30 Mayıs 2024

Türkiye, NATO saflarında Rusya ile savaşacak mı?

Rusya-Ukrayna Savaşı ABD seçimlerine kadar daha da şiddetlenecek. Bu arada yakın zamanda bunun bir NATO-Rusya çatışmasına dönmesi ihtimali güçleniyor

Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna ile barış yapılabileceği yolunda sinyaller verdi. Hangi şartlarda?

İşgal ettikleri topraklar Rusya'da kalacak, yani Ukrayna'nın yüzde 18'inden fazlası.

Bu Moskova için bir zafer sayılır mı? Sayılır.

Peki, Putin için yeterli mi? Sanmam.

Bildiğim kadarıyla Kremlin'de "Ukrayna ile barış anlaşması" meselesi fazla önemsenmiyor. Orada önemsenen "Batı ile kapsamlı bir anlaşma".

Yani?

Yani Kremlin, ABD ve NATO'ya şöyle demek istiyor:

"Bakın, bundan sonra Rusya'yı kuşatma harekâtınızı sınırlandıracaksınız, eski Sovyet coğrafyasından uzak duracaksınız, Ukrayna ve diğer komşularımızın NATO'ya üye yapılması sürecinde frene basacaksınız." Ve belki başka talepleri de var.

Batı bu talepleri kabul eder mi? Etmez.

O zaman barış ihtimali zayıf.

Ama şu veya bu şekilde bir ateşkes yapılabilir.

O da bugün veya yarın değil. En erken yıl sonunda veya muhtemelen 2025'in ilk aylarında.

Bu "ateşkes süreci" geçici görülse de yıllarca, hatta on yıllarca sürebilir.

Belki, bir ihtimal, seçeneklerden biri… Kesin bilemeyiz. 

ABD seçimlerine kadar daha fazla kan akacak

Şimdiki durum üzerinden önümüzdeki birkaç ayı, belki de bu yılın sonuna kadarki tabloyu tahmin etmek sanki biraz daha kolay.

Kanlı, çok daha kanlı, çok daha fazla insan kaybının ve yıkımın olacağı aylar başladı.

Bu durum Kasım ayına kadar, daha doğrusu muhtemelen yıl sonuna kadar sürecek.

Bu sürenin ucunda ne var?

ABD başkanlık seçimleri.

Güçlü bir ihtimalle Trump'ın tekrar başa gelmesi ve savaşı bitirmek için bir hamle yapması.

ABD'nin yeni dönemde Ukrayna konusunda ne tavır alınacağını bilemeyiz. Ama Rusya'yı sevindirmek gibi bir amaçları olacağını pek sanmam.

Trump başa gelirse yaklaşımı herhalde "becerikli tüccar" havasında girişeceği pazarlıkla işi bitirmek ve bunun PR'ından yararlanmak olacaktır.

Her neyse, benim bu aylar, muhtemelen yıl sonuna kadar "savaş çok daha kanlı geçecek" öngörümün arkasında şu yatıyor:

Herkes "pazarlık ve anlaşma aşaması"na elinde mümkün olan en fazla toprak kazanımıyla ve askerî-siyasi ağırlıkla ulaşmak istiyor.

Peki, her şeyin bu plana, daha doğrusu öngörüye göre gelişeceğinin bir garantisi var mı? Elbette yok.

Her şey çok daha kötü olabilir.

Savaş yayılabilir, nükleer bomba patlayabilir

Son aylarda, özellikle de son haftalarda çok kaygı verici haberler geliyor savaş cephesinin aktörlerinden.

Moskova'nın ciddi bir hata yaparak Ukrayna'ya saldırmasından mutlu olan Washington'un stratejisi, Rusya'nın zayıflatılmasıydı. Hâlâ da öyle.

"Varsın Ukraynalı ve Rus gençler, siviller ölsün, şehirler yıkılsın; yeter ki Rusya zayıflasın."

İki yıl üç ayı aşkındır devam eden savaşta yarım milyondan fazla insan öldü ve sakatlandı, yaralandı.

Kimin umurunda?

Rusya zayıfladı mı? Hem evet, hem hayır.

Ruslar ekonominin rotasını savunma sanayii ve savaş odaklı yeniden yapılandırmaya başladılar. Sayılara bakarsan, tüm Batı yaptırımlarına karşın Rus ekonomisi iyi gidiyor.

Uzun vadede her şey böyle güllük gülistanlık gider mi? Emin değilim. Sıkıntılar giderek artacaktır.

Peki, Batı yardımlarıyla ayakta duran Ukrayna güçlendi mi? Hayır.

Kiev'in en iyi yılı, savaşın başladığı 2022'ydi. En ciddi başarılarını o zaman kazandı.

2023 tümüyle kötü gitti denebilir. Bu yıl da öyle.

Bu arada ABD aylarca elini cebine atmadı. Bu süre içinde Rusya daha da ilerledi ve güçlendi.

Zaten Ruslar, ellerindeki silahlardan insan sayısına kadar her açıdan orantısız daha güçlü.

Ukrayna, durumu ancak Batı yardımıyla lehine çevirebilirdi.

Ukrayna lideri Zelenski'nin dediği gibi, "Batı başından beri yapabileceği yardımın çok az bir kısmını yaptı ve onu da gecikerek yaptı."

Niye böyle yaptı? Rusya'dan çekindiği için mi? Onu "zayıflatma stratejisi" açısından bunun yeterli olduğunu düşündüğünden mi? Yoksa bu konuları yeterince düşünüp anlayamadığından mı? Bilmiyorum.

Ama bugün geldiğimiz noktada ortalık toz duman. Ve savaşın dünyaya yayılma riski çok büyük.

Batı'da Fransız lider Macron'dan başlayarak ve Baltık ülkelerinden devam ederek "Ukrayna'ya asker gönderebiliriz" çağrıları çok fazla arttı. Hatta "eğitim için" denilen yüzlerce Batılı uzman bugün Ukrayna'da. Ve daha fazlası da gönderilecek.

İngiliz Dışişleri Bakanı Cameron'un "Kiev'in, NATO'dan aldığı silahları sadece işgal edilen kendi topraklarında kullanması sınırlamasından vazgeçiyoruz" (yani "Rusya'nın istediğiniz kentini bombalayabilirsiniz") açıklamasını başka liderlerin benzer demeçleri izledi.

Bu kervana geçen gün NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de katıldı.

Kiev ziyareti sırasında ABD Dışişleri Bakanı Blinken de çekingen bir havayla "Bu, Ukrayna yönetiminin bileceği iş" demişti.

Bu eğilimler önümüzdeki aylarda ABD'nin alabileceği daha aktif tavırla, Almanya ve İtalya gibi devletleri de ikna ederek genel politikaya dönüşebilir.

Moskova da milim taviz vermiyor. Taktik nükleer silah tatbikatı yapması bunun önemli bir örneği.

Yani?

Yani Rusya ile herhangi bir NATO üyesi (ve paktın 5. maddesi uyarınca 32 NATO üyesinin tümü) arasında bir yerlerde savaş çıkabilir ve yayılabilir.

Soru başlıkta. Buraya da yazayım:

Böyle bir savaş çıkarsa, Rusya ile özel ilişkileri ve iş birliği olan Türkiye, bir NATO üyesi olarak cepheye çıkacak mı?

Türkiye Rusya'ya karşı savaşacak mı?

Hakan Aksay kimdir?

Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı.

Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı.

Bu dönemde Türk-Rus ilişkileriyle ilgili çok sayıda proje gerçekleştirdi. Moskova'da '3 Haziran Nâzım Hikmet'i Anma' etkinliklerini başlattı ve 10 yıl boyunca organize etti. Dergi ve internet yayınları yaptı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı oldu.

2009'da döndüğü Türkiye'de 11 yılı T24'te olmak üzere çeşitli medya kurumlarında çalıştı; Tele1 ve Artı TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu; Gazete Duvar'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Gazeteciliğin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Rusya-Ukrayna danışmanı olarak çalışıyor. Türkiye'nin önde gelen Rusya ve eski Sovyet coğrafyası uzmanlarından olan ve "Puşkin madalyası" bulunan Hakan Aksay'ın Türkçe ve Rusça dört kitabı yayımlandı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ukrayna Barış Zirvesi ne getirdi, ne getiremedi?

Kiev'in çabaları "Küresel Güney" denilen ülkelerin bir kısmını etkilese de, pek çoğu ve bu arada BRICS üyeleri mesafeli durmayı tercih etti

Putin’den Batı’ya tehdit, Erdoğan’a uyarı: Bu gidiş, gidiş değil

Putin’in yakın zamana kadar sık görüştüğü Erdoğan'a önemli bir mesajı, ilk kez gördüğü gazeteciler aracılığıyla iletmeye çalışması tuhaf değil mi?

Ey insanlar, kimsiniz siz ve nereye gidiyorsunuz?

Her gün sokaklarda, metrolarda, marketlerde yanımızda olan binlerce, milyonlarca insan... Neden telaşla yürüyorlar, niye hep telefonlarıyla meşguller?