20 Mart 2025

CHP ve DEM operasyonları: Amaç Rusya usulü “sistem içi muhalefet” mi?

Rusya'daki sistemin en önemli özelliklerinden biri, seçimlerin sonucunun önceden belli olmasıdır

İktidar, operasyon üzerine operasyon yapıyor.

Acaba amacı muhalefeti yok etmek mi?

Hayır, yok etmek değil. Onu istediği gibi biçimlendirmek, içini boşaltarak “dekoratif” hale getirmek.

Yani muhalif partiler olsun. Ancak çok güçlenmesinler ve fazla can sıkmasınlar.

“Fazla can sıkmamak” ne demek?

İşte, “biraz” muhalefet yapsınlar. Ama fazla abartmasınlar. “Yerli ve millî” olsunlar. Önemli konularda iktidarın arkasında saf tutma “sorumluluğunu” göstersinler.

Böyle muhalefet olur mu demeyin. Olur.

En azından ben böyle bir muhalefet biliyorum: Rusya Devlet Duması’ndaki muhalefet.

Rusya Federasyonu’nun yasama organı iki parçalıdır. Alt kanadı Duma, üst kanadı Federasyon Konseyi, yani senatodur.

450 koltuklu Duma’da iktidar partisi Birleşik Rusya’nın 325 milletvekili var.

Rusya Federasyonu Komünist Partisi’nin 57, Adil Rusya-Yurtseverler’in 28, Liberal Demokratik Parti’nin 23, Yeni İnsanlar Partisi’nin 15 temsilcisi var. İki milletvekili de bağımsız.

Eee? Beş partiden dördü muhalif, değil mi?

Evet, ama hayıra yakın bir evet bu.

Bu partiler bazen iktidarın şu ya da bu uygulamasını veya kararını eleştirir, hatta kınar bile. Ama kritik konularda son sözleri iktidarı desteklemek olur.

İktidarın dış ve iç politikada düşman gördüklerini onlar da öyle bellerler.

Ve Devlet Başkanı Putin’e saygıda kusur etmezler. Dahası onu “ulusal lider” olarak görürler. Bazen onun elinden ödül ve madalya alırlar. Seçimlerde kendileri aday çıkarsa bile “asıl aday”ın Putin olduğunu söylemelerine bile şaşırılmaz.

* * *

Bu partilere Rusya’da ne derler, biliyor musunuz?

“Sistem içi muhalefet”

Peki, Rusya’da başka muhalefet var mıdır?

Burada gerçekten durup düşündüm. Ne desem… Yok gibi bir şey.

Navalni bir yıl önce hapiste hayatını kaybetti. Ona yakın çizgide başkaları da var Rus hapishanelerinde.

Ama ülkede ciddi bir güçleri olduğu söylenemez.

Yurtdışına kaçanlar da daha çok birbirlerini yemekle meşgul.

Ülke içinde Putin’i destekleyen veya destekler gibi görünen, ancak zaman zaman söylem olarak daha sert, keskin, daha milliyetçi yöntemleri savunanlar da var. Bunlar ilerde bir siyasi güç oluştururlar mı, bugünden öngörmek güç. Oligarkları (aşırı zenginleri) ve/veya bürokrasiyi hedef tahtası yapmaya çalışanlar var mı? Olabilir. Ama tüm bunlar bugün için siyasi bir kimlik ortaya koyamıyorlar.

Sonuç?

Putin ve onu destekleyen güçlerin karşısında gerçek anlamda muhalefet bulunmuyor.

Bu sistemin en önemli özelliklerinden biri, seçimlerin sonucunun üç aşağı beş yukarı önceden belli olmasıdır.

Böyle bir durum, mesela Gorbaçov veya Yeltsin dönemlerinde yoktu. Bu tablo Putin’in becerisi ve eseridir. Medyada ve başka alanlarda da tahmin edeceğiniz yansımaları vardır.

* * *

Dünyadaki popülist, aşırı sağcı, milliyetçi partiler ve liderler arasındaki deneyim alışverişi sessiz ve derinden, ama hızlı bir şekilde gelişiyor. Trump’ın dönüşü bu açıdan güçlü bir rüzgâr yarattı.

Türkiye bu alışverişte özel bir konumda. Çünkü 23 yıldır başta olan güçlü bir lider, ülkesinde neredeyse her istediğini yapabiliyor. Muhalefetin uzun yıllar boyunca zayıf olması, sadece iktidarın en büyük şansı değil, aynı zamanda onun bilinçli çabalarının bir eseri ve sonucu.

Şimdi anlaşılan iktidar, uluslararası şartları da kendi lehine okuyarak muhalefete karşı şiddetli bir atağa kalktı.

“Öcalan açılımı” ile ülkenin en güçlü partilerinden DEM büyük ölçüde pasivize edildi. Bugünkü işlevi iktidar-Öcalan-PKK arası bir nevi ulaklığa indirgendi. “Demokrasisiz çözüm” ortamında çaresiz bir umut içinde ilerlemeye çalışıyor. Diğer yandan çoğu DEM’e yönelik kayyım uygulamaları devam ediyor. İktidar, uzlaşmadan ziyade itaat istediğini belli ediyor.

Ve ana muhalefet partisi CHP’yi hedef alan operasyonlar sürüyor. Bu işin zirvesi, dün CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na ve İBB’ye yönelik gözaltılar oldu. Devamının geleceğini tahmin etmek zor değil.

Muhalefet lidersiz (veya güçlü lidersiz) ve olası bir seçimde kanadı kırık bir hale getirilmek isteniyor. CHP ve genel olarak muhalefet içinde kavga ve kargaşa yaratma senaryoları da sırada bekliyor.

Sonuçta beli kırılmış bir ana muhalefet partisi, direniş kapasitesi körelmiş bir DEM, yıpranmış bir İyi Parti ve bir türlü ciddi güce ulaşamayan diğer muhalif partiler… Bunların toplamı, iktidar için yeterince başarılı bir tablo olacak.

Ve söz konusu plan başarıya ulaşırsa, Putin gibi Erdoğan’ın da nur topu gibi bir “sistem içi muhalefeti” olacak.

Oyun bu.

Muhalefet, en başta da CHP bu oyunu bozabilecek mi? Şimdi asıl soru budur.

Bozamazsa o da bir “dekorasyon”a dönüşebilir.

Bozarsa siyasi tabloyu tümüyle tersyüz edebilir.

Hakan Aksay kimdir?

Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı.

Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı.

Bu dönemde Türk-Rus ilişkileriyle ilgili çok sayıda proje gerçekleştirdi. Moskova'da '3 Haziran Nâzım Hikmet'i Anma' etkinliklerini başlattı ve 10 yıl boyunca organize etti. Dergi ve internet yayınları yaptı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı oldu.

2009'da döndüğü Türkiye'de 11 yılı T24'te olmak üzere çeşitli medya kurumlarında çalıştı; Tele1 ve Artı TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu; Gazete Duvar'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Türkiye'nin önde gelen Rusya ve eski Sovyet coğrafyası uzmanlarından olan ve "Puşkin madalyası" bulunan Hakan Aksay'ın Türkçe ve Rusça dört kitabı yayımlandı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Gündem Yaren Leylek çünkü sevgiye ve mutluluğa hasretiz

Bir leylek ile bir "adem" arasındaki sevgi ve bağlılık duyguları yüklediğimiz bu ilişki sizce neden böylesine popüler?

Türk-Rus baharı geride kaldı, muhalefet ilişkilere ağırlığını koymalı

CHP'nin Moskova ile ilişkilerde aktif rol oynaması, bugün eskisinden daha aktüel ve zorunlu bir görev haline geldi

Hâlâ buradayım, hâlâ korkuyorum, hâlâ nefret ediyorum

Hayatlarımız çok fazla çizik ve yarayla doldu taştı, hatta dışardan görülmese de etlerimiz koparıldı, yüreğimiz delik deşik oldu

"
"