlarda hiç sevmediğimiz
"Batı demokrasisi"ne bugün de
sahip çıkıyoruz.
Nerelerden geçip geldik bugünlere,
senin hikayen bu gerçeği
ne kadar güzel anlatıyor.
Bir da Fatma'na olan
ve hiç bitmeyen
o büyük aşkın var kitapta...

Yıl 1967, Mülkiye mezuniyet balosunda
Şahin Fatma'sıyla...

Ve Filistin'deki gerillacılık zamanlarından
sonra İsveç'e kaçarken
Fatma'na gönderdiğin o mesaj: 

Sevgilim, ben ettim, sen etme;
affet...
Devrimciliği bırakıyorum.
Kızımla birlikte yanıma gelmeni
istiyorum. Bir daha seni
asla asla terk etmeyecek,
asla asla üzmeyeceğim...

Stokholm'deyken sana Cengiz Çandar'ın,
Cengo'nun 1973 yılı ekim ayında
Paris'ten yazdığı bir mektup da var:

Azizim, bir iki kitap,
beş on grev,
on onbeş nümayiş hop geldik
silahlı mücadelenin eşiğine!
Şu Türkiye devrimci hareketi
tam görmemişin oğlu olmuş misaliydi,        
vallahi şimdi bakınca...

Evet, yıllar böyle geçip gitti,
hayal kırıklıklarımızla...
Hayatın bizden yana zamanlarını
pek yaşayamadık.
Ama bak, 80'li yaşlara geldik,
elimizde hala
demokrasi bayrağı var.
Ne mutlu bize.
İyi ki varsın Şahin kardeşim,
kendine iyi bak.

-------------------------------------------------------

* Şahin Alpay, BİR HİKAYEM VAR,

   Anılar, Birinci Kitap,

   lejantkitap.

--------------------------------------------     

Hasan Cemal kimdir?

Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara'da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986'da Sedat Simavi Ödülü'nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 

1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 

28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. 

Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013'ten beri T24'te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. 

Bir dönem Bilgi Üniversitesi'nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal'in yayımlanmış 14 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: 

Tank Sesiyle Uyanmak (1986)

Demokrasi Korkusu (1986)

Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) 

Özal Hikâyesi (1989)

Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999)

Kürtler (2003)

Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005)

Türkiye'nin Asker Sorunu (2010)

Barışa Emanet Olun (2011)

1915: Ermeni Soykırımı (2012)

Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014)

Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014)

- Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018)

- Zamane Diktatörleri (2024)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

Türklerin de, Kürtlerin de ortak çıkarı gerçek barış ve demokrasidir

Yeterince kan ve gözyaşı akmıştır, daha çok acı çekilmesin, ama... Bu AMA üzerinde düşünmek lazım, geçmiş tecrübeler bunu gerektiriyor

Eyy Erdoğan, öylesine adaletsiz, hak ve hukuksuz bir dünya yaratıyorsun ki!

Eyy Erdoğan, yaratmakta olduğun bu dünyanın altında kalacaksın, seçim sandığında kaybolup gideceksin, az kaldı!

"
"